-
1 kaş
kaş Augenbraue f; Wölbung f; Biegung f; ARCH (Sattel)Bogen m;kaş göz etmek (jemandem) zublinzeln; mit den Augen zwinkern;kaş yapayım derken göz çıkarmak jemandem einen Bärendienst erweisen;kaşla göz arasında im Handumdrehen;kaşlarını çatmak die Stirn runzeln -
2 çatmak
I vt2) ( kaşlarını) zusammenziehen3) ( bağlamak) binden4) ( yüklemek) bepackenII vi1) ( rastlamak) begegnen (-e), geraten (-e an)tam adamına \çatmak bei jdm an den Falschen geraten2) ( sırası gelmek) an der Reihe sein
См. также в других словарях:
surat asmak — kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatınmak — nsz Kaşlarını çatıp surat asmak Bazen kız, çatınmakta inat ederse birden hatırına her müşkülü halledecek bir çare gelmişçesine... H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
donakalmak — nsz Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek Kaşlarını kaldırarak kafasını salladığı saniye donakalmıştım. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekşimek — nsz 1) Ekşi duruma gelmek Yoğurt ekşidi. 2) Mayalanmak Hamur ekşidi. 3) argo Utanmak, mahcup olmak 4) argo Sırnaşmak, ısrar etmek 5) hlk. Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak Çardak tan Rabiye nin çıktığını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gamze — is., Ar. ġamze 1) Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur Böyle gülümsediği zaman ağzının iki yanında iki şirin gamze belirirdi. H. Taner 2) esk. Yan bakış, göz süzme,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalkık — sf., ğı 1) Düzeyine göre yüksekte olan Masanın bir tarafı kalkık. 2) Kabararak yerinden ayrılmış Kaplamanın ortası kalkık. 3) Dik durumda, ucu yukarı doğru olan Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaş — is., anat. 1) Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor. Y. Z. Ortaç 2) Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim Halk türküsü 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastık — is., ğı, Far. rāsuḫt 1) Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı. S. M. Alus 2) Sürme (III) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller rastık çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sine — is., Far. sīne 1) Göğüs 2) mec. Gönül, yürek Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar. Karacaoğlan 3) mec. Bağır, iç Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir? H. Taner Birleşik Sözler sineyimillet Atasözü, Deyim … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluk — sf. Yolunmuş olan Nuran, yoluk kaşlarını parmaklarıyla düzeltiyordu. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük