-
1 hunch up
kamburlaştırmak, çömelmek -
2 hunch up
kamburlaştırmak, çömelmek -
3 горбить
несов.; сов. - сго́рбитьсго́рбленный года́ми стари́к — sırtını yılların kamburlaştırdığı ihtiyar
-
4 горбиться
несов.; сов. - сго́рбитьсяго́рбиться при ходьбе́ — yürürken sırtını hafifçe kamburlaştırmak
он сго́рбился от ста́рости — yaşlılıktan kamburlaştı
-
5 сутулить
-
6 сутулиться
-
7 arch
adj. kurnaz, şeytan gibi, cin gibi, baş, şahı, en iyisi————————n. kemer; yay, kavis, taban çukuru, ayak tabanı kemeri————————pref. baş, önde gelen, en büyük————————v. kemer yapmak; kamburlaştırmak, kamburunu çıkarmak; kubbelenmek, kamburlaşmak, kabarmak* * *1. ark 2. kavis yap (v.) 3. kavis (n.)* * *1. noun1) (the top part of a door etc or a support for a roof etc which is built in the shape of a curve.) kemer2) (a monument which is shaped like an arch: the Marble Arch in London.) kemer, tak3) (anything that is like an arch in shape: The rainbow formed an arch in the sky.) kavis, yay4) (the raised part of the sole of the foot.) ayak kemeri2. verb(to (cause to) be in the shape of an arch: The cat arched its back.) kemer yapmak- arched- archway -
8 hog
n. domuz, yabandomuzu, obur, açgözlü tip, bencil kimse, freze tezgâhı————————v. kamburlaştırmak, yelesini kısa kesmek, domuzluk etmek, açgözlü davranmak, payından fazlasını almak, yolu işgal etmek, kamburlaşmak (gemi)* * *1. eğ (v.) 2. domuz (n.)* * *[hoɡ] 1. noun((especially American) a pig.) domuz2. verb1) (to gobble up greedily.) hapır hupur yemek, domuz gibi tıkınmak2) (to take or use more of than one ought to; to keep or use longer than one ought to: She's hogging the telephone and no-one else can use it.) hissesinden fazla almak•- hogwash- go the whole hog -
9 hump
n. kambur, hörgüç, tümsek, tepe, huzursuzluk————————v. kamburlaştırmak, sırtında taşımak, sırtına almak, gayret etmek, huzursuz etmek, rahatsız etmek, ilişki kurmak, cinsel ilişkiye girmek* * *1. kambur 2. kamburlaştır (v.) 3. hörgüç (n.)* * *1. noun1) (a large lump on the back of an animal, person etc: a camel's hump.) hörgüç2) (part of a road etc which rises and falls in the shape of a hump.) tepecik, tümsek•- humpback2. adjective(rising and falling in the shape of a hump: a humpback bridge.) kamburlu -
10 hunch
n. kambur, hörgüç, topak, önsezi, eğilme————————v. kamburlaştırmak, çömelmek* * *1. kamburlaştır (v.) 2. kambur (n.)* * *(an idea or belief based on one's feelings or suspicions rather than on clear evidence: I have a hunch he'll be late.) önsezi- hunchbacked
- hunched up -
11 arch one's back
v. sırtını kamburlaştırmak -
12 hump up
v. kamburlaştırmak -
13 hunch up one's shoulders
v. sırtını kamburlaştırmak -
14 arch one's back
v. sırtını kamburlaştırmak -
15 hump up
v. kamburlaştırmak -
16 hunch up one's shoulders
v. sırtını kamburlaştırmak -
17 hunch
önsezi,(gövdeyi) egmek, bükmek, kamburlastirmak
См. также в других словарях:
kamburlaştırmak — i Kambur duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamburlaştırma — is. Kamburlaştırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük