-
1 ilgilendirmek
ilgilendirmek (-i) jemanden interessieren (-le für); jemandes Interesse wecken (-le für); jemanden betreffen; jemandem zupass kommen -
2 ilgilendirmek
vt1) betreffen, angehenbu beni ilgilendirmez das betrifft mich nicht, das geht mich nicht an2) interessierenbu beni ilgilendirmez das interessiert mich nicht -
3 ilgilendirmek
интересова́ть* * *-i, -le1) интересова́ть когоoralı mı, değil mıdır, beni zerre kadar ilgilindirmez — отту́да он и́ли нет, меня́ ниско́лько не интересу́ет
2) каса́ться, име́ть отноше́ниеişçileri ilgilendiren bir karar — реше́ние, каса́ющееся рабо́чих
3) заинтересова́ть, вы́звать интере́сçalışmanız bizi ilgilendiriyor — ва́ша рабо́та вызыва́ет у нас интере́с
-
4 ilgilendirmek
v. concern, bear on, bear upon, interest* * *1. concern 2. interest -
5 ilgilendirmek
1. Maraqlandırmaq; həvəs yaratmaq2. Aid olmaq -
6 ilgilendirmek
1) В интересова́ть; каса́ться когоbu beni ilgilendirmez — э́то меня́ не интересу́ет; э́то меня́ не каса́ется
-
7 ilgilendirmek
ИГЪЭПЭН, ЗЕГЪЭГЪЭПЭН, ыгъэгумэкIын/ игъэгумэщIын, зегъэгъэгумэкIын/ зегъэгъэгумэщIын -
8 ilgilendirmek
ενδιαφέρω, αφορώ -
9 ilgilendirmek
to concern, to interest, to bear on -
10 ilgilendirmek
1. /ı/ to interest, arouse the interest of, draw the attention of. 2. /ı/ to relate to, concern, pertain to, apply to. 3. /ı, la/ to cause (someone) to become engaged in, get (someone) involved in. -
11 ilgilendirmek
1) aid olmaq, dəxli olmaq; 2) maraq oyatmaq, həvəs oyatmaq -
12 birisini\ ilgilendirmek
заинтересова́ть -
13 interesseren
ilgilendirmek [-ir] v -
14 betreffen
ilgilendirmek -
15 интересовать
ilgilendirmek; ilgi uyandırmak; meraklı / merakı olmak; merak etmekего́ интересова́ла то́лько му́зыка — ancak müziğe meraklıydı
пье́са интересова́ла всех — piyes / oyun herkeste ilgi uyandırıyordu
э́то меня́ не интересу́ет! — bu beni ilgilendirmez!
-
16 interessieren
ilgilendirmekilgilenmek -
17 заинтересовать
ilgisini çekmek,ilgilendirmek; çıkan olmak* * *сов.1) ilgisini çekmek; ilgilendirmekду́маю, кни́га вас заинтересу́ет — kitap ilginizi çeker sanırım
2) çıkarı olmakон в э́том не заинтересо́ван — bunda bir çıkarı yok
-
18 занимать
kaplamak,işgal etmek; almak,zapt etmek,işgal etmek; çalıştırmak,meşgul etmek; ilgilendirmek* * *I несов.; сов. - заня́ть I1) ( пространство) kaplamak; tutmak; işgal etmekзайми́ три ме́ста — üç yer tut
пло́щадь, занима́емая го́родом — şehrin kapladığı saha
статья́ займёт пять страни́ц — yazı beş sayfa tutacak
он занимал вон ту ко́мнату — onun odası şuydu
2) (должность, положение) olmakзанима́ть высо́кий пост — yüksek mevki sahibi olmak
он за́нял до́лжность / ме́сто дире́ктора — müdürün yerine geçti / yerini aldı
он недо́лго занима́л до́лжность дире́ктора — müdürlüğü uzun sürmedi
занима́ть пе́рвое ме́сто — birinci olmak / gelmek
занима́ть пе́рвое ме́сто в табли́це — cetvelde birinci sırayı tutmak
заня́ть второ́е ме́сто на стометро́вке — yüz metrede ikinci gelmek, yüz metrenin ikincisi olmak
3) almak; tutmak; zaptetmek; işgal etmek (захватывать, оккупировать) (savaşarak) geri almak ( отвоёвывать)заня́ть высоту́ — tepeyi tutmak
занима́ть высоту́ (удерживать) — tepeyi elinde tutmak
4) ( время) tutmak; almak5) ( давать занятие) çalıştırmak; istihdam etmek; meşgul etmekско́лько рабо́чих за́нято на э́том предприя́тии? — bu işletme kaç kişi çalıştırır / istihdam eder?
чем бы заня́ть дете́й? — çocukları neyle meşgul etsek?
6) ( интересовать) ilgilendirmekон за́нят то́лько собо́й — yalnız nefsini düşünür
7) ( развлекать) oyalamak••занима́ть умы́ — zihinleri meşgul etmek
занима́ть пози́цию — воен. mevzilenmek
каку́ю пози́цию он занима́ет в э́том вопро́се? — bu sorundaki tutumu nedir?
II несов.; сов. - заня́ть IIзаня́ть реши́тельную пози́цию — kararlı bir tutum takınmak
( брать в долг) borç / ödünç almakзанима́ть де́нег — borç para almak
-
19 concern
n. ilgi, alâka, şirket, umur, kuruluş, irtibat, bağlantı, pay, endişe, tasa, iş, merak, şey————————v. ilgilendirmek, kaygılandırmak, endişelendirmek; etkilemek; ait olmak, ilişkisi olmak, karışmak* * *1. ilgilen (v.) 2. ilgi (n.)* * *[kən'sə:n] 1. verb1) (to have to do with: This order doesn't concern us; So far as I'm concerned, you can do what you like.) ilgilendirmek, ilgili olmak2) ((with for or about) to make (usually oneself) uneasy: Don't concern yourself about her.) kaygılandırmak, endişelendirmek3) ((with with or in) to interest (oneself) in: He doesn't concern himself with unimportant details.) ilgilenmek2. noun1) (something that concerns or belongs to one: His problems are not my concern.) mesele, sorun, iş2) (anxiety: The condition of the patient is giving rise to concern.) endişe, kaygı3) (a business: a shoe-manufacturing concern.) şirket, kuruluş, firma• -
20 interest
n. ilgi, merak, önem, faiz, alâka, ilgi çeken şey, pay, hisse, çıkar, etki, nüfuz, görüş, ilgi grubu————————v. ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek* * *1. ilgilendir (v.) 2. ilgi (n.)* * *['intrəst, ]( American[) 'intərist] 1. noun1) (curiosity; attention: That newspaper story is bound to arouse interest.) ilgi, alâka2) (a matter, activity etc that is of special concern to one: Gardening is one of my main interests.) merak, heves3) (money paid in return for borrowing a usually large sum of money: The (rate of) interest on this loan is eight per cent; ( also adjective) the interest rate.) faiz4) ((a share in the ownership of) a business firm etc: He bought an interest in the night-club.) pay, hisse5) (a group of connected businesses which act together to their own advantage: I suspect that the scheme will be opposed by the banking interest (= all the banks acting together).) birlik2. verb1) (to arouse the curiosity and attention of; to be of importance or concern to: Political arguments don't interest me at all.) ilgilendirmek, merakını uyandırmak2) ((with in) to persuade to do, buy etc: Can I interest you in (buying) this dictionary?) ilgisini çekmek•- interesting
- interestingly
- in one's own interest
- in one's interest
- in the interests of
- in the interest of
- lose interest
- take an interest
См. также в других словарях:
ilgilendirmek — i 1) İlgisini çekmek, önem vermek Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez. S. F. Abasıyanık 2) le Bir şeyle ilgili kılmak 3) İlişkin olmak İşçileri ilgilendiren bir karar. 4) Elverişli, uygun bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alakadar etmek — ilgilendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
enterese etmek — ilgilendirmek … Beypazari ağzindan sözcükler
ait olmak — ilgilendirmek, birinin olmak, birine düşmek Burasını, kendisine ait olsa bu kadar canla başla çevirmeye uğraşmazdı. K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
alakalandırmak — i İlgilendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ırgalamak — i 1) Yerinden oynatıp sallamak, sarsmak 2) tkz. İlgilendirmek Çirkin ya da güzel oluşum çoktandır ırgalamıyordu beni. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgilendirme — is. İlgilendirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürüklemek — i 1) Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü. A. Gündüz 2) Akarsu alıp götürmek Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu. A. İlhan 3) mec. İstekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taalluk etmek — ilgili bulunmak, ilgili olmak, ilgilendirmek Bu iş benim hayatımın felaketine taalluk ediyor. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
alâkadar — (A. F.) [ راد ﻪﻗﻼﻋ ] ilgili, alakalı. ♦ alâkadar etmek ilgilendirmek. ♦ alâkadar olmak ilgilenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NÜŞUB — Dühul etmek, girmek, dâhil olmak. * İlgilendirmek, alâkalandırmak, taalluk etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük