-
1 визави
karşı karşıya* * *1) нареч. karşı karşıyaони́ се́ли визави́ — karşılıklı oturdular
2) м, ж, нескл. karşıdaki -
2 противолежащий
мат.
См. также в других словарях:
kaş — karşıdaki yükselti … Beypazari ağzindan sözcükler
adliye — is., Ar. ˁadliyye 1) Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları 2) Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler. R. Enis Birleşik Sözler adliye mahkemesi adliye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaplan atlaması — is., sp. Çift ayakla sıçrayıp kazanılan uçma hızıyla araç veya canlı engeller üzerinden aştıktan sonra, karşıdaki yardımcının omuzlarına dayanıp hız keserek ayaküstü düşme … Çağatay Osmanlı Sözlük
ferz çıkmak — satrançta piyade, karşıdaki en son kareye kadar sürülüp vezir olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarını bozmak — 1) tavla oyununda oyuncu, yenilmesini yanına oturan kimseden bilmek 2) atılan zarı karşıdaki oyuncu, eliyle karıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzıyla içmesini bilmek — sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek biçimde ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük