-
1 katı yürekli
hartherzig -
2 katı yürekli
безжа́лостный -
3 katı yürekli
adj. hard hearted, coldhearted, insensitive, obdurate, unrelenting -
4 katı yürekli
dilhişk -
5 katı yürekli
hard-hearted, callous, heartless -
6 katı
густо́й* * *I1) твёрдый, жёсткийkatı toprak — твёрдая земля́
katı ve sulu gıdalar — твёрдая и жи́дкая пи́ща
2) перен. суро́вый, круто́й, ре́зкийkatı bir insan — суро́вый челове́к
katı önlemler — жёсткие ме́ры
katı yürekli — жестокосе́рдный, безжа́лостный
3) хим., физ. твёрдый; пло́тныйkatı cisim — твёрдое те́ло
••- katı söz- yumurta pişmiş yumurta II -
7 katı
katı1 hart (z.B. Ei); Person hart, grausam; Brennstoff, Nahrung, PHYS fest; Fleisch zäh; GR Geräusch- (Laut); Teig steif; feste(r) Stoff;katı yürekli hartherzig; unerschütterlichkatı2 Kropf m (Vögel) -
8 سنگ دل
katı yürekli -
9 жестокий
katı yürekli,amansız,acımasız; müthiş* * *1) katı yürekli; amansız; acımasızжесто́кий челове́к — katı yürekli bir adam, zalim / gaddar (bir adam)
жесто́кая эксплуата́ция — insafsızca / acımasızca sömürme
враг был жесто́к — düşman amansızdı
учини́ть жесто́кую распра́ву над кем-л. (убить) — birini hunharca katletmek
2) çok şiddetli, müthiş, dehşetliжесто́кий моро́з — müthiş / yaman bir soğuk
жесто́кий уда́р — çok şiddetli / yıkıcı bir darbe
жесто́кая боль — müthiş bir ağrı
подве́ргнуть жесто́кой кри́тике — acımasızca eleştirmek
вступи́ть в жесто́кую борьбу́ — kıyasıya bir mücadeleye girişmek
жесто́кая борьба́ монопо́лий — tekellerin birbiriyle kıran kırana mücadelesi
3) amansızca; gaddarca; hunharca ( зверски)э́то (бы́ло) жесто́ко с ва́шей стороны́ — bu yaptığınız bir insafsızlıktır
4) müthişя жесто́ко оши́бся — müthiş / dehşetli yanılmışım
-
10 жестокосердный
-
11 hard hearted
katı yürekli, taş kalpli, duyarsız, duygusuz, vicdansız, acımasız -
12 hard hearted
katı yürekli, taş kalpli, duyarsız, duygusuz, vicdansız, acımasız -
13 hard-hearted
kati yürekli, acimasiz -
14 kalpsiz
1. شديد [شَدِيد]Anlamı: katı yürekli2. شرس [شَرِس]Anlamı: katı yürekli3. عرمرم [عَرَمْرَم]Anlamı: katı yürekli4. قاس [قاسٍ]Anlamı: katı yürekli5. عنيف [عَنِيف]Anlamı: katı yürekli -
15 قاس
Iقاسٍ1. tiranAnlamı: acımasız, gaddar2. hınzırAnlamı: katı yürekli, kötü düşünen, gaddar3. katıAnlamı: merhametsiz, zalim4. amansızAnlamı: aman vermeyen, hiç acımayan,, cana kıyıcı5. şefkatsizAnlamı: katı yürekli6. kalpsizAnlamı: katı yürekli7. berkAnlamı: sert, katı, sağlam8. haşinAnlamı: sert, gönül kırıcı olan9. katıAnlamı: sert10. taş yürekliAnlamı: acimasiz11. acımasızAnlamı: merhametsiz, acımazIIقاسَ1. çaplamakAnlamı: enini boyuna ölçmek2. ayarlamak -
16 hart
hart <härter, am härtesten> [hart]I adj1) ( nicht weich) sert, katı;\harte Drogen sert [o kuvvetli] uyuşturucular;2) ( Währung) sağlamein \harter Winter sert bir kış4) ( widerstandsfähig) dayanıklı, metanetli;\hart im Nehmen sein metanetli olmakdas war ein \harter Schlag für ihn bu onun için ağır bir darbe oldu6) (\hartherzig) katı (yürekli);ein \hartes Herz haben katı yürekli olmak, yüreği katı olmak;jdn \hart anfassen bir kimseye sert davranmak [o muamele etmek]8) ( streng) sert;\hart durchgreifen sert önlemler almak;\hart bleiben ödün vermemek, taviz vermemekdas Haus liegt \hart an der Straße ev yolun hemen yanındadır -
17 hınzır
1. خنزير [خِنْزِير]Anlamı: domuz, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan2. غدار [غَدَّار]Anlamı: katı yürekli, kötü düşünen, gaddar3. قاس [قاسٍ]Anlamı: katı yürekli, kötü düşünen, gaddar -
18 عرمرم
عَرَمْرَم1. kızışıkAnlamı: kızışmış olan, şiddetli2. kalpsizAnlamı: katı yürekli3. berkAnlamı: sert, katı, sağlam4. azılıAnlamı: azgın, gözü bir şeyden yılmayan5. metanetliAnlamı: dayanıklı, metin6. metînAnlamı: sağlam, dayanıklı7. sertAnlamı: pek, katı, yumuşak karşıtı8. zorluAnlamı: güçlü, kuvvetli, şiddetli olan -
19 عنيف
عَنِيف1. kızışıkAnlamı: kızışmış olan, şiddetli2. berkAnlamı: sert, katı, sağlam3. kalpsizAnlamı: katı yürekli4. azılıAnlamı: azgın, gözü bir şeyden yılmayan5. haşinAnlamı: sert, gönül kırıcı olan6. güçlüAnlamı: gücü olan7. metînAnlamı: sağlam, dayanıklı8. metanetliAnlamı: dayanıklı, metin9. sertAnlamı: pek, katı, yumuşak karşıtı10. zorluAnlamı: güçlü, kuvvetli, şiddetli olan11. kudurukAnlamı: azgın, saldırgan -
20 insensitive
adj. duyarsız, taş kalpli, duygusuz, hissiz, katı, katı yürekli, anlayışsız* * *duygusuz* * *[in'sensətiv]( with to)1) (not noticing or not sympathetic towards (eg others' feelings): He was insensitive to her grief.) duygusuz, vurdum duymaz2) ((with to) not feeling or not reacting to (touch, light etc): The dentist's injection numbed the nerves and made the tooth insensitive to the drill.) hissetmez, duyarsız•
См. также в других словарях:
katı yürekli — sf. Acıması olmayan, acımasız (kimse), katı kalpli … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı — 1. sf. 1) Sert, yumuşak karşıtı Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. F. R. Atay 2) mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim Katı yürekli. Katı davranış. 3) mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürekli — sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı kalpli — sf. Katı yürekli (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı yüreklilik — is., ği Katı yürekli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş yürekli — sf. Katı yürekli, acımasız, taş kalpli Ana leyleklerin hepsi böyle taş yürekli mi olurlar? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasız — sf. 1) Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz 2) zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız... N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cellat — is., dı, Ar. cellād 1) Ölüm cezasına çarptırılanları öldürmekle görevli olan kimse 2) sf., mec. Acımasız, katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cellat gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygusuz — sf. 1) Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum. A. Gündüz 2) Katı yürekli, umursamaz, hissiz Sakin hatta donuk, bütün durumlarda duygusuz görünür o... T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaddar — sf., Ar. ġaddār Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı. S. Ayverdi Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
hınzır — is., esk., Ar. ḫinzīr 1) Domuz 2) sf., mec. Katı yürekli, kötü düşünen, gaddar Bırak beni ... Şu hınzırı geberteceğim diyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf., mec. Genellikle hoşa giden bir davranışta bulunan (kimse) Dilber de bir kurum, bir eda. Bir … Çağatay Osmanlı Sözlük