-
1 öd kesesi
-
2 safra kesesi
-
3 avurt kesesi
zool Backentasche f -
4 çiftleşme kesesi
zool Begattungstasche f -
5 döl kesesi
-
6 göz kesesi
Lidsack m -
7 para kesesi
Geldbeutel m -
8 spor kesesi
-
9 kese
-
10 öd
öd < ödü> Galle f;öd kanalı Gallengang m;öd kesesi ANAT Gallenblase f;öd kesesi taşları Gallensteine m/pl;-in ödü kopmak (oder patlamak) zu Tode erschrecken -
11 para
para Geld n; HIST Para m (40. Teil des Kurusch);para babası steinreich; fig Geldsack m;para bozmak wechseln, fam klein machen;para canlısı geldgierig;para cezası Geldstrafe f;para çantası (oder kesesi) Portemonnaie n;para dökmek (sein) Geld vergeuden; (viel) Geld investieren;para etmemek zu nichts taugen; nichts hermachen;para ile değil spottbillig;para kırmak Geld scheffeln;para pul Geld n, klingende Münze;para sıkıntısı Geldsorgen pl;para tutmak Geld anhäufen; Geld haben;para yapmak fam Geld machen;para yemek Geld vergeuden; fig fam sich schmieren lassen;-e para yedirmek jemanden mit Geld überschütten; bestechen A;paradan çıkmak sich verausgaben;parası pul olmak jemandes Geld an Wert verlieren ( oder vergeudet werden); -
12 safra
safra1 Ballast m;safra atmak Ballast abwerfen; jemanden oder etwas abwimmelnsafra2 Galle f;safra bastırmak den knurrenden Magen beruhigen;safra kesesi ANAT Gallenblase f;safrası kabarmak: safram kabarıyor mir ist übel -
13 amnios
amnios s
См. также в других словарях:
kesesi elvermemek — bütçesi elverişli olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öd kesesi — is., anat. Safra kesesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
safra kesesi — is., anat. Karaciğere yapışık, armut biçiminde, safra salgılayan küçük organ, öd kesesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz kesesi — is., anat. Gözlerin hemen altında derinin ve kasların bozulması sonucu oluşan şişkinlik Gözlerinin altında keseler, torba torba sarkıyor göz keseleri. Z. Selimoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamam kesesi — is. Hamamda kiri çıkarmak için kullanılan kıldan veya kenevirden örülmüş, ele geçirebilen kese … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava kesesi — is., anat. 1) Balıkların aşağı ve yukarı inip çıkmalarını sağlayan, hava ile dolup boşalan kese 2) Kuşlarda vücudun çeşitli yerlerinde bulunan ve akciğere bağlı olan boşluklar 3) Birçok böcekte trake boruları üzerinde yer almış olan hava dolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitme kesesi — is., anat. Suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlardan, işitme taşını içinde bulunduran akışkan sıvılı organ, otosist … Çağatay Osmanlı Sözlük
reçine kesesi — is. Bazı açık tohumlular ile benzerlerinde bulunan ve reçineli maddelerin birikmesine yarayan küçük kese … Çağatay Osmanlı Sözlük
spor kesesi — is., bit. b. Çiçeksiz bitkilerde, içinde sporların bulunduğu küçük kese … Çağatay Osmanlı Sözlük
su kesesi — is., bit. b. Su bitkilerinde içi hava ile dolu bölüm, şişkinlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağ kesesi — is. Vücudun bir yerinde oluşan beze ... başındaki bir basit yağ kesesini kolayca çıkardığım bir saz şairi... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük