-
41 Столик на двоих, пожалуйста
İki kişilik bir masa lüften [ик'и кишил'ик бир мас'а, л'ютфен] -
42 tweepersoonsbed
iki kişilik yatak s -
43 love seat
iki kisilik koltuk -
44 tandem
iki kisilik bisiklet; atlarin birbiri ardina kosuldugu araba; kademeli dizi; birbiri ardina dizilmis, tandem -
45 two-seater
iki kisilik uçak -
46 bicycle built for two
iki kişilik bisiklet -
47 buckboard
iki kişilik yaylı araba -
48 buggy
iki kişilik araba -
49 double bed
iki kişilik yatak -
50 love seat
iki kişilik kanepe -
51 double
adj. çift; iki kat; ikili; çifte, iki kişilik, duble; iki yüzlü; iki anlamlı————————adv. iki kat, iki misli, ikişerli, ikili, çift, çifte————————n. iki kat; çift, kopya, benzer, duble, ikili bahis, dublör; koşar adım————————v. iki misli yapmak, iki yle çarpmak, ikiye katlamak, katlamak, dublörlüğünü yapmak; iki rolü birden oynamak; bükmek; iki katına çıkmak; katlanmak; eğilmek; yumruğunu sıkmak; ikili oynamak; iki enstrüman çalmak; koşar adım gitmek; ikinci işte çalışmak* * *1. çift 2. iki katına çıkar (v.) 3. çift (adj.)* * *1. adjective1) (of twice the (usual) weight, size etc: A double whisky, please.) duble, iki katı2) (two of a sort together or occurring in pairs: double doors.) çift, ikili3) (consisting of two parts or layers: a double thickness of paper; a double meaning.) çift4) (for two people: a double bed.) çift, iki kişilik2. adverb1) (twice: I gave her double the usual quantity.) iki katı2) (in two: The coat had been folded double.) ikiye3. noun1) (a double quantity: Whatever the women earn, the men earn double.) iki kat, iki misli2) (someone who is exactly like another: He is my father's double.) eş, ikiz4. verb1) (to (cause to) become twice as large or numerous: He doubled his income in three years; Road accidents have doubled since 1960.) iki kat ar(tır)mak, iki katına çık(ar)mak2) (to have two jobs or uses: This sofa doubles as a bed.) iki kullanımı olmak•- doubles- double agent
- double bass
- double-bedded
- double-check
- double-cross
- double-dealing 5. adjective(cheating: You double-dealing liar!) dolandırıcı, iki yüzlü6. adjectivea double-decker bus.) iki katlı- double figures
- double-quick
- at the double
- double back
- double up
- see double -
52 double bed
çift kişilik, iki kişilik yatak* * *iki kişilik yatak -
53 double
-
54 yatak
койка, кровать, постель; залегание, месторождение; опорная подушка- ağ yatak- bir buçuk kişilik yatak
- çamur kurutma yatağı
- çift kişilik yatak
- çocuk yatağı
- feyezan yatağı
- iki kişilik yatak
- katlanır yatak
- kauçuk yatak
- kömür yatağı
- kum yatağı
- maden yatağı
- mil yatağı
- nehir yatağı
- petrol yatağı
- su atım yatağı
- su yatağı
- tek kişilik yatak
- yaylı yatakİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yatak
-
55 tandem
adj. art arda dizili, peşpeşe sıralı————————adv. birbiri ardına koşulu olarak (atlar)————————n. tandem, iki kişilik bisiklet, atların birbiri ardına koşulduğu araba* * *1. ardarda 2. ardarda dizilmiş* * *['tændəm] 1. noun(a long bicycle with two seats and two sets of pedals, one behind the other.) iki kişilik bisiklet2. adverb((usually of two people on a tandem) one behind the other: They rode tandem.) art arda -
56 twosome
n. iki kişi ile oynanan oyun, çