-
1 isnat
-i -e isnat etmek jemandem etwas zuschreiben, etwas zur Last legen; jemanden verleumden; schlecht machen -
2 isnat
клевета, наговорisnat etmek - клеветать, наговаривать (на кого-л.)isnatnı red etmek - дезавуировать -
3 isnat
озвонч. -dı1) клевета́, напра́слина; нагово́р, огово́р2) припи́сывание (кому-л. чего-л.) -
4 isnat
(-dı)1) припи́сывание (кому-л. чего-л.)2) обвине́ние, клевета́, напра́слина; нагово́р, огово́р, инсинуа́ция -
5 isnat
βάση -
6 isnat
"imputation; ascription, attribution" -
7 isnat
1. (maliciously false) imputation. 2. attributing, ascribing. - etmek /ı, a/ 1. to impute (something bad) to (someone) (groundlessly). 2. to attribute, ascribe. -
8 isnat eden
lêbarker -
9 isnat etmek
lêbar kirin -
10 isnat\ etmek
обвиня́ть -
11 isnat etmek
"to impute; to ascribe, to attribute, to predicate sth on sth" -
12 isnad kerdene
isnat etmek -
13 isnadkerda
isnat edilen -
14 father on
isnat etmek, yüklemek -
15 приписывать
несов.; сов. - приписа́ть1) eklemekприписа́ть не́сколько строк — birkaç satır eklemek
2) kaydını yapmak; tescil etmekк како́му по́рту приписа́но су́дно? — gemi hangi limana kayıtlıdır?
3) yormak, hamletmekчему́ приписа́ть его́ неуда́чу? — başarısızlığını neye hamletmeli?
4) mal etmek, atfetmek; isnat etmekприпи́сываемое ему́ преступле́ние — ona isnat edilen suç
припи́сываемые ему́ стихи́ — ona mal edilen şiirler
-
16 belasten
belasten*I vt\belastendes Material isnat edici belgelerden Körper \belasten vücuda yüklenmek4) ökol kirletmek;die Atmosphäre \belasten havayı kirletmekII vrsich \belasten1) jur kendi kendini suçlamak2) ( sich aufbürden)sich mit etw \belasten bir şeyi yüklenmek -
17 beschuldigen
beschuldigen* [bə'ʃʊldıgən]vt suçlamak, isnat etmek;er wurde des Diebstahls beschuldigt ona hırsızlık suçu isnat edildi -
18 isnad
charge, incrimination [sanada] Aze isnad, Per esnad, Tur isnat borrowed from Ar -
19 взводить
несов.; сов. - взвести́, в соч.взводи́ть куро́к — tetiği kurmak
взводи́ть клевету́ — iftira atmak
взводи́ть обвине́ние — suç isnat etmek
-
20 возводить
yükseltmek,dikmek,kurmak* * *1) yükseltmek; dikmek; kurmakвозводи́ть зда́ние — bir yapı / bina kurmak
возводи́ть обели́ск — bir dikili taş dikmek
возводи́ть сте́ны — duvar örmek
2) yükseltmek, çıkarmakвозводи́ть в зако́н — yasaya dönüştürmek
возводи́ть на трон — tahta oturtmak
3) мат. yükseltmekвозводи́ть в квадра́т — kareye yükseltmek, karesini almak
4) в соч.возводи́ть клевету́ — iftira atmak
возводи́ть обвине́ние на кого-л. — birine suç isnat etmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
isnat — verməx’: (Qarakilsə, Meğri) 1. nişan vermək (Qarakilsə). – Hardan gedəcix’ isnat verdilər; – Kim isnat verip bizə gəlmisi:z 2. xəbər vermək (Meğri). – Nəbiyə isnat verdilər ki, bular ordandılar … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
isnat — is., dı, Ar. isnād 1) Bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırma, yükleme, atfetme 2) mec. Karacılık, iftira Birleşik Sözler isnat grubu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller isnat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
isnat etmek — 1) dayandırmak 2) kara çalmak 3) iftira etmek Güzel sever diye isnat ederler / Benim Hak tan gayri sevdiğim mi var? Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
isnat grubu — is., dbl. Sıfatların addan sonra gelmesiyle oluşan ve genellikle deyim olarak kullanılan kelime grubu Gözü kara, eli uzun, başı açık … Çağatay Osmanlı Sözlük
Margaret Harrison — (born Wakefield, Yorkshire, England, 1940) is an English feminist and artist whose work over the past decade has dealt with different media and a range of subject matter which has established her as a leading artist in Britain. Harrison studied… … Wikipedia
atfetme — is. Atfetmek işi, isnat … Çağatay Osmanlı Sözlük
atfetmek — e, der, Ar. ˁaṭf + T. etmek 1) Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek 2) Yöneltmek, çevirmek Hancı yüzüme, bir şey anlamamış gibi garip bir nazar atfetti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
grup — is., bu, Fr. groupe 1) Küme Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor. H. E. Adıvar 2) Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü Lehçeler grubu. 3) mec. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip 4) ask.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kondurmak — e 1) Konma işini yaptırmak Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz. B. R. Eyuboğlu 2) Gelişigüzel takmak, iliştirmek Başına çiçekler kondurmuş. 3) i Birden yapıvermek veya söyleyivermek Öpücüğü kondurdu. 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
özge — sf. Başka Güzel sever diye isnat ederler / Benim haktan özge sevdiğim mi var? Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
rekabet etmek — yarışmak Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük