-
1 iskemle
iskemle s -
2 iskemle
1) табуре́тка, скамья́, скаме́йка; стулiskemlenin arkalığı — спи́нка сту́ла
bahçe iskemlesi — садо́вая скаме́йка
bebek iskemlesi — де́тский стул
elektrik iskemlesi — электри́ческий стул
mahkeme iskemlesi — скамья́ подсуди́мых
yürütme iskemlesi — ходунки́
2) сто́лик (для пепельницы, вазы)••- iki iskemle arasında oturmak -
3 iskemle
is'kemle Hocker m; Schemel m; Tischchen n für Blumen usw; (elektrischer) Stuhl m; TECH Hängesitz m, Fördersitz m;iskemle kavgası Postenjägerei f;iki iskemle arasında oturmak zwischen zwei Stühlen sitzen -
4 iskemle
скамейка, скамьяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > iskemle
-
5 iskemle
n. chair* * *chair -
6 iskemle
kursî -
7 iskemle
krzesło -
8 iskemle
пхъэнтIэкIу, щэнт/ шэнт -
9 iskemle
тесыпIэ, тетIысхьапIэ, пхъэнтIэкIу -
10 iskemle
σκαμνί, σκαμπό -
11 iskemle
chair, stool -
12 iskemle
"1. chair (without arms); stool. 2. small coffee table; end table. -/sandalye/koltuk kavgası quarrel over who gets a desirable post." -
13 iskemle
kətil, taburet, stulkətil, stul, taburet -
14 iskemle
židle; židlička -
15 iskemle kavgası
борьба́ за ме́сто / кре́сло / тёплое месте́чко -
16 açılır kapanır iskemle
складно́й стул -
17 iki iskemle arasında oturmak
сиде́ть ме́жду двух сту́льев -
18 dönen iskemle
swivel chair -
19 hafif iskemle
yacht chair -
20 tekerlekli iskemle
bath chair
См. также в других словарях:
iskemle — is., Rum. 1) Arkalıksız sandalye İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum. Ç. Altan 2) Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa 3) Sandalye Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışsız — sf. Akıp gitmeyen, ilerlemeyen Bulunduğum küçük odada sadece bir masa, dört iskemle ve akışsız, durağan bir zaman var. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturak — is., ğı 1) Oturulacak yer veya şey 2) Alçak iskemle 3) Bir şeyin yere gelen tarafı, taban 4) Ördek 5) İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti 6) Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm 7) sf. Bacaklarında veya başka bir yerinde,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabure — is., Fr. tabouret Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle Kapkara kesilmiş meşe ağacından masalar, tabureler, yer iskemleleri dolu idi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tünemek — nsz 1) Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak Bir sene evvel kargaların tünediği çınara, şimdi bir bülbül konmuş ötüyordu. Ö. Seyfettin 2) Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak Athena, gidip taburelerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıhane — is., T. yazı + Far. ḫāne 1) Yazı ve danışma işlerinin yürütüldüğü iş yeri, büro Yazıhaneye girdi, kâtiple camekânlı bölmede konuşuyor. R. H. Karay 2) Yazı masası Ufak bir odaydı burası, köhne iki maroken koltuk, birkaç tahta iskemle, iki ucuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
skemlija — skèmlija ž DEFINICIJA reg. etnol. mala niska stolica, stoličica, klupčica; šamrl ETIMOLOGIJA tur. iskemle, v. skamija … Hrvatski jezični portal
BALİN — f. Yastık. Koltuk. İskemle yerine kullanılan yuvarlak yastık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük