Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ilgilendirmek

  • 1 ilgilendirmek

    ilgilendirmek (-i) jemanden interessieren (-le für); jemandes Interesse wecken (-le für); jemanden betreffen; jemandem zupass kommen

    Türkçe-Almanca sözlük > ilgilendirmek

  • 2 ilgilendirmek

    vt
    1) betreffen, angehen
    bu beni ilgilendirmez das betrifft mich nicht, das geht mich nicht an
    2) interessieren
    bu beni ilgilendirmez das interessiert mich nicht

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ilgilendirmek

  • 3 ilgilendirmek

    интересова́ть
    * * *
    -i, -le
    1) интересова́ть кого

    oralı mı, değil mıdır, beni zerre kadar ilgilindirmez — отту́да он и́ли нет, меня́ ниско́лько не интересу́ет

    2) каса́ться, име́ть отноше́ние

    işçileri ilgilendiren bir karar — реше́ние, каса́ющееся рабо́чих

    3) заинтересова́ть, вы́звать интере́с

    çalışmanız bizi ilgilendiriyor — ва́ша рабо́та вызыва́ет у нас интере́с

    Türkçe-rusça sözlük > ilgilendirmek

  • 4 ilgilendirmek

    v. concern, bear on, bear upon, interest
    * * *
    1. concern 2. interest

    Turkish-English dictionary > ilgilendirmek

  • 5 ilgilendirmek

    1. Maraqlandırmaq; həvəs yaratmaq
    2. Aid olmaq

    Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti > ilgilendirmek

  • 6 ilgilendirmek

    1) В интересова́ть; каса́ться кого

    bu beni ilgilendirmez — э́то меня́ не интересу́ет; э́то меня́ не каса́ется

    2) В, с ile заинтересо́вывать кого кем- чем, вызыва́ть чей-л. интере́с, возбужда́ть чьё-л. любопы́тство к кому- чему; обращать чьё-л. внима́ние на кого- что

    Büyük Türk-Rus Sözlük > ilgilendirmek

  • 7 ilgilendirmek

    ИГЪЭПЭН, ЗЕГЪЭГЪЭПЭН, ыгъэгумэкIын/ игъэгумэщIын, зегъэгъэгумэкIын/ зегъэгъэгумэщIын

    Турецко-адыгский словарь > ilgilendirmek

  • 8 ilgilendirmek

    ενδιαφέρω, αφορώ

    Türkçe-Yunanca Sözlük > ilgilendirmek

  • 9 ilgilendirmek

    to concern, to interest, to bear on

    İngilizce Sözlük Türkçe > ilgilendirmek

  • 10 ilgilendirmek

    1. /ı/ to interest, arouse the interest of, draw the attention of. 2. /ı/ to relate to, concern, pertain to, apply to. 3. /ı, la/ to cause (someone) to become engaged in, get (someone) involved in.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ilgilendirmek

  • 11 ilgilendirmek

    1) aid olmaq, dəxli olmaq; 2) maraq oyatmaq, həvəs oyatmaq

    Türkçe-Azerice Sözlük > ilgilendirmek

  • 12 birisini\ ilgilendirmek

    заинтересова́ть

    Türkçe-rusça sözlük > birisini\ ilgilendirmek

  • 13 interesseren

    ilgilendirmek [-ir] v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > interesseren

  • 14 betreffen

    ilgilendirmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > betreffen

  • 15 интересовать

    ilgilendirmek; ilgi uyandırmak; meraklı / merakı olmak; merak etmek

    его́ интересова́ла то́лько му́зыка — ancak müziğe meraklıydı

    пье́са интересова́ла всех — piyes / oyun herkeste ilgi uyandırıyordu

    э́то меня́ не интересу́ет! — bu beni ilgilendirmez!

    Русско-турецкий словарь > интересовать

  • 16 interessieren

    ilgilendirmek
    ilgilenmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > interessieren

  • 17 заинтересовать

    ilgisini çekmek,
    ilgilendirmek; çıkan olmak
    * * *
    сов.
    1) ilgisini çekmek; ilgilendirmek

    ду́маю, кни́га вас заинтересу́ет — kitap ilginizi çeker sanırım

    он в э́том не заинтересо́ван — bunda bir çıkarı yok

    Русско-турецкий словарь > заинтересовать

  • 18 занимать

    kaplamak,
    işgal etmek; almak,
    zapt etmek,
    işgal etmek; çalıştırmak,
    meşgul etmek; ilgilendirmek
    * * *
    I несов.; сов. - заня́ть I
    1) ( пространство) kaplamak; tutmak; işgal etmek

    займи́ три ме́ста — üç yer tut

    пло́щадь, занима́емая го́родом — şehrin kapladığı saha

    статья́ займёт пять страни́ц — yazı beş sayfa tutacak

    он занимал вон ту ко́мнату — onun odası şuydu

    2) (должность, положение) olmak

    занима́ть высо́кий пост — yüksek mevki sahibi olmak

    он за́нял до́лжность / ме́сто дире́ктора — müdürün yerine geçti / yerini aldı

    он недо́лго занима́л до́лжность дире́ктора — müdürlüğü uzun sürmedi

    занима́ть пе́рвое ме́сто — birinci olmak / gelmek

    занима́ть пе́рвое ме́сто в табли́це — cetvelde birinci sırayı tutmak

    заня́ть второ́е ме́сто на стометро́вке — yüz metrede ikinci gelmek, yüz metrenin ikincisi olmak

    3) almak; tutmak; zaptetmek; işgal etmek (захватывать, оккупировать) (savaşarak) geri almak ( отвоёвывать)

    заня́ть высоту́ — tepeyi tutmak

    занима́ть высоту́ (удерживать)tepeyi elinde tutmak

    4) ( время) tutmak; almak
    5) ( давать занятие) çalıştırmak; istihdam etmek; meşgul etmek

    ско́лько рабо́чих за́нято на э́том предприя́тии? — bu işletme kaç kişi çalıştırır / istihdam eder?

    чем бы заня́ть дете́й? — çocukları neyle meşgul etsek?

    6) ( интересовать) ilgilendirmek

    он за́нят то́лько собо́й — yalnız nefsini düşünür

    7) ( развлекать) oyalamak
    ••

    занима́ть умы́ — zihinleri meşgul etmek

    занима́ть пози́цию — воен. mevzilenmek

    каку́ю пози́цию он занима́ет в э́том вопро́се? — bu sorundaki tutumu nedir?

    заня́ть реши́тельную пози́цию — kararlı bir tutum takınmak

    II несов.; сов. - заня́ть II
    ( брать в долг) borç / ödünç almak

    занима́ть де́нег — borç para almak

    Русско-турецкий словарь > занимать

  • 19 concern

    n. ilgi, alâka, şirket, umur, kuruluş, irtibat, bağlantı, pay, endişe, tasa, iş, merak, şey
    ————————
    v. ilgilendirmek, kaygılandırmak, endişelendirmek; etkilemek; ait olmak, ilişkisi olmak, karışmak
    * * *
    1. ilgilen (v.) 2. ilgi (n.)
    * * *
    [kən'sə:n] 1. verb
    1) (to have to do with: This order doesn't concern us; So far as I'm concerned, you can do what you like.) ilgilendirmek, ilgili olmak
    2) ((with for or about) to make (usually oneself) uneasy: Don't concern yourself about her.) kaygılandırmak, endişelendirmek
    3) ((with with or in) to interest (oneself) in: He doesn't concern himself with unimportant details.) ilgilenmek
    2. noun
    1) (something that concerns or belongs to one: His problems are not my concern.) mesele, sorun, iş
    2) (anxiety: The condition of the patient is giving rise to concern.) endişe, kaygı
    3) (a business: a shoe-manufacturing concern.) şirket, kuruluş, firma

    English-Turkish dictionary > concern

  • 20 interest

    n. ilgi, merak, önem, faiz, alâka, ilgi çeken şey, pay, hisse, çıkar, etki, nüfuz, görüş, ilgi grubu
    ————————
    v. ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
    * * *
    1. ilgilendir (v.) 2. ilgi (n.)
    * * *
    ['intrəst, ]( American[) 'intərist] 1. noun
    1) (curiosity; attention: That newspaper story is bound to arouse interest.) ilgi, alâka
    2) (a matter, activity etc that is of special concern to one: Gardening is one of my main interests.) merak, heves
    3) (money paid in return for borrowing a usually large sum of money: The (rate of) interest on this loan is eight per cent; ( also adjective) the interest rate.) faiz
    4) ((a share in the ownership of) a business firm etc: He bought an interest in the night-club.) pay, hisse
    5) (a group of connected businesses which act together to their own advantage: I suspect that the scheme will be opposed by the banking interest (= all the banks acting together).) birlik
    2. verb
    1) (to arouse the curiosity and attention of; to be of importance or concern to: Political arguments don't interest me at all.) ilgilendirmek, merakını uyandırmak
    2) ((with in) to persuade to do, buy etc: Can I interest you in (buying) this dictionary?) ilgisini çekmek
    - interesting
    - interestingly
    - in one's own interest
    - in one's interest
    - in the interests of
    - in the interest of
    - lose interest
    - take an interest

    English-Turkish dictionary > interest

См. также в других словарях:

  • ilgilendirmek — i 1) İlgisini çekmek, önem vermek Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez. S. F. Abasıyanık 2) le Bir şeyle ilgili kılmak 3) İlişkin olmak İşçileri ilgilendiren bir karar. 4) Elverişli, uygun bulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alakadar etmek — ilgilendirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • enterese etmek — ilgilendirmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ait olmak — ilgilendirmek, birinin olmak, birine düşmek Burasını, kendisine ait olsa bu kadar canla başla çevirmeye uğraşmazdı. K. Tahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alakalandırmak — i İlgilendirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ırgalamak — i 1) Yerinden oynatıp sallamak, sarsmak 2) tkz. İlgilendirmek Çirkin ya da güzel oluşum çoktandır ırgalamıyordu beni. A. Erhat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilgilendirme — is. İlgilendirmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürüklemek — i 1) Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü. A. Gündüz 2) Akarsu alıp götürmek Sakarya nehri kırılmış söğüt dallarını, saman çöplerini sürüklüyordu. A. İlhan 3) mec. İstekli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taalluk etmek — ilgili bulunmak, ilgili olmak, ilgilendirmek Bu iş benim hayatımın felaketine taalluk ediyor. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alâkadar — (A. F.) [ راد ﻪﻗﻼﻋ ] ilgili, alakalı. ♦ alâkadar etmek ilgilendirmek. ♦ alâkadar olmak ilgilenmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • NÜŞUB — Dühul etmek, girmek, dâhil olmak. * İlgilendirmek, alâkalandırmak, taalluk etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»