-
1 karın
karın < karnı> Bauch m; Leib m; Mutterleib m, Schoß m; Bauch m eines Schiffes; einer Flasche; PHYS Schwingungsbauch m; fig Kopf m; Innere(s), Seele f;karnım aç ich bin hungrig;-in karnını doyurmak (sich oder jemanden) sättigen;karnım tok ich bin satt; fig ich habe genug (-e von); ich bin es satt;karnı tok sırtı pek fig wohlhabend;karnım zil çalıyor mir knurrt der Magen;karnım acıktı ich habe Hunger bekommen;karnı geniş sorgenfrei; sorglos;karın karına Seite an Seite;karından konuşan Bauchredner m;karnından konuşmak brummeln, nuscheln; flunkern;-in karnından geçmek es geht jemandem durch den Kopf, sich (D) etwas überlegen -
2 karın
karnım acıktı ich habe Hungerkarnım ağrıyor mir tut der Bauch weh, ich habe Bauchschmerzenaç karnına mit leerem Magen, auf nüchternen Magentok karnına mit vollem Magentok \karınla mit vollem Magen -
3 aç
aç1 <- çı> adj hungrig; mittellos; unersättlich; versessen (-e auf A);aç açına mit nüchternem Magen;aç bırakmak hungern lassen;aç biilaç in Not und Elend;aç kalmak sich nicht satt essen können; verarmen;aç kar(n)ına auf nüchternen Magen;karnım aç ich habe Hunger;aç susuz kalmak in Not und Elend geraten -
4 doymak
doymak <- ar> satt werden; fig es satt haben, genug haben (-den von D); ( suya mit Wasser) durchtränkt sein;bakmaya doyamıyorum ich kann mich nicht satt sehen -
5 tok
-
6 acıkmak
vi Hunger bekommen, Hunger habenacıktın mı? hast du Hunger?acıkmış gibi bir hâlin var du siehst aus, als ob du Hunger hättestkarnım acıktı ich habe Hungeryavaş yavaş acıkıyorum allmählich [o langsam, aber sicher] bekomme ich Hunger -
7 piyaz
piyaz sbenim bu \piyazlara karnım tok ich habe diese Schmeicheleien satt
См. также в других словарях:
ekşi yemedim ki karnım ağrısın — çiğ yemedim ki karnım ağrısın … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıngır elek tıngır saç, elim hamur karnım aç — çalışmalarımla başkalarına yarar sağlıyorum ancak bundan kendim yararlanmıyorum anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiğ yemedim ki karnım ağrısın — suç işlemedim ki korkayım anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiğ — sf. 1) Pişmemiş veya az pişmiş 2) Gözü rahatsız eden, göze batan (renk, ışık) Koca Mustafapaşa daki berber Selim in aynası karşısında çiğ renkleri buna benzeyen çok süslü bir resim asılıydı. R. H. Karay 3) mec. Yersiz ve yakışıksız Bu, benim gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekşi — sf. 1) Sirke veya limon tadında olan 2) is. Bu tadı veren şey Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış. 3) mec. Uygunsuz, yakışıksız Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi. H. Taner Birleşik Sözler ekşi elma ekşi kiraz ekşikulak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
piyaz — is., Far. piyāz 1) Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası 2) Kebap, ızgara köfte, balık vb.nin yanına katılan, ince doğranmış ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıngır — is. 1) Metal bir nesne sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkan ses 2) sf. Parasız, züğürt 3) sf. Boş 4) argo Para Tıngırın varsa uçlan dedi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler tıngır mıngır tıngır tıngır tıngırı yolunda Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atın ölümü arpadan olsun — çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa katlanılacağını anlatan bir söz Karnım doydu ama gözüm doymadı der, atın ölümü arpadan olsun da der; yer bir tatlı daha ... Z. Selimoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük