-
1 isim koymak
v. name, denominate, baptize, christen -
2 yeni isim koymak
v. rename -
3 isim
,-smi 1. name (of a person or thing), appellation. 2. gram. noun. 3. title (of a book, a painting, a musical composition, etc.). 4. person: Bertan´ın hayatında yeni isimler var artık. Bertan´s got new people in his life now. -ini cismini bilmemek /ın/ not to know anything about. - cümlesi gram. sentence that has to be as its main verb. -i geçen previously mentioned, aforementioned. - hali gram. case (of a noun). - koymak /a/ to give (someone, something) a name, name. - takımı gram. two or more nouns grammatically related as possessor and possessed or modifier and modified. - takmak /a/ to nickname. - tamlaması gram. two or more nouns linked together to form a grammatical unit (e.g. okulun bahçesi, kız lisesi, altın saat). -i var, cismi yok. colloq. 1. He/She/It is much talked of but never seen. 2. It´s something imaginary. - vermek /a/ to name, give (someone, something) a name. - yapmak to become famous, make a name for oneself.
См. также в других словарях:
isim koymak — adlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
isim — is., smi, Ar. ism 1) Ad 2) Kişi, insan Biz eskidikçe yaşlarımız yirmiden yirmi bire, yirmi birden yirmi ikiye bastıkça yeni yüzler, yeni isimler katılıyor aramıza. Y. Z. Ortaç 3) dbl. Ad Birleşik Sözler isim babası isim cümlesi isim çekimi isim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
adlandırmak — i Çağırmak veya anmak için bir canlıya, bir yere, bir şeye ad vermek, ad koymak, ad takmak, ad vermek, isim koymak, isim takmak, isim vermek, tesmiye etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSMA — Yükseltmek. * İsim koymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ad — 1. is., ddi, Ar. ˁadd 1) Sayma 2) Sayılma Birleşik Sözler addetmek addolunmak 2. is. 1) Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim: Çocuk, kedi, ağaç, düşünce, iyilik, Ahmet, Ertuğrul birer addır 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEMÜVV — Ad koymak, isim vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük