-
1 بسيط
1. babayaniAnlamı: gösterişi ve özentisi olmayan2. safAnlamı: kurnazlığa aklı ermeyen3. yapmacıksızAnlamı: yapmacığı olmayan, tabii4. azıcıkAnlamı: çok az, biraz5. alçak gönüllüAnlamı: mütevazi olan kimse6. ahlatAnlamı: kaba adam7. hödükAnlamı: görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse)8. kıtAnlamı: ihtiyaca yetmeyecek az9. natürelAnlamı: doğal, tabiî10. gösterişsizAnlamı: gösterişi olmayan, mütevazı11. doğalAnlamı: tabiatın düzenine ve gereklerine uygun, tabiî12. iddiasızAnlamı: alçak gönüllü, mütevazi13. sadeAnlamı: yalın, gösterişsiz14. yalınAnlamı: gösterişsiz, sade15. birkaçAnlamı: çok olmayan, az sayıda16. basitAnlamı: süssüz, gösterişsiz17. azAnlamı: alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik, çok olmayan -
2 جاف
Iجافٍ1. görgüsüzAnlamı: görgüsü olmayan2. nezaketsizAnlamı: nazik olmayan3. magandaAnlamı: yontulmamış, kaba saba, görgüsüz kimse4. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse5. hamhalatAnlamı: kaba saba, görgüsüz6. nobranAnlamı: davranışı kaba7. kabaAnlamı: terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz8. palikaryaAnlamı: kabadayı9. barbarAnlamı: uygarlaşmamış, kaba ve kırıcıIIجافّ1. kısırAnlamı: (toprak için) ürün vermeyen2. görgüsüzAnlamı: görgüsü olmayan3. nezaketsizAnlamı: nazik olmayan4. hamhalatAnlamı: kaba saba, görgüsüz5. bıktırıcıAnlamı: bıkkınlık verici6. magandaAnlamı: yontulmamış, kaba saba, görgüsüz kimse7. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse8. nobranAnlamı: davranışı kaba9. kabaAnlamı: terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz10. kuruAnlamı: suyu, nemi olmayan11. palikaryaAnlamı: kabadayı12. barbarAnlamı: uygarlaşmamış, kaba ve kırıcı13. bayatAnlamı: taze olmayan -
3 غليظ
I1. koyuAnlamı: yoğunluğundan dolayı güç akan2. derinAnlamı: çok yoğun olanIIغَلِيظ1. densizAnlamı: yakışıksız, saygısızca davranan2. hırboAnlamı: sersem, salak ve kaba saba3. görgüsüzAnlamı: görgüsü olmayan4. nezaketsizAnlamı: nazik olmayan5. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse6. magandaAnlamı: yontulmamış, kaba saba, görgüsüz kimse7. hamhalatAnlamı: kaba saba, görgüsüz8. nobranAnlamı: davranışı kaba9. kabaAnlamı: terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz10. engebeAnlamı: yer biçimi, yer şekilleri, arıza11. hödükAnlamı: görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse)12. hantalAnlamı: kaba ve kocaman, iri13. kalın14. kırıcıAnlamı: kaba, sert15. yoğunAnlamı: kalın16. bayağıAnlamı: aşağılık -
4 فج
Iفَجّdar boğazAnlamı: kısıkIIفِجّ1. densizAnlamı: yakışıksız, saygısızca davranan2. hırboAnlamı: sersem, salak ve kaba saba3. görgüsüzAnlamı: görgüsü olmayan4. hamhalatAnlamı: kaba saba, görgüsüz5. magandaAnlamı: yontulmamış, kaba saba, görgüsüz kimse6. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse7. hödükAnlamı: görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse)8. kabaAnlamı: terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz9. hantalAnlamı: kaba ve kocaman, iri10. kırıcıAnlamı: kaba, sert11. yeşilAnlamı: olmamış, ham (meyve) -
5 فظ
فَظّ1. hırboAnlamı: sersem, salak ve kaba saba2. densizAnlamı: yakışıksız, saygısızca davranan3. mors4. görgüsüzAnlamı: görgüsü olmayan5. nezaketsizAnlamı: nazik olmayan6. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse7. magandaAnlamı: yontulmamış, kaba saba, görgüsüz kimse8. hamhalatAnlamı: kaba saba, görgüsüz9. nobranAnlamı: davranışı kaba10. hödükAnlamı: görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse)11. hantalAnlamı: kaba ve kocaman, iri12. kabaAnlamı: terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz13. işlenmemiş14. görmemiş15. kırıcıAnlamı: kaba, sert16. bayağıAnlamı: aşağılık -
6 بسيط
ahlat; alçak gönüllü; azıcık; az; babayani; basit; birkaç; doğal; gösterişsiz; hödük; iddiasız; kıt; natürel; sade; saf; yalın; yapmacıksız -
7 زهيد
azıcık; az; birkaç; çileli; çilekeş; kıt -
8 طفيف
azıcık; az; birkaç; dar; kıt; tadımlık -
9 عزيز
ağır; azıcık; az; aziz; ayrıcalı; ayrık; canan; Cicim!; değerli; kıt; masraflı; nadir; onurlu; tadımlık -
10 قليل
azıcık; az; biraz; birkaç; cüz'î; dar; hafifçe; kıt; tadımlık -
11 لزب
azıcık; az; birkaç; dar; kıt; tadımlık -
12 نادر
bulunmaz; ender; geçersiz; kıt; müstesna; nadide; nadir; olmadık; seyrek; turfa -
13 نزر
azıcık; az; birkaç; kıt; nadir; tadımlık -
14 نزير
azıcık; az; birkaç; kıt; nadir; tadımlık -
15 أبله
