-
1 kâğıt
kâğıt [kĭaːt] <- dı> Papier n; Schreiben n; Bericht m, Papier n; Formular n; (Spiel)Karte f; Schule schriftliche Arbeit; Tüte f;kâğıt açmak die Karten aufdecken;kâğıt gibi olmak leichenblass sein;kâğıt oynamak Karten spielen;kâğıt oyunu Kartenspiel n;kâğıt para Papiergeld n;kâğıt üzerinde kalmak fig nur auf dem Papier stehen;-i kağıda dökmek zu Papier bringen A;kağıda kaleme sarılmak sofort aufschreiben A;ambalaj kağıdı Einwickelpapier n;sigara kağıdı Zigarettenpapier n;tuvalet kağıdı Toilettenpapier n;yazı kağıdı Schreibpapier n -
2 kâğıt
1) Papier ntbir şeyi kâğıda dökmek etw zu Papier bringen2) ( belge) Schein m; ( aşı kâğıdı) Pass m; ( nüfus kâğıdı) Ausweis m; ( temiz iş kâğıdı) Zeugnis nt -
3 kâğıt dosyası
Mappe f -
4 kâğıt fabrikası
Papierfabrik f -
5 kâğıt makası
Papierschere f -
6 kâğıt mendil
Papiertaschentuch nt -
7 kâğıt oyunu
Kartenspiel nt -
8 kâğıt para
Papiergeld nt, Geldschein m -
9 kâğıt parçası
Papierfetzen m -
10 kâğıt peçete
Papierserviette f -
11 kâğıt tomarı
Papierrolle f -
12 kâğıt torba
Papiertüte f -
13 değerli kâğıt
fin Wertpapier nt -
14 mumlu kâğıt
Wachspapier nt -
15 müsveddelik kâğıt
Konzeptpapier nt -
16 yağlı kâğıt
ohne pl Ölpapier nt -
17 kaime
-
18 antet
antetli kağıt Briefbogen m (mit Briefkopf) -
19 babalı
-
20 değerli
değerli wertvoll, kostbar; geachtet; verdient; verdienstvoll;değerli eşya Wertsachen f/pl;değerli kağıt Wertpapier n
См. также в других словарях:
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt balığı — is., hay. b. Kâğıt balığıgillerden, gövdesi kâğıt gibi ince ve saydam, üzerinde üç siyah benek bulunan kemikli bir balık (Trachypterus trachypterus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt dutu — is., bit. b. Dutgillerden, Çin de ve Japonya da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç, kâğıt ağacı (Broussenetia papyrifera) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt ağacı — is., bit. b. Kâğıt dutu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt balığıgiller — is., ç., hay. b. Kemikli balıklardan, örnek hayvanı kâğıt balığı olan, ince gövdeli, gümüşi renkli balık familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt helvacı — is. Kâğıt helvası yapan veya satan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt kebabı — is. Kemiksiz koyun eti, domates, biber, soğan ve baharat karışımının yağlı kâğıt içerisine konarak fırında pişirilmesi yoluyla hazırlanan bir kebap türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oyunu — is. İskambil kâğıdı ile oynanan oyun Hiç kâğıt oyunu oynamazken birkaç aydır altmış altıya alıştırmışlar, sıra ile yenip duruyorlardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt gibi (olmak) — (birinin yüzü) kanı çekilip benzi solmak Babuş da uyanmış ve yatağın içine oturmuş. Korkudan onun da yüzü kâğıt gibi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt helvası — is. Tekerlek biçiminde, ince, yassı ve gevrek bir çeşit helva … Çağatay Osmanlı Sözlük