-
101 dünya
земля́ (ж)* * *1) мир; вселе́нная; земля́dünya haberleri — междунаро́дные изве́стия
dünya hâkimiyeti — мирово́е госпо́дство
dünyanın her tarafına gitmek — объе́здить весь свет
dünya piyasası — мирово́й ры́нок
dünya satranç şampıyonu — чемпио́н ми́ра по ша́хматам
dünya savaşı — мирова́я война́
dünya yüzünde — на земле́
2) астр. Земля́3) весь мир, весь свет, все лю́ди, всеdünya âlem — весь свет, все лю́ди, все
dünya ne söylerse söylesin onun umrunda olmuyor — пусть все говоря́т, что хотя́т, ему́ до э́того нет де́ла
dünyaya rüsva etmek — опозо́рить на весь мир, опозо́рить пе́ред все́ми
4) мирBatı dünyası — за́падный мир
bitkiler dünyası — мир расте́ний
hayvanlar dünyası — мир живо́тных
5) вну́тренний мир; мироощуще́ниеdünyaları apayrı iki insan — два челове́ка с соверше́нно разли́чными взгля́дами
6) бесчи́сленное мно́жество, о́чень мно́гоdünyanın parası harcandı — была́ потра́чена у́йма де́нег
••- dünya başına dar gelmek
- dünya başına yıkılmak
- dünyayı başına zindan etmek
- dünya bir araya gelse
- dünyanın dört bucağı
- dünya durdukça
- dünyadan elini eteğini çekmek
- dünyadan geçmek
- dünyaya gelmek
- dünyaya getirmek
- dünya gözü ile görmek
- dünyaya gözlerini kapamak
- dünyadan haberi olmamak
- dünyanın kaç buçak olduğunu gösteririm!
- dünya kadar
- dünyaya kazık kakmak
- dünya onun olmak
- dünyalar onun olmak
- dünyayı tutmak -
102 kakmak
-i1) толка́ть, подта́лкивать (что-л. куда-л.)2) вбива́ть, вкола́чивать, забива́ть3) инкрусти́ровать -
103 kök
ко́рень (м)* * *1) бот. ко́рень, корневи́ще; корешо́кkökünden çekmek — выдёргивать с ко́рнем
ek kök — боково́й прида́точный ко́рень
kazık kök — стержнево́й ко́рень
saçak kök — мочкова́тый ко́рень
yumru kök — клубнево́й ко́рень
2) биол. ко́реньdiş kökü — ко́рень зу́ба
nasırın kökü — ко́рень мозо́ли
3) перен. ко́рень, осно́ва, основа́ниеişi kökünden temizlemeli — де́ло на́до основа́тельно подчи́стить
kökü belli olaylar — собы́тия, исто́чники кото́рых изве́стны
kökten çürümek — прогни́ть наскво́зь
kökünü / kökünden kazımak — искорени́ть, вы́рвать с ко́рнем, уничто́жить
köküne kibrit suyu dökmek, kökünü kurutmak — уничто́жить с ко́рнем, искорени́ть, истреби́ть
kök salmak — пусти́ть ко́рни, укорени́ться
4) (тж. kökler) ко́рниköklerini kopmuş bir adam — порва́вший со свои́ми корня́ми
5) грам., мат. ко́реньkök almak — извлека́ть ко́рень
kelime kökü — ко́рень сло́ва
6) хим. радика́л•• -
104 ayak
ножка, подпорка, опора, стойка, устой, база, нога- demet ayak
- deste ayak
- fil ayağı
- kazık ayak
- kenar ayak
- kemer ayağı
- köprü ayağı
- payanda ayak
- tırabzan ayağı
- üç ayak
- ayakkabı
- ayaklıkİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ayak
-
105 baş
1) главный, основной2) шляпка, головка•- çekiç başı
- çivi başı
- duş başı
- ekip başı
- kazık başı
- perçin başı
- yatak başıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > baş
-
106 başlık
1) шлем, каска2) наголовник, капитель3) набалдашник•- kapı üst başlığı
- kazık başlığı
- pencere üst başlığı
- ray başlığı
- sütun başlığı
- üst başlıkİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > başlık
-
107 çarık
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çarık
-
108 çit
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çit
-
109 dayanım
сопротивление, сопротивляемость- aşındırma dayanım
- aşınma dayanımı
- basınç dayanımı
- başlangıç dayanımı
- batma dayanımı
- beton dayanımı
- burulma dayanımı
- bükülme dayanımı
- çatlama dayanımı
- çekme dayanımı
- deformasyon dayanımı
- dinamik dayanım
- eğilme dayanımı
- enson dayanım
- hava dayanımı
- hidrolik dayanımı
- ısı iletme dayanımı
- iç dayanım
- kayma dayanımı
- kazık çakma dayanımı
- kesme dayanımı
- kırılma dayanımı
- koparma dayanımı
- küp dayanımı
- lokal dayanımı
- malzeme dayanımı
- özgül dayanım
- penetrasyon dayanımı
- prizma dayanımı
- proje dayanımı
- sıkıştırma dayanımı
- sürtünme dayanımı
- torsiyon dayanımı
- uzun süreli dayanım
- yarma dayanımı
- yıpranma dayanımı
- yorulma dayanımıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dayanım
-
110 derinlik
- delik derinliği
- don etki derinliği
- don tesir derinliği
- efektif derinlik
- etkili derinlik
- faydalı derinlik
- hendek derinliği
- kazık çakma derinliği
- kazma derinliği
- kesme derinliği
- kritik derinlik
- oda derinliği
- ortalama derinlik
- penetrasyon derinliği
- temel derinliğiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > derinlik
-
111 direnç
сопротивление, противодействие- aşındırma direnci
- aşınma direnci
- basınç direnci
- başlangıç direnci
- batma direnci
- beton direnci
- burulma direnci
- bükülme direnci
- çatlama direnci
- çekme direnci
- deformasyon direnci
- dinamik direnç
- eğilme direnci
- enson direnç
- hava direnci
- hidrolik direnç
- ısı iletme direnci
- iç direnç
- kayma direnci
- kazık çakma direnci
- kesme direnci
- kırılma direnci
- koparma direnci
- küp direnci
- lokal direnç
- malzeme direnci
- özgül direnç
- penetrasyon direnci
- prizma direnci
- proje direnci
- sıkıştırma direnci
- sürtünme direnci
- torsiyon direnci
- uzun süreli direnç
- yarma direnci
- yıpranma direnci
- yorulma direnciİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > direnç
-
112 grup
1) бригада, группа2) агрегат•- elektrojen grubu
- hava soğutmalı soğutma grubu
- kaynak grubu
- kazan grubu
- kazık grubu
- kurutma grubu
- oturma grubu
- serbest soğutma grubu
- soğutma grubu
- soğutucu grup
- su soğutmalı soğutma grubuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > grup
-
113 köprü
мост, мостик- ahşap köprü
- akustik köprü
- asma köprü
- basarmalı köprü
- çapraz köprü
- çelik köprü
- demiryolu köprüsü
- dikine kalkar köprü
- dubalı köprü
- döner köprü
- düz köprü
- eğik köprü
- geçici köprü
- hareketli köprü
- ısı köprüsü
- iner kalkar köprü
- kablolu asma köprü
- kafesli köprü
- kaldırma köprü
- karayolu köprüsü
- kargir köprü
- kazık köprü
- kemerli köprü
- kiriş köprü
- konsol köprü
- metalik köprü
- pontonlu köprü
- servis köprüsü
- taş köprüsü
- yaya köprüsü
- yol köprüsü
- yüzer köprüİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > köprü
-
114 teçhizat
оснастка, оснащение, оборудование, снаряжение, арматура- büro teçhizatı
- elektrik teçhizatı
- enerji techizatı
- kazık çakma teçhizatı
- kompresör teçhizatı
- yangın söndürme teçhizatı
- yardımcı teçhizatİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > teçhizat
-
115 uç
конец, острие, край, кромка; хвост; наконечник- karbid matkap ucu
- kazık ucu
- kesici uç
- matkap ucuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > uç
-
116 dünya
dünya [ɑː] Welt f; Erde f; Diesseits n; alle, die ganze Welt, alle Welt;dünya adamı Weltmann m; welterfahrene(r) Mensch;dünya evine girmek in den Ehestand treten;dünya görmüş weit herumgekommen;dünya görüşü Weltanschauung f;dünya(lar) kadar ganz ganz viel;dünya piyasası Weltmarkt m;dünya satranç şampiyonu Weltmeister m im Schach;1. subst Miss World2. adj allerhübschest;dünya vatandaşı Weltbürger m;dünyada gitmem nicht um die Welt ( oder keineswegs) werde ich gehen;dünyanın işi ganz viel Arbeit;dünyaya gelmek Kind auf die Welt kommen;-i dünyaya getirmek Kind zur Welt bringen;dünyaya kazık kakmak fam ein hohes Alter erreichen -
117 ayak
(-ğı)1) нога́; но́ги; ла́па (животного); ла́пка (насекомого)ayakta — на нога́х, сто́я; положе́ние сто́я (при стрельбе)
ayak ayak üstüne atmak — положи́ть но́гу на́ ногу
ayak bezi — портя́нки
2) но́жка; подпо́рка, опо́ра, сто́йка, сва́я; пило́н; цо́кольkazık ayak — сва́я
köprünün ayakları — мостовы́е быки́
masanın ayakı — но́жка сто́ла
3) прито́к (реки) -
118 çakma
kazık çakma — заби́вка свай
şimşek çakması — сверка́ние мо́лнии, уда́ры мо́лнии
2) чека́н[ка]dişi çakma — гравиро́вка
erkek çakma — релье́фная (вы́пуклая) чека́нка
3) чека́н (инструмент) -
119 dikmek
(direk, kazık vs.) гъэуцун -
120 arı
bee. - beyi queen bee. - dalağı honeycomb. -nın dikenini görüp balından el çekmek to be scared off by the difficulties involved in getting something good. - gibi 1. busy as a bee. 2. busily, industriously. - gibi sokmak to say biting things. - kovanı beehive. - kovanı gibi işlemek to hum with people, be very busy and crowded. -nın yuvasına/inine kazık/çöp dürtmek to ask for trouble.
См. также в других словарях:
Kazik — Staszewski mit Saxophon bei einem Konzert Kazimierz Staszewski (auch: Kazik Staszewski oder nur Kazik) (* 12. März 1963 in Warschau, Polen) ist ein in Polen populärer Rock/Punk/Rap Sänger, Texter und Saxophonist … Deutsch Wikipedia
kazık — is., ğı 1) Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç Hayvanı kazığa bağlamak. Çadır kazığı. 2) Direk, sopa 3) Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kazik Staszewski — mit Saxophon bei einem Konzert Kazimierz Staszewski (auch: Kazik Staszewski oder nur Kazik) (* 12. März 1963 in Warschau, Polen) ist ein in Polen populärer Rock/Punk/Rap Sänger, Texter und Saxophonist … Deutsch Wikipedia
Kazik staszewski — en concert en 2007. Kazik Staszewski, alias Kazimierz Piotr Staszewski (12 mars 1963 à Varsovie ) est un chanteur, parolier et saxophoniste polonais. Il est le leader du groupe Kult … Wikipédia en Français
Kazik Staszewski — Kazik Staszewski, alias Kazimierz Piotr Staszewski (12 mars 1963 à Varsovie ) est un chanteur, parolier et saxophoniste polonais. Il est le leader du groupe Kult. Sommaire 1 Biographie 2 Discographie 2.1 … Wikipédia en Français
Kazik Staszewski — (born March 12, 1963) is a Polish singer, songwriter, and leader of the band Kult .Kazik helped found Kult in 1982. Their latest album is 2005 s Poligono Industrial .In 1991, he started a solo career as Kazik with what may be the first Polish rap … Wikipedia
Kazik Na Żywo — ( Kazik Live , also known as KNŻ and Kaenżet) is a Polish band formed in 1992 to play the songs of Kazik Staszewski in a guitar oriented setting.The original members were:*Kazik Staszewski vocals *Adam Burzyński guitar *Michał Kwiatkowski bass… … Wikipedia
kazık atmak — aldatmak, kazıklamak Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazık dikmek — devamlı kalmak, ebediyen yaşamak Dünyaya kim kazık dikecek? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazık gibi — dimdik ve sert Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın, komutan Muhsin Bey, bunun neresini beğenmiş? H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazık kök — is., bit. b. 1) Havuçta olduğu gibi toprağa dikine giren koni biçiminde kök 2) Toprağın içinde derinlere doğru dik bir biçimde gelişen, üzerinden çıkan ikincil yan kökleri çoğunlukla az olan kök … Çağatay Osmanlı Sözlük