-
1 fındık
fındık ağacı Haselnussstrauch m;fındık kabuğunu doldurmaz herzlich unbedeutend -
2 kabuk
kabuk <- ğu> (Baum-, Erd-, Brot)Rinde f; (Eier-, Obst)Schale f; (Schildkröten)Panzer m; (Schnecken)Haus n; Kruste f (einer Wunde);elmanın kabuğunu soymak einen Apfel schälen -
3 soymak
См. также в других словарях:
kabuğunu çatlatmak (veya kırmak) — içinde bulunduğu güç, olumsuz veya kötü durumdan kurtulup rahatlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fındık kabuğunu doldurmaz — önemsiz, değersiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
karpuz kabuğunu görmeden denize girme — bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş — soyunu, yetiştiği yeri veya çevreyi hor görenler için kınama yollu söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
HALZ — Kabuğunu çıkarmak, derisini soymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LAHV — Kabuğunu soymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEVEZZÜF — Kabuğunu soymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çıtlama — is. 1) Çıtlamak işi 2) Antep fıstığının kabuğunu aralama … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıtlatma — is. 1) Çıtlatmak işi 2) Antep fıstığının kabuğunu aralama … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıtlatmak — i 1) Bir şeyden çıt sesi çıkarmak Asabiyetle parmaklarını çıtlattı. A. Gündüz 2) Antep fıstığının kabuğunu aralamak 3) İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek 4) i, e, mec. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
erozyon — is., jeol., Fr. érosion Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri veya bir yerden başka bir yere taşınması olayı, aşınma, aşınım, itikâl Devlet toprağın ...… … Çağatay Osmanlı Sözlük