-
1 заволакиваться
kaplanmak,bürünmek* * *несов.; сов. - заволо́чьсяkaplanmak; bürünmekверши́на горы́ заволокла́сь тума́ном — dağ başı sise büründü
-
2 затягиваться
несов.; сов. - затяну́ться1) ( об узле) sıkıca bağlanmakзатя́гиваться ремнём — kayışını sıkmak
затя́гиваться льдо́м (о жидкости) — buz bağlamak
3) ( о ране) kapanmak; kaynamak; kabuk bağlamak4) uzamak; sürüncemede kalmakбесе́да затяну́лась — söyleşi uzadı
затяну́вшаяся тя́жба — sürüp giden uzun bir dava
5) nefes çekmekзатя́гиваться сигаре́той — sigaranın dumanını içine çekmek
затяну́ться сигаре́той — sigaradan bir nefes çekmek
-
3 обволакиваться
несов.; сов. - обволо́чьсяkaplanmak; bürünmek -
4 обрастать
несов.; сов. - обрасти́1) kaplanmakобраста́ть мхом — (her yanı) yosun tutmak; yosunlanmak
2) ( волосами) saçı sakalı uzamak; tıraşı bir karış uzamak ( о небритом человеке)3) разг. bağlamakобраста́ть жи́ром — yağ bağlamak
ку́хня обросла́ гря́зью — mutfağı pislik götürüyor
-
5 подёрнуться
сов.kaplanmak, bürünmekподёрнуться пле́сенью — pamuklanmak
подёрнуться золо́й (об углях) — küllenmek
её глаза подёрнулись слеза́ми — gözleri sulandı, gözlerini yaşlar bürüdü
-
6 покрываться
несов.; сов. - покры́ться1) (одеялом и т. п.) örtünmek, üstüne / üzerine örtmek2) kaplanmak; bağlamak, tutmak (коркой, льдом, мхом и т. п.)не́бо покры́лось ту́чами — gökyüzü kara bulutlarla kaplandı
лицо́ его́ покры́лось по́том — yüzünü ter kapladı
покрыва́ться пы́лью — tozlanmak
-
7 порастать
несов.; сов. - порасти́пораста́ть мо́хом — yosunlanmak
места́, поро́сшие куста́рником — çalılık yerler
-
8 усеиваться
несов.; сов. - усе́ятьсяве́тви де́рева усе́ялись цвета́ми — ağacın dallarında pıtrak gibi çiçek
-
9 цвести
çiçek açmak,çiçeklenmek* * *1) çiçek açmak, çiçeklenmekка́ктус цветёт? — kaktüs çiçek açar mı?
э́ти цветы́ цвету́т до октября́ — bu çiçek ekime kadar çiçeklenir
2) перен. ( процветать) başarılarla gelişmek, filizlenmek3) ( о стоячей воде) sumercimeği ile kaplanmak
См. также в других словарях:
kaplanmak — le Kaplama işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaplanmak — kap sahibi olmak, II I, 199 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çulğanmak — kaplanmak, bürünmek, örtülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karlanmak — nsz 1) Kar ile örtülmek, kar ile kaplanmak 2) TV Ekranda görüntü siyah beyaz noktalarla kaplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
asfaltlanmak — nsz Asfalt dökülmek, asfaltla kaplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
buğulanmak — nsz Üzerinde buğu oluşmak, buğu ile kaplanmak Cigara dumanı, solukların sıcaklığı ile kahvelerin camları iyice buğulanmıştı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulanmak — e 1) Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor. A. İlhan 2) nsz Duruluğunu yitirmek Havuz bulandı. 3) nsz Parlaklığını ve açıklığını yitirmek Hava bulandı. 4) nsz Mide… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulutlanmak — nsz 1) Bulutlarla kaplanmak Gökler bulutlanıyor rüzgâr serinliyordu / Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince. F. N. Çamlıbel 2) mec. Kederlenmek, hüzünlenmek Acaba Saffet in vaktiyle nişanlısı olduğunu söylese Mazlume ile başlayan bu billur gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
buzlanmak — nsz Buzla kaplanmak, buz tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çimentolanmak — nsz Çimento sürülmek, çimento ile kaplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çimlenmek — nsz 1) Çimle kaplanmak 2) Üzerinde çim bitmek 3) den, mec. Yiyeceklerden azar azar alıp yemek Tuzlu bademler, fıstıklar, fındıklar, kızarmış sucuklar, küçük börekler, tarama gibi şeylerden çimleniyorum. B. Felek 4) den, tkz. Kendinin olmayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük