-
61 küme düşürmek
v. relegate -
62 küçük düşürmek
v. humiliate, make smb. feel small, abase, affront, give affront to, bring into contempt, debase, degrade, depreciate, detract, disparage, lessen, lower, run down, score smb. off, snub, stigmatize, stultify -
63 maskesini düşürmek
v. debunk -
64 personel sayısını düşürmek
v. retrench -
65 piyasayı düşürmek
v. bear the market -
66 pusuya düşürmek
v. ambush, ambuscade -
67 seviyesini düşürmek
v. drag down -
68 suya düşürmek
v. wreck, blight -
69 suçlu durumuna düşürmek
v. set down -
70 sıçrayıp binicisini düşürmek
v. buck -
71 tansiyonu düşürmek
v. defuse -
72 tuzağa düşürmek
v. trap, decoy, ensnare, entrap, ambuscade, circumvent, enmesh, gin, mesh, net, snare, springe, trammel -
73 umutsuzluğa düşürmek
v. dismay -
74 uçaksavar ile düşürmek
v. prang -
75 vergi oranlarını düşürmek
v. deration -
76 vurup düşürmek
v. send smb. flying, shoot down -
77 yatağa düşürmek
v. lay low -
78 yavrusunu düşürmek
v. slink -
79 yorgun düşürmek
v. poop -
80 zayıf düşürmek
v. overcome
См. также в других словарях:
düşürmek — e 1) Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak 2) i Değerini, fiyatını indirmek 3) i Azaltmak 4) nsz Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak Çocuk, solucan düşürüyor. 5) i Iskat etmek Bakanlar kurulunu düşürmek. 6) Uğratmak Tehlikeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağına düşürmek — tuzağına düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pusuya düşürmek — (birini) yolunu gizlice bekleyip kötülük etmek Bir gece, pusuya düşürmek, arkasından vurmak tasarlanmıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
verim düşürmek — verimli olmaya engel olmak Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dehşete düşürmek — çok korkutmak, dehşete kapılmasına sebep olmak Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge düşürmek — (bir şeye) bir şeyin değerini veya ününü azaltacak işler yapmak ... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarih düşürmek — önemli sayılan bir olayın, çoğunlukla nazım biçiminde söylenen sözlerle, ebcet hesabına göre tarihini belirtmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
umutsuzluğa düşürmek — umut vermemek, güvenini sarsmak, olumsuzluğa sürüklemek Yoksa gönlümüzü kırmaktan, bizi umutsuzluğa düşürmekten bir şey kazanılmaz. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
zayıf düşürmek — güçsüz duruma getirmek Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk düşürmek — gebe kadın çocuğunu vaktinden önce ve ölü olarak doğurmak, düşük yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük