-
1 вздремнуть
kestirmek,şekerleme yapmak* * *сов., разг.kestirmek, şekerleme yapmak -
2 предсказывать
несов.; сов. - предсказа́тьönceden haber vermek; önceden kestirmek; kehanette bulunmakпредска́зывать бу́дущее — gelecekten / olacaktan haber vermek
э́то тру́дно предсказа́ть — onu önceden kestirmek zor
-
3 всхрапнуть
сов., прост.( поспать) kestirmek -
4 ёжиком
стри́чься ёжиком — saçlarını alabros kestirmek
-
5 засекать
kertik açmak* * *I несов.; сов. - засе́чь I1) ( делать засечки) kerte / kertik açmak2) ( определять местонахождение) воен. kestirmek••II несов.; сов. - засе́чь IIзасека́ть вре́мя — saat tutmak
( до смерти) kamçılayarak / kırbaçlayarak öldürmek -
6 коротко
kısaca* * *1) kısaко́ротко стри́чься — saçlarını kısa kestirmek
2) kısaca; özetleвот, ко́ротко (говоря́), в чём вопро́с — sorun özetle budur
3) в соч.ко́ротко узна́ть кого-л. — yakından tanımak
-
7 мальчик
erkek çocuğu* * *м(erkek) çocuk; oğlan••стри́чься под ма́льчика — saçlarını alagarson kestirmek
-
8 наголо
в соч.бри́тый на́голо́ — başı ustura ile tıraşlı
постри́чься на́голо́ — saçını dibinden / sıfır numarayla kestirmek
ша́шками / ша́шкой наголо́ — dalkılıç; yalınkılıç
-
9 облюбовать
сов. -
10 остригаться
несов.; сов. - остри́чься -
11 пеленговать
несов.; сов. - запеленгова́тьkerteriz almak, kestirmek -
12 подстригаться
несов.; сов. - подстри́чься( в парикмахерской) saçlarını kestirmek -
13 постричься
сов. -
14 предугадывать
несов.; сов. - предугада́тьönceden bilmek / kestirmek, önceden görmek -
15 прикорнуть
сов., разг.( вздремнуть) kestirmek -
16 присмотреть
-
17 снимать
несов.; сов. - снять1) almak; indirmek; çıkarmak; sökmekснима́ть паути́ну — örümcekleri almak
снять карти́ну (со стены́) — tabloyu indirmek
снять ры́бу с крючка́ — balığı iğneden çıkarmak
снять кастрю́лю (с огня) — tencereyi ateşten almak / indirmek
снять но́мер с автомаши́ны — arabanın plakasını sökmek
снима́ть су́дно с ме́ли — gemiyi yüzdürmek
2) çıkarmakснять пальто́ — paltoyu (sırtından) çıkarmak
снять сапоги́ — çizmeyi (ayağından) çıkarmak
снять очки́ — gözlüğünü çıkarmak
3) kaldırmakснима́ть оса́ду — muhasarayı kaldırmak
снима́ть арест на иму́щество — юр. haczi kaldırmak / fekketmek
э́тот запре́т снят — bu yasak kaldırıldı / kalktı
снять печа́ть — mührü açmak / fekketmek
снять с себя́ отве́тственность — sorumluluğu üstünden atmak
5) almak; soymakснима́ть пе́ну — köpükleri almak
снима́ть сли́вки с молока́ — sütün kaymağını almak
снима́ть грим — makyajını silmek
снима́ть шку́ру с овцы́ — koyunu yüzmek
снима́ть ко́жу с апельси́на — portakalı soymak
6) devşirmekснима́ть я́блоки — elma devşirmek
снима́ть после́дние помидо́ры — domatesi bozmak
снима́ть урожа́й — ürün kaldırmak
снима́ть бо́льший урожа́й с той же пло́щади — aynı toprak / alan üzerinden daha fazla ürün almak
7) воен. çekmekснять полк с грани́цы — alayı huduttan çekmek
8) görevden almak; işten çıkarmak ( увольнять)снять кого-л. с рабо́ты / с занима́емой до́лжности — görevinden almak
судья́ снял его́ с соревнова́ний — hakem onu diskalifiye etti
9) kaldırmak; geri almakснять свою́ кандидату́ру — adaylığını geri almak
снять пье́су с репертуа́ра — oyunu sahneden kaldırmak
10) almak, çıkarmakснима́ть ко́пию с докуме́нта — belgenin suretini / kopyasını almak / çıkarmak
снима́ть ка́рту ме́стности — arazinin haritasını almak
снима́ть отпеча́тки па́льцев — parmak izlerini almak
11) resim çekmek / çıkarmak; filme almak ( на киноплёнку)снима́ть фильм — filim çekmek
сними́ нас — resmimizi çek
сце́на, кото́рую они́ снима́ли кино — çevirdikleri sahne
12) tutmakснима́ть да́чу — yazlık tutmak
13) ( в карточной игре) kesmek••снять показа́ния с кого-л. — birinin ifadesini almak
как руко́й сня́ло́ — birebir geldi
холо́дная вода́ как руко́й снима́ет уста́лость — soğuk su yorgunluğa birebirdir
снима́ть боль — ağrıyı kesmek
-
18 соснуть
сов., разг. -
19 стричься
saçlarını kestirmek, tıraş olmakона́ ко́ротко стрижётся — saçlarını kısa kestiriyor
-
20 постричься
saçlarını kestirmek, saçlarını qırqtırmaq
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kestirmek — i 1) Kesme işini yaptırmak 2) Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim? M. Ş. Esendal 3) Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi. 4) Karar vermek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalak kestirmek — hlk. sıtmadan büyümüş dalağı eski bir yöntemle tedavi ettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şekeri kestirmek — şeker şerbetine, limon suyu veya limon tuzu katarak kaynatıp koyulaşmasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yem kestirmek — yolda durup hayvanlara yem yedirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çivi kestirmek — tkz. çok üşütmek Misafirlerimize trende çivi kestirmekte mana yok. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku kestirmek — kısa bir süre uyumak Ben de bu sayede biraz uyku kestirip kuvvetimi telafi ettim. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözüne kestirmek — 1) başarabileceğini ummak 2) zevkine uygun bulmak, hoşlanmak Dam olarak beni gözüne kestirdiği anlaşılıyordu. R. N. Güntekin 3) uygun bulmak, elverişli görmek Kayaların gözüme kestirdiğim bir yerinden aşağı inmeye başladım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
köstek kestirmek — yürümeye başlayan çocuğun ayaklarının arasına bağlanan … Beypazari ağzindan sözcükler
kestürmek — kestirmek II, 195 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sıturmak — kestirmek, kıydırmak, kırdırmak. III, 187 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TAHSİM — Kestirmek. * Dağılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük