-
1 kıyas
1) сравне́ние, сопоставле́ние, уподобле́ниеkıyasla — а) по анало́гии (с кем-чем-л.); б) по сравне́нию (с кем-чем-л.)
kıyas etmek — сра́внивать, сопоставля́ть
kıyas kabul etmez — несравни́мый, несопостави́мый
kıyas üzre — по анало́гии
2) лог. силлоги́зм -
2 kıyas
а1) сравне́ние, сопоставле́ние, уподобле́ние- a kıyasla — по анало́гии (с кем-чем-л.)
kıyastan hariç — вне сравне́ния
kıyas kabul etmez — несравни́мый, несравне́нный, бесподо́бный
kıyas olunmak — быть сра́вниваемым; быть сде́ланным по анало́гии
2) лог. силлоги́змhilâfı kıyas — про́тив обыкнове́ния, в ви́де исключе́ния
◊
kıyas vahidi — едини́ца измере́ния
См. также в других словарях:
boyutlu — sf. Boyutu olan Onu bütün öbür yazarlara kıyasla, bunca derin boyutlu yapan, ne kültürü ne de bilgisi idi. H. Taner Birleşik Sözler üç boyutlu film … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyas — is., Ar. ḳiyās 1) Bir tutma, denk sayma 2) Karşılaştırma, oranlama, mukayese 3) dbl., esk. Örnekseme Birçok kelime türleri kıyasla yapılmıştır. 4) man. Tasım Birleşik Sözler kıyasa muhalefet kıyasımukassem Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazaran — zf., Ar. naẓaran Göre, oranla, kıyasla Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonradan olma — sf. Başkasına kıyasla yeni olan, yeni ortaya çıkan Şeftali suyu ile yapılacak gargaranın sonradan olma kekemeliğe birebir geleceğini söyler. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
sorumluluk düşmek — sorumlu sayılmak, sorumlu olarak görülmek Ana babaya düşen sorumluluk, okula ve devlete düşen sorumluluğa kıyasla çok daha önemlidir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
vekıs'alâhâzâ — (A.) [ اﺬه ﯽﻠﻋ ﺲﻗو ] bununla kıyasla … Osmanli Türkçesİ sözlüğü