-
41 локализация
жyayılmasını önleme; yayılması kesilme -
42 amputation
-
43 breathlessness
noun nefessizlik, soluğu kesilme -
44 discontinuation
-
45 disruption
n. kesilme, bozulma, parçalanma; karışıklığa itme* * *1. bozma 2. yarılma* * *[-ʃən]noun sekte vurma, engel olma -
46 gasp
n. zorlukla soluma, soluğu kesilme, nefesini tutma————————v. nefesini tutmak, zorlukla solumak, nefesi kesilmek* * *1. nefes nefese kal (v.) 2. soluma (n.)* * *1. noun(the sound made by suddenly breathing in, eg because of surprise or sudden pain: a gasp of fear.) kısa/kesik kesik nefes/soluma2. verbHe gasped with pain.) soluğu/nefesi kesilmek -
47 interruption
n. sözünü kesme, ara, kesiklik, sekte, fasıla, kesinti, durdurma* * *kesilme* * *[-ʃən]1) (the act of interrupting or state of being interrupted: His failure to complete the job was due to constant interruption.) ara verme, karışma; kesinti2) (something that interrupts: I get too many interruptions in my work.) kesintiye uğratan şey -
48 outage
n. zayiat, fire, depolama ve taşıma sırasında ziyan olan miktar* * *(blackout; a period of a general power failure.) kesilme -
49 stopping
n. dolgu, kesilme, durdurma, tıkama* * *noun (a filling in a tooth: One of my stoppings has come out.) dolgu -
50 abscission
n. kesme, kesilme* * *1. ani son 2. kesip çıkarma -
51 automatic interrupt
otomatik kesilme -
52 heave
n. kaldırma, atma, kabarma, fay hareketi, nefesi kesilme (at)————————v. atmak, kaldırmak, kabarmak, şişirmek, çekmek, inip kalkmak, öğürmek, kusmak* * *1. kaldırmaya uğraş (v.) 2. çaba (n.) -
53 laceration
n. yırtma, kırma, yırtılma, yaralanma, kesilme* * *yırtma -
54 ceasing
n. kesilme -
55 delactation
n. sütten kesme, memeden kesme, sütten kesilme, ana sütünün kesilmesi -
56 disconnexion
n. kesilme, bağlantısızlık, kopukluk, ayrılma -
57 fossilization
n. fosilleşme, taş kesilme, çağın gerisinde kalma -
58 loss of appetite
n. iştah kaybı, iştahı kesilme -
59 petrifaction
n. taşlaşma, taş kesilme, fosil -
60 surcease
n. bitme, kesilme, ara————————v. bitmek, kesilmek, ara vermek
См. также в других словарях:
kesilme — is. Kesilmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNCİZAZ — Kesilme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNFİTAM — Kesilme. * Sütten kesilme. * Menedilen bir şeyden uzaklaşma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
üzüklük — kesilme I, 152 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İBHA — Kesilme, inkıt … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İBTİTA' — Kesilme, inkıta … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNSIRAM — Kesilme, kesilip ayrılma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
inkıta — kesilme; kesinti; ara verme … Hukuk Sözlüğü
devre dışı — is., fiz. 1) Elektrik donanımındaki enerji akımının bir noktada kesilme durumu 2) mec. Konudan uzak, ilgisiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller devre dışı kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
inkıta — is., esk., Ar. inḳiṭāˁ Kesilme, kesinti Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller inkıtaya uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kat — 1. is. 1) Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. S. F. Abasıyanık 2) Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey Bir kat … Çağatay Osmanlı Sözlük