أَبْلَه1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. kazAnlamı: budala3. şabanAnlamı: aptal, alık, budala4. enayiAnlamı: fazla bön, avanak5. anlayışsızAnlamı: kafasız, kavrayışsız, vurdum duymaz, kalın kafalı olan kimse6. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan7. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse8. angutAnlamı: ahmak ve aptal9. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan10. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala11. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız12. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan13. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal14. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz15. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt16. salak17. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık18. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem19. kuru kafaAnlamı: akılsız kafa20. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse21. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal22. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi23. kaşalotAnlamı: aptal, budala24. kelekAnlamı: aptal25. bönAnlamı: budala, saf26. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz27. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz28. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan -
16 أحمق
أَحْمَق1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. zibidi3. şabanAnlamı: aptal, alık, budala4. kazAnlamı: budala5. enayiAnlamı: fazla bön, avanak6. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan7. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan8. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala9. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse10. angutAnlamı: ahmak ve aptal11. vurdum duymazAnlamı: umursamaz, duygusuz12. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan13. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız14. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal15. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz16. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt17. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen18. salak19. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık20. kaşalotAnlamı: aptal, budala21. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse22. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi23. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal24. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın25. kelekAnlamı: aptal26. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem27. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz28. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan29. bönAnlamı: budala, saf30. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
17 أخرق
أَخْرَق1. idraksizAnlamı: anlayışsız, ahmak2. zibidi3. densizAnlamı: yakışıksız, saygısızca davranan4. avalAnlamı: aptal, ahmak5. şabanAnlamı: aptal, alık, budala6. kazAnlamı: budala7. enayiAnlamı: fazla bön, avanak8. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan9. angutAnlamı: ahmak ve aptal10. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala11. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse12. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan13. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan14. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal15. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz16. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt17. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen18. salak19. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık20. zevzekAnlamı: tatsız ve çok konuşan, geveze21. sakar22. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse23. kelekAnlamı: aptal24. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal25. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi26. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem27. kaşalotAnlamı: aptal, budala28. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın29. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz30. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz31. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan32. bönAnlamı: budala, saf -
18 ألكع
أَلْكَع1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. zibidi3. şabanAnlamı: aptal, alık, budala4. kazAnlamı: budala5. angutAnlamı: ahmak ve aptal6. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan7. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse8. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala9. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan10. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan11. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal12. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt13. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen14. salak15. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık16. kaşalotAnlamı: aptal, budala17. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın18. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse19. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal20. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem21. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi22. kelekAnlamı: aptal23. bönAnlamı: budala, saf24. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan25. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz26. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
19 إمر
إِمَّر1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. zibidi3. kazAnlamı: budala4. şabanAnlamı: aptal, alık, budala5. enayiAnlamı: fazla bön, avanak6. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan7. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan8. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse9. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala10. angutAnlamı: ahmak ve aptal11. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız12. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan13. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal14. lökAnlamı: ağır, hantal olan15. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz16. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt17. salak18. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık19. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi20. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem21. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal22. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse23. kaşalotAnlamı: aptal, budala24. bönAnlamı: budala, saf25. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz26. budalaAnlamı: zekâca geri27. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan28. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz -
20 بليد
بَلِيد1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. şabanAnlamı: aptal, alık, budala3. kazAnlamı: budala4. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse5. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan6. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan7. angutAnlamı: ahmak ve aptal8. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala9. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan10. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız11. lökAnlamı: ağır, hantal olan12. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal13. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt14. salak15. üşengeçAnlamı: çok üşenen, tembel olan kimse, üşengen16. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık17. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem18. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse19. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal20. kaşalotAnlamı: aptal, budala21. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi22. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan23. budalaAnlamı: zekâca geri24. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesiz25. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz26. bönAnlamı: budala, saf
См. также в других словарях:
kit — kit … Dictionnaire des rimes
Kit — or KIT may refer to: Assembly* Scale model, item sold partially assembled * Kitbashing, the process of modifying a commercially available model kit * Electronic kit, a set of unassembled parts * Robot kit, special construction kit for building… … Wikipedia
kit — [ kit ] n. m. • 1958; mot angl. « boîte à outils » ♦ Anglic. 1 ♦ Ensemble des éléments constitutifs d un objet vendu prêt à être monté. Meuble, ordinateur en kit. Recomm. offic. prêt à monter, lot. 2 ♦ Coffret réunissant tout ce qui est… … Encyclopédie Universelle
KIT — Cette page d’homonymie répertorie les différents sujets et articles partageant un même nom. {{{image}}} Sigles d une seule lettre Sigles de deux lettres > Sigles de trois lettres … Wikipédia en Français
kit — [kɪt] noun [countable] a set of equipment, materials etc, used for a particular purpose: • 1500 public information kits were produced and mailed directly to social service agencies. • The company also markets a £200 upgrade kit (= something which … Financial and business terms
Kit — Kit, n. [Cf. D. kit a large bottle, OD. kitte beaker, decanter.] 1. A large bottle. [1913 Webster] 2. A wooden tub or pail, smaller at the top than at the bottom; as, a kit of butter, or of mackerel. Wright. [1913 Webster] 3. A straw or rush… … The Collaborative International Dictionary of English
kit — kit1 [kit] n. [ME kyt < MDu kitte, container made of hooped staves] 1. [Brit. Dial.] a small wooden tub or bucket for holding fish, butter, etc. 2. a) personal equipment, esp. as packed for travel b) a set of tools or implements c) equipment… … English World dictionary
KIT — ist eine Abkürzung für: Karlsruher Institut für Technologie Keep It True, ein Metal Festival Königliches Tropeninstitut, Amsterdam Kriseninterventionsteam Kunst im Tunnel, ein Ausstellungshaus in Düsseldorf KIT ist die Bezeichnung für: einen… … Deutsch Wikipedia
Kit — ist die Bezeichnung für einen Standard im Btx ein Protein aus der Familie der Rezeptor Tyrosinkinasen (KIT oder c Kit) KIT ist eine Abkürzung für Karlsruher Institut für Technologie Keep It True, ein Metal Festival Koninklijk Instituut voor de… … Deutsch Wikipedia
kit — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. mnż I, D. u, Mc. kicie, blm {{/stl 8}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}1. {{/stl 12}}{{stl 7}}masa plastyczna twardniejąca na powietrzu, produkowana zwykle z kredy i pokostu, służąca do umocowywania szyb w ramach, łączenia… … Langenscheidt Polski wyjaśnień
Kit-i — Datos generales Origen … Wikipedia Español