-
1 public opinion
kamuoyu -
2 public opinion
kamuoyu -
3 public opinion
kamuoyu* * *kamuoyu -
4 public opinion poll
kamuoyu yoklaması* * *(a way of finding out public opinion by questioning a certain number of people.) kamu oyu -
5 Gallup poll
kamuoyu yoklaması, anket -
6 Gallup poll
kamuoyu yoklaması, anket -
7 Gallup poll
kamuoyu arastirmasi -
8 opinion research
kamuoyu arastirmasi -
9 public opinion poll
kamuoyu yoklamasi -
10 общественность
ж1) kamuoyuмеждунаро́дная обще́ственность — dünya kamuoyu
спорти́вная обще́ственность страны́ — ülkenin spor kamuoyu
писа́тельская обще́ственность — yazar çevreleri
2) ( общественные организации) toplumsal örgütler -
11 Stimmung
die \Stimmung verderben havayı bozmak;in guter/schlechter \Stimmung keyifli/keyifsiz;nicht in der \Stimmung sein, etw zu tun bir şeyi yapmaya keyfi olmamak;in \Stimmung kommen ( fam) keyiflenmek, havasını bulmak2) ( einer Gesellschaft) neşe;\Stimmung in etw bringen bir şeye neşe katmak3) ( öffentliche Meinung) kamuoyu;für jdn/etw \Stimmung machen bir kimse/şey için kamuoyu oluşturmak [o yaratmak];gegen jdn/etw \Stimmung machen bir kimseye/şeye karşı kamuoyu oluşturmak [o yaratmak]4) mus akort -
12 poll
adj. boynuzsuz, boynuzu kesilmiş————————n. kafa, kelle, kişi, seçmen, seçim, oy verme, oy sayısı, seçmen listesi, oyların sayımı, seçim yeri, anket, boynuzsuz sığır, kamuoyu yoklaması, boynuzu kesilmiş sığır————————v. kesmek, boynuzunu kesmek, tepesini kesmek, budamak, oy vermek, oy toplamak, kamuoyu yoklaması yapmak, halkın nabzını yoklamak, anket yapmak* * *1. tarama 2. oy topla (v.) 3. oy (n.)* * *[pəul] 1. noun1) (an election: They organized a poll to elect a president.) seçim2) (the number of votes: There has been a heavy poll (= a large number of votes).) oy sayısı3) ((also opinion poll) a test of public opinion by asking people questions.) anket, kamu oyu araştırması2. verb(to receive a number of votes: He polled fifty per cent of the votes.) oy almak- polling-station
- go to the polls -
13 международный
uluslararası* * *uluslararası; milletler arası; enternasyonal; dünya °междунаро́дное пра́во — devletler hukuku
междунаро́дные ре́ки — uluslararası ırmaklar
междунаро́дное обще́ственное мне́ние — dünya kamuoyu
Междунаро́дная я́рмарка в Изми́ре — Uluslararası İzmir Fuarı
вну́тренние и междунаро́дные усло́вия — iç ve dış koşullar
междунаро́дный мир и безопа́сность — dünya barışı ve güvenliği
междунаро́дное письмо́ — yurtdışı mektup
междунаро́дная встре́ча — спорт. milli maç
вы́звать междунаро́дную реа́кцию — dünya çapında bir tepki yaratmak
-
14 общественный
1) врз toplumsal; sosyal; toplum °обще́ственный строй — toplum düzeni; toplumsal düzen
обще́ственное созна́ние — toplumsal bilinç
обще́ственные нау́ки — toplum bilimleri
обще́ственная со́бственность на сре́дства произво́дства — üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti
обще́ственная жизнь — toplumsal yaşam
обще́ственные отноше́ния — toplumsal ilişkiler
обще́ственное положе́ние — sosyal durum
обще́ственное мне́ние — kamuoyu
обще́ственные фо́нды потребле́ния — toplumsal tüketim fonları
обще́ственные организа́ции — toplumsal örgütler
госуда́рственные и обще́ственные де́ятели — devlet ve toplum adamları
институ́т обще́ственного мне́ния Гэ́ллопа — Gallup halk oyu araştırma enstitüsü
2) kamu °обще́ственный поря́док — kamu düzeni, asayiş
обще́ственный контро́ль — kamu denetimi
обще́ственные места́ — umumi yerler; umuma açık yerler
министе́рство обще́ственных рабо́т (в Турции) — Bayındırlık Bakanlığı
-
15 опрос
мsoruşturma; anketпровести́ опро́с (общественности и т. п.) — anket düzenlemek / yapmak
пра́ктика (проведе́ния) всенаро́дных опро́сов — halk oyuna başvurma pratiği
опро́с обще́ственного мне́ния — kamuoyu yoklaması
-
16 проверка
жkontrol (etme), denetleme denetimпрове́рка счето́в / отчётности — hesapları kontrol etme
прове́рка документов — kimlik (belgesi) kontrolü
прове́рка микрофо́на — mikrofon provası
прове́рка пассажи́ров — yolcu kontrolu / denetimi
прове́рка обще́ственного мне́ния — kamuoyu yoklaması
-
17 прогрессивный
1) ilericiмирова́я прогресси́вная обще́ственность — dünya ilerici kamuoyu
прогресси́вные иде́и — ilerici düşünceler
прогресси́вный писа́тель — ilerici yazar
игра́ть прогресси́вную роль — ilerici bir rol oynamak
2) müterakkiпрогресси́вный подохо́дный нало́г — müterakki gelir vergisi
••прогресси́вный парали́ч мед. — ilerleyici felç
-
18 canvass
n. oy toplama, seçim kampanyası; reklâm yapma; sipariş toplama————————v. gözden geçirmek, görüşmek, tartışmak; kamuoyu yoklaması yapmak, seçmenleri dolaşarak oy istemek; propaganda yapmak, reklâm yapmak; sipariş toplamak* * *1. tetkik et (v.) 2. tetkik (n.)* * *['kænvəs](to go round (an area) asking (people) for (support, votes, custom etc): We're canvassing for the Conservative Party candidate.) oy toplamak; kapı kapı dolaşmak -
19 surveyor
n. ölçümcü, araştırmacı, bilirkişi, anketçi, kamuoyu yoklaması yapan kimse, mimar, mesahacı, sürveyan* * *1. surveyör 2. sürveyör* * *noun (a person whose job is to survey buildings or land.) bina eksperi, kadastro memuru -
20 mold public opinion
v. kamuoyu oluşturmak
См. также в других словарях:
kamuoyu — is. Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi, halkoyu, amme efkârı, efkârıumumiye Kanun, ... 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında... kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz. Anayasa Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamuoyu oluşturmak (veya yaratmak) — bir düşünceyi yaygınlaştırmak ve halkın dikkati o düşünce etrafında toplamak ve yoğunlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
amme efkârı — is. Kamuoyu Bunları görüşüp amme efkârına ve kendimize aydınlık getirelim. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarma harekâtı — is., ask. 1) Düşman işgalinde olan bir kıyıya, güvenli bir köprübaşı kurmak amacıyla düzenlenen ve çeşitli birliklerin görev aldığı askerî harekât 2) mec. Bir konuda kamuoyu oluşturmak veya yandaş toplamak için yoğun faaliyet gösterme … Çağatay Osmanlı Sözlük
efkâr — is., ç., esk., Ar. efkār 1) Düşünceler, fikirler 2) Kamuoyu, efkârıumumiye Halk efkârının karşı koyuşuna rağmen müdür, yazara üçüncü bir şans tanıdı. H. Taner 3) tkz. Tasa, kaygı Birleşik Sözler umumi efkâr amme efkârı Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
efkârıumumiye — is., esk., Ar. efkār + ˁumūmiyye Kamuoyu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamu — is. 1) Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü 2) Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş. H. Taner 3) sf., esk. Hep, bütün Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oy — 1. ünl. Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü 2. is. 1) Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey 2) Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı 3) Seçimlerde kişinin herhangi … Çağatay Osmanlı Sözlük
umumi efkâr — is., esk. Kamuoyu Meclisin çoğunluğu bu devrede ittihatçı idi ve harbe girdikleri için umumi efkâr onların aleyhindeydi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
efkâr -ı âmme — [ ﻪﻡﺎﻋ رﺎﮑﻓا ] kamuoyu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü