-
21 صفة
Iصِفَة1. hasletAnlamı: insanın yaradılışından gelen özellik, huy2. liyakatAnlamı: yaraşırlık, uygunluk, değım3. hususiyetAnlamı: bir şeyin benzerlerinden ayrılmasını sağlayan nitelik, özellik4. erdemAnlamı: fazilet ve ahlak5. meziyet6. kalite7. keyfiyetAnlamı: nitelik8. ön adAnlamı: sıfat9. sıfatAnlamı: bir ismi niteleyen kelimeIIصُفَّةtenteAnlamı: güneşten korunmak için örtü -
22 ضمير
ضَمِير1. vicdanîAnlamı: vicdanla ilgili2. vicdan3. zamirAnlamı: kişı, özlük gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek, varlıkların yerini tutan kelime -
23 ظرف
ظَرْف1. keyfiyetAnlamı: durum2. zariflikAnlamı: zarif davranış veya zarif olma durumu, incelik, zarafet3. muziplikAnlamı: takılganlık4. gülmeceAnlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor5. lâtifeAnlamı: şaka, nükte6. hâlAnlamı: durum, vaziyet7. espriAnlamı: şakalı söz, nükte8. mizahAnlamı: gülmece9. letafetAnlamı: güzellik, hoşluk, incelik10. belirteçAnlamı: zarf11. ahvalAnlamı: durumlar, hâller ve vaziyetler12. zarf13. şakaAnlamı: latife14. zarfAnlamı: bir fiilin, bir sıfatın veya bir başka zarfın anlamını zaman, yer, ölçü ve soru kavramları bakımından etkileyen kelime15. eğlendiriAnlamı: gülmece, mizah -
24 عثرة
عَثْرَة1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. gafAnlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot -
25 عجمة
عُجْمَة1. ağızAnlamı: bir dilin sınırları içinde, bölgelere göre değişen söyleyiş özelliği2. kargaşaAnlamı: karışıklık, düzensizlik3. diyalektAnlamı: lehçe4. lehçeAnlamı: bir dilin ses, yapı, ve söz dizimi özelikleriyle ayrılan kolu5. aksanAnlamı: bir ülkenin insanlırna veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği, kelime ve grup vurgusu6. karanlıkAnlamı: gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum) -
26 غلط
Iغَلَط1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. hataAnlamı: yanlış, yanlışlık, yanılgı3. falsoAnlamı: yanlış davranış4. yanlişAnlamı: bir kurala uymama durumu5. yanılgıAnlamı: yanlış davranışIIغَلِطَyanılmakAnlamı: anlamayarak aldanmak -
27 غلطة
غَلْطَة1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. falsoAnlamı: yanlış davranış3. hataAnlamı: yanlış, yanlışlık, yanılgı4. yanlişAnlamı: bir kurala uymama durumu -
28 فعلة
فَعْلَة1. fiilAnlamı: davranış kavramı veren kelime2. eylemAnlamı: iş, fiil, aksiyon3. amelAnlamı: yapılan ış, fiil, edim -
29 فلتة
فَلْتَة1. zıpAnlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı2. anidenAnlamı: ansızın, birdenbire3. pattadanAnlamı: aniden4. pattadakAnlamı: aniden5. cartadakAnlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan6. birdenbireAnlamı: aniden7. birdenAnlamı: aniden8. lârpAnlamı: ansızın ve güç biçimde9. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)10. gafAnlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot11. apansızAnlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın12. şırakkadakAnlamı: ansızın birdenbire13. gümbedekAnlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire14. şıppadak15. zıppadakAnlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada16. takkadakAnlamı: aniden17. şappadakAnlamı: ansızın18. ansızınAnlamı: birdenbire, anî olarak, anîden -
30 قول
قَوْل1. diyecekAnlamı: söylenecek söz2. açıAnlamı: insanın görüşü3. kafaAnlamı: zihniyet, görüş4. mülâhazaAnlamı: düşünce5. telâkkiAnlamı: anlayış, görüş6. muhavere7. gırAnlamı: söz, lâkırdı8. görüşAnlamı: gözle bir şeyi algılama yetisi9. lâfAnlamı: söz, lâkırdı10. kelâmAnlamı: söz11. söz12. gözAnlamı: bakış, görüş13. düşünceAnlamı: düşünme sonucu varılan, mütalâa, mülâhaza -
31 كبوة
كَبْوَة1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. gafAnlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot -
32 كلام
كَلَام1. diyecekAnlamı: söylenecek söz2. münazaraAnlamı: tartışma3. lâkırdıAnlamı: lâf, söz4. mükâlemeAnlamı: karşılıklı konuşma5. muhavere6. gırAnlamı: söz, lâkırdı7. lâfAnlamı: söz, lâkırdı8. kelâmAnlamı: söz9. nutukAnlamı: söz, konuşma10. söz11. cümleAnlamı: bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi -
33 لكنة
لُكْنَة1. ağızAnlamı: bir dilin sınırları içinde, bölgelere göre değişen söyleyiş özelliği2. diyalektAnlamı: lehçe3. lehçeAnlamı: bir dilin ses, yapı, ve söz dizimi özelikleriyle ayrılan kolu4. şiveAnlamı: söyleyiş özelliği5. aksanAnlamı: bir ülkenin insanlırna veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği, kelime ve grup vurgusu -
34 لهجة
لَهْجَة1. ağızAnlamı: bir dilin sınırları içinde, bölgelere göre değişen söyleyiş özelliği2. diyalektAnlamı: lehçe3. lehçeAnlamı: bir dilin ses, yapı, ve söz dizimi özelikleriyle ayrılan kolu4. şiveAnlamı: söyleyiş özelliği5. aksanAnlamı: bir ülkenin insanlırna veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği, kelime ve grup vurgusu -
35 ليس
-
36 مذكر
-
37 نداء
-
38 نسائي
نِسَائِيّ1. kadıncaAnlamı: kadına yakışır (biçimde)2. dişilAnlamı: bazı dillerde dişi sayılan (kelime), müennes3. nisaîAnlamı: kadınla ilgili -
39 نسوي
نِسْوِيّ1. dişilAnlamı: bazı dillerde dişi sayılan (kelime), müennes2. kadıncaAnlamı: kadına yakışır (biçimde) -
40 هبطة
هَبْطَة1. galatAnlamı: yanlış (kelime veya söz)2. gafAnlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot
См. также в других словарях:
kelime — is., Ar. kelime Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. O. V. Kanık Birleşik Sözler kelime cambazı kelime hazinesi kelimeişehadet kelime kadrosu kelime karışıklığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
KELİME — Gr: Mânası olan en küçük söz veya cümlenin yapısını teşkil eden unsurlardan birisidir. Kelime, isim, fiil ve harf olmak üzere dilbilgisinde üç kısma ayrılmıştır. Bir tek söze kelime denir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Kelime Aydın — Kelime Aydın, born on June 15, 1982 in Kars, Turkey, is a Turkish skier, competing in the cross country discipline. She participated at the 2006 Winter Olympic Games in Turin, Italy.Kelime took part at the 2002 Winter Olympics in Salt Lake City,… … Wikipedia
kelime türü — is., dbl. Yapı, kavram, görev bakımından aralarındaki benzerliğe göre ayrılmış bulunan kelime türlerinden her biri, sözcük türü: Türkçede sekiz kelime türü vardır: isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem, fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
KELİME-İ MENHUTE — Aslı iki kelime olan bir tâbirin bir kelime ile söylenişi: El Hamdüllilâh yerine Hamdele söylenmesi gibi. Bismillâh yerine Besmele denmesi gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kelime cambazı — is. Kelime cambazlığı yapan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelime cambazlığı — is. Sözlerle oyun yapma Bergamalının laf üstüne laf koymakta, kelime cambazlığı yapmakta üstüne yoktur. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelime oyunu — is. 1) Sözlerin çok anlamlı olmasından veya benzerliklerinden yararlanarak yapılan nükte veya aykırı anlamlandırma 2) İki veya daha çok kişinin her defasında bir harf ekleyerek anlamlı kelime oluşturma oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
KELİME-İ TAYYİBE — Allah ve Resulullah kelâmı. Dua, niyaz ve salâvatlar gibi kelâmlar. Meselâ (Sübhânallah velhamdülillah ve Lâilâhe illâllah vallahü Ekber) kelime i tayyibedir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kelime — (A.) [ ﻪﻤﻠﮐ ] sözcük … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kelime hazinesi — is., dbl. Söz varlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük