-
1 kalpazan
kalpazan Falschmünzer m; Betrüger m; Hochstapler m -
2 kalpazan
фальшивомоне́тчик (м)* * *1) фальшивомоне́тчик2) плут, шарлата́н, обма́нщик -
3 kalpazan
n. false coiner, counterfeiter, coiner, falsifier, forger, utterer* * *counterfeiter -
4 kalpazan
qelpezan -
5 kalpazan
ахъщэ мыкIохэр зышIырэр, шъыпкъагъэ зимыI -
6 kalpazan
παραχαράκτης, πλαστογράφος -
7 kalpazan
خداعخيدعغشاشمحتالمخادعمداورمراوغمزورمزيفمقلد -
8 kalpazan
1. خداع [خَدَّاع]2. خيدع [خَيْدَع]3. غشاش [غَشَّاش]4. محتال [مُحْتال]5. محتال [مُحْتَال]6. مخادع [مُخَادِع]7. مداور [مُدَاوِر]8. مراوغ [مُرَاوِغ]9. مزور [مُزَوِّر]Anlamı: sahte para basan kimse10. مزيف [مُزَيِّف]Anlamı: sahte para basan kimse11. مقلد [مُقَلِّد]Anlamı: sahte para basan kimse -
9 kalpazan
counterfeiter, forger -
10 kalpazan
"1. counterfeiter. 2. swindler; unreliable person." -
11 قلب زن
kalpazan -
12 counterfeiter
kalpazan -
13 фальшивомонетчик
-
14 مزور
kalpazan; kalp; martavalcı; sahteci; sahtekâr; sahte; şikeli -
15 παραχαράκτης
kalpazan, sahtekar -
16 counterfeiter
kalpazan, sahtekâr -
17 kalpazanlık
1. احتيال [اِحْتِيَال]Anlamı: kalpazan olma durumu2. تحايل [تَحَايُل]Anlamı: kalpazan olma durumu3. تدجيل [تَدْجِيل]Anlamı: kalpazan olma durumu4. تدليس [تَدْلِيس]Anlamı: kalpazan olma durumu5. تلاعب [تَلَاعُب]Anlamı: kalpazan olma durumu6. ختر [خَتْر]Anlamı: kalpazan olma durumu7. خداع [خِدَاع]Anlamı: kalpazan olma durumu8. خديعة [خَدِيعَة]Anlamı: kalpazan olma durumu9. دجل [دَجَل]Anlamı: kalpazan olma durumu10. غش [غَشّ]Anlamı: kalpazan olma durumu11. غش [غِشّ]Anlamı: kalpazan olma durumu12. مخادعة [مُخَادَعَة]Anlamı: kalpazan olma durumu13. مذق [مَذْق]Anlamı: kalpazan olma durumu -
18 counterfeiter
n. kalpazan, sahtekâr, iki yüzlü, sahteci,* * *kalpazan -
19 خداع
Iخِدَاع1. kalpazanlıkAnlamı: kalpazan olma durumu2. üçkâğıtçılıkAnlamı: yalancılık, dolandırıcılık3. entrika4. kalleşlikAnlamı: kalleş olma durumu5. sinsilikAnlamı: sinsice davranış6. mandepsiAnlamı: tuzak, oyun7. dalavereAnlamı: yalan dolanla gizlice görülen kötü ış, gizli oyun8. desiseAnlamı: aldatma, hile, entrikaIIخَدَّاع1. hinoğluAnlamı: çok kurnaz2. kalpazan3. sahtekârAnlamı: sahteci4. sahteciAnlamı: sahteci5. aldatıcıAnlamı: yanıltıcı, kandırıcı6. avantacıAnlamı: çıkarcı, beleşçi, bedavacı7. numaracı8. üçkâğıtçıAnlamı: yalancı, dolandırıcı, hileci olan kimse9. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci10. kurnazAnlamı: açık göz11. madrabazAnlamı: hile yapan12. kalleş13. hinoğluhinAnlamı: çok kurnaz14. yanıltıcıAnlamı: yanıltma özelliği olan15. illüzyonistAnlamı: göz bağcı16. üfürükçü17. şarlatanAnlamı: dolandırıcı -
20 غش
Iغَشّ1. iğfalAnlamı: aldatma, baştan çıkarma2. üçkâğıtçılıkAnlamı: yalancılık, dolandırıcılık3. kalpazanlıkAnlamı: kalpazan olma durumu4. şarlatanlıkAnlamı: şarlatanca davranış5. entrika6. kalleşlikAnlamı: kalleş olma durumu7. hınzırlıkAnlamı: hınzır olma durumu8. sinsilikAnlamı: sinsice davranış9. mandepsiAnlamı: tuzak, oyun10. dalavereAnlamı: yalan dolanla gizlice görülen kötü ış, gizli oyun11. desiseAnlamı: aldatma, hile, entrikaIIغَشَّ1. aldatmak2. yanıltmakAnlamı: yanılmasına yol açmak3. ayartmakAnlamı: baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmakغِشّ1. kancıklıkAnlamı: kancık olma durumu2. vefasızlıkAnlamı: vefasız olma durumu3. sadakatsizlikAnlamı: sadakatsiz olma durumu4. mağdurlukAnlamı: mağdur olma durumu5. çıyanlıkAnlamı: hainlik, ihanet etme durumu6. ihanetAnlamı: hainlik etme, aldatma7. üçkâğıtçılıkAnlamı: yalancılık, dolandırıcılık8. şarlatanlıkAnlamı: şarlatanca davranış9. mağduriyetAnlamı: mağdur olma durumu10. hıyanetAnlamı: kötülük etme veya karşı davranma, hainlik11. kalpazanlıkAnlamı: kalpazan olma durumu12. entrika13. gaddarlıkAnlamı: gaddar olma durumu14. hainlik15. kalleşlikAnlamı: kalleş olma durumu16. domuzlukAnlamı: hainlik, inatçılık17. sinsilikAnlamı: sinsice davranış18. hınzırlıkAnlamı: hınzır olma durumu19. mandepsiAnlamı: tuzak, oyun20. kaypaklıkAnlamı: sözünde durmazlık21. desiseAnlamı: aldatma, hile, entrika22. dalavereAnlamı: yalan dolanla gizlice görülen kötü ış, gizli oyun
См. также в других словарях:
kalpazan — is., Ar. ḳalb + Far. zen 1) Sahte para basan veya piyasaya süren kimse 2) mec. Yalan ve hile ile iş gören kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
καλπαζάνης — ο (Μ καλπαζάνης) απατεώνας, καλπουζάνος*. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. kalpazan] … Dictionary of Greek
καλπουζάνος — ο, θηλ. καλπουζάνα 1. αυτός που κατασκευάζει κίβδηλα νομίσματα, κιβδηλοποιός, πλαστογράφος, παραχαράκτης 2. μτφ. (για πρόσ.) άνθρωπος δόλιος, απατεώνας, ασυνείδητος. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. kalpazan] … Dictionary of Greek
calp — CALP, Ă, calpi, e, adj. (înv.; despre monede) Fals, falsificat. – Din tc. kalp. Trimis de valeriu, 11.02.2003. Sursa: DEX 98 CALP adj. v. duplicitar, fals, falsificat, fariseic, făţarnic, ipocrit, mincinos, perfid, prefăcut, şiret, viclean.… … Dicționar Român
calpuzan — CALPUZÁN, Ă, calpuzani, s.m. şi f. (înv.) Falsificator de bani. ♦ fig. Om rău, ticălos. – Din tc. kalpazan. Trimis de valeriu, 11.02.2003. Sursa: DEX 98 CALPUZÁN s. v. escroc, hoţ, impostor, înşelător, pungaş, şarlatan, şnapan. Trimis de siveco … Dicționar Român
kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalpazanlık — is., ğı Kalpazan olma durumu veya kalpazanca iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
püsür — is., Rum. 1) Bir şeyin can sıkıcı, karışık ayrıntısı veya pürüzü 2) Can sıkıcı, istenmeyen kimse Kendi yetmiyormuş gibi bir de peşine püsür takmış! 3) sf., hlk. Tembel, kalpazan 4) sf., hlk. Karışık, dolaşık (ip, saç vb.) 5) sf., hlk. Karışık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbzen — (A. F.) [ نز ﺐﻠﻗ ] kalpazan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
sahtekâr — (F.) [ رﺎﮐ ﻪﺘﺧﺎﺱ ] 1. sahteci. 2. kalpazan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KALBZEN — f. Kalpazan. Sahte para basan. * Yalancı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük