Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kısılmış

См. также в других словарях:

  • gısık — kısılmış arada kalmış …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kısıkça — sf. 1) Biraz kısılmış Halide yi ararken mutfakta kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık. M. Ş. Esendal 2) zf. Biraz kısılmış olarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğuk — sf., ğu Kısılmış (ses) Zeyno nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırış kırış — sf. 1) Kırışıkları olan, çok kırışık Gazeteye, gözleri tiksintiyle kısılmış olarak yüzü kırış kırış bakıyordu. T. Buğra 2) zf. Kırışık bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısık — sf., ğı 1) Kısılmış olan 2) Boğuk, güçlükle çıkan (ses) Sonra kısık fakat ateşli, tutkun bir kadın sesi korkuyla, hiddetle haykırdı. H. E. Adıvar 3) Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan (göz kapağı) 4) is., coğ. Kanyon …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutuk — sf., ğu 1) Akıcı, rahat konuşamayan 2) Eski işlevini göremez duruma gelmiş Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk. A. İlhan 3) Kısılmış, tutulmuş, kesik Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu. P. Safa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzgün — sf. Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi. T. Buğra Birleşik Sözler üzgün balığı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • camadanı fora etmek — bağları koyuverip kısılmış yelkeni açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»