-
1 ввергать
düşürmek,sürüklemek* * *несов.; сов. - вве́ргнутьdüşürmek; sürüklemekвве́ргнуть в отча́яние — ye'se düşürmek
нищета, в кото́рую был вве́ргнут э́тот наро́д — bu halkın içine itildiği yoksulluk
-
2 выронить
-
3 let fall
düşürmek, ağzından kaçırmak* * *düşür* * *(to drop: She was so startled she let fall everything she was carrying.) düşürmek -
4 төшерү
düşürmek. düşürmek (fiyat vs.) -
5 salmaq
düşürmekbanmak, düşürmek -
6 уронить
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > уронить
-
7 knock off
düşürmek, paydos etmek, halledivermek, fiyat kırmak, indirim yapmak, çalmak, soymak, öldürmek, düzmek, becermek, kızlığını bozmak* * *işi bırak* * *(to stop working: I knocked off at six o'clock after studying for four hours; What time do you knock off in this factory?) işi bırakmak, paydos etmek -
8 send down
düşürmek, indirmek, üniversiteden atmak* * *düşür* * *(to expel (a student) from a university.) üniversiteden ihraç etmek -
9 scale down
düşürmek, azaltmak, düşmek, azalmak* * *küçült -
10 cause to fall
düşürmek -
11 cause to fall
düşürmek -
12 دهور
düşürmek -
13 laten vallen
düşürmek [-ür] v -
14 verlagen
düşürmek [-ür] v -
15 düşürmək
düşürmek -
16 salmaq
düşürmek -
17 düşürmək
düşürmek -
18 renverser
-
19 дискредитировать
gözden düşürmek* * *несов., сов.itibardan / gözden düşürmekдискредити́ровать что-л. в глаза́х обще́ственного мне́ния — bir şeyi kamuoyunun gözünden düşürmek
-
20 истощать
См. также в других словарях:
düşürmek — e 1) Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak 2) i Değerini, fiyatını indirmek 3) i Azaltmak 4) nsz Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak Çocuk, solucan düşürüyor. 5) i Iskat etmek Bakanlar kurulunu düşürmek. 6) Uğratmak Tehlikeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağına düşürmek — tuzağına düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pusuya düşürmek — (birini) yolunu gizlice bekleyip kötülük etmek Bir gece, pusuya düşürmek, arkasından vurmak tasarlanmıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
verim düşürmek — verimli olmaya engel olmak Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dehşete düşürmek — çok korkutmak, dehşete kapılmasına sebep olmak Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge düşürmek — (bir şeye) bir şeyin değerini veya ününü azaltacak işler yapmak ... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarih düşürmek — önemli sayılan bir olayın, çoğunlukla nazım biçiminde söylenen sözlerle, ebcet hesabına göre tarihini belirtmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
umutsuzluğa düşürmek — umut vermemek, güvenini sarsmak, olumsuzluğa sürüklemek Yoksa gönlümüzü kırmaktan, bizi umutsuzluğa düşürmekten bir şey kazanılmaz. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
zayıf düşürmek — güçsüz duruma getirmek Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk düşürmek — gebe kadın çocuğunu vaktinden önce ve ölü olarak doğurmak, düşük yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük