-
1 swoop up
kapmak -
2 swoop up
kapmak -
3 اختطف
kapmak -
4 تخطف
kapmak -
5 خطف
kapmak -
6 ندل
kapmak -
7 kapen
kapmak [-ar] v -
8 ontnemen
kapmak [-ar] v -
9 qapmaq
kapmak -
10 qapmaq
kapmak -
11 хватать
kapmak,kavramak; yakalamak; yetişmek,yetmek; idare etmek* * *несов.; сов. - хвати́ть, схвати́ть1) сов. - схвати́ть kapmak, kavramak; yakalamak; yapışmakхвата́ть зуба́ми — dişleriyle kapmak
хвата́ть когтя́ми (о птицах, животных) — pençelemek
хвата́ть кого-л. за́ руку — birinin koluna yapışmak / kolunu yakalayıvermek
схвати́ть топо́р — baltayı kavramak
2) разг. (ловить, задерживать) yakalamak, tutmak, enselemek3) (сов. - схвати́ть, разг.) ( без разбора приобретать) eline ne geçerse alıvermekэ́ти кни́ги шква́льно хвата́ли — bu kitaplar tam manasıyle kapışılıyordu / kapış kapış gidiyordu
4) (сов. - хвати́ть, безл.) yetmek, yetişmek; elvermek; idare etmekэ́тих де́нег хва́тит? — bu para yeter / yetişir mi?
костю́м ему́ понра́вился, но (купи́ть) де́нег не хвати́ло — elbiseyi beğendi, ama almaya parası çıkışmadı
на э́то у него́ не хва́тит сил — buna gücü yetmez
э́того (коли́чества) хле́ба не хва́тит — bu ekmek az gelir / idare etmez
муки́ е́ле хвати́ло — un uç uca geldi
э́тих дров нам хва́тит на ме́сяц — bu odunlar bize bir ay gider
в го́роде не хвата́ло жилья́ — kentte konut darlığı vardı
в стране́ не хвата́ло учителе́й — ülkede öğretmen açığı vardı
я чу́вствовал, что чего́-то не хвата́ет — bir eksiklik duyuyordum
у меня́ не хвата́ет ду́ха пойти́ туда́ — oraya gitmek için kendimde cesaret bulamıyorum
таки́х у́мников и у нас хвата́ет — bizde de böyle ukalalar eksik değil
наско́лько хвата́ло взо́ра — gözün alabildiğine
••хвата́ть на лету́ — uçarken kapmak; перен. kapmak
тебя́ нам о́чень не хвата́ет — seni çok arıyoruz
э́того ещё не хвата́ло! — bir bu eksikti!
-
12 выхватывать
kapmak; çekmek; çıkarmak* * *несов.; сов. - вы́хватить1) kapmakвыхва́тывать из рук у кого-л. — birinin elinden kapmak
2) ( вынимать) çekmek; sıyırmak (саблю, шашку) -
13 цапать
-
14 snap up
kapmak, yakalamak, havada kapmak, hemen kabul etmek* * *kapış* * *(to grab eagerly: I saw this bargain in the shop and snapped it up straight away; The bargains were snapped up.) sarılmak, üstüne atlamak -
15 scoop up
kapmak, kaldırmak, toplamak* * *kepçe ile çıkar -
16 whip away
kapmak, kapıp almak -
17 whip away
kapmak, kapıp almak -
18 капу
kapmak, ağzına almak -
19 tutmaq
kapmak, kavramak, tutmak, tutuklamak -
20 grab
kapmak, yakalamak,kapma, kapis; kepçe, tirnakli kavrayici
См. также в других словарях:
kapmak — kapmak, çalmak; dokunnnak, çarpmak, uçurmak; hücum ve defi etmek II, 4, 90, 113; III, 33, 80, 422 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapmak — i, ar 1) Birdenbire yakalayarak, çekerek almak Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. H. Z. Uşaklıgil 2) Isırıp parçalamak 3) Koparmak, kıstırmak Makine parmağını kapmış. 4) İşitir işitmez veya görür görmez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
külah kapmak — düzen, dalavere ile bir işin başına geçmek Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
havadan nem kapmak — buluttan nem kapmak Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi. A. N. Karacan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağızdan kapmak — başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
fennini almak (veya kapmak) — bir işin inceliklerini, püf noktalarını kavrayıp o alanda usta olduğunu göstermeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıcık almak (veya kapmak veya olmak) — argo bir davranışa veya bir kimseye sürekli sinirlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastalık almak (veya kapmak veya hastalığa tutulmak) — bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
leblebiden nem kapmak — en küçük bir olay veya davranıştan olumsuz etkilenmek Leblebiden nem kapar. F. Celâlettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
buluttan (veya rüzgârdan veya havadan) nem kapmak — en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım. A. İlhan Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl kapmak — birisine sinirlenmek, hareketlerinden rahatsız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük