-
1 kaynaştırma
kaynaştırma GR Elision f, Vokalabfall m, Vokalausfall m (z.B. ağabey zu abi);kaynaştırma sesi intervokalische(r) Konsonant, Hiatustilger m (z.B. y, n iki + i zu ikiyi) -
2 kaynaştırma
coalescence -
3 kaynaştırma
temizandin -
4 kaynaştırma
συγκρητισμός, συνήχηση -
5 kaynaştırma
1. fusion. 2. chem. combining. -
6 aşı
aşı s\aşı olmak geimpft werden
См. также в других словарях:
kaynaştırma — is. 1) Kaynaştırmak işi 2) dbl. Kelime veya birleşik kelime içerisinde bir araya gelen seslerin birbirlerini etkileyerek kısalmaya yol açması olayı: Kayın ana > kaynana, kayın ata > kaynata, sütlü aş > sütlaç gibi Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynaştırma sesi — is., dbl. Ünlü ile sona eren bir kelimeye ünlü ile başlayan bir ek geldiğinde araya giren y sesi: İki y i, oda y a, soru y u vb … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşı — is., kim. 1) Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik 2) Bu eriyiğin uygulanması Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı. 3) Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağdaştırmacılık — is., ğı, anat. 1) Farklı kökenlere sahip değişik kültür özelliklerini birleştirme veya kaynaştırma işi 2) fel. Pek çok değişik öğretiyi birleştirmeyi amaçlayan felsefi veya dinî öğreti … Çağatay Osmanlı Sözlük
karma ekonomi — is., ekon. Özel ve kamu kesimlerini kaynaştırma amacını güden, her iki kesimin birlikte girişimlerini öngören ekonomi siyaseti … Çağatay Osmanlı Sözlük
ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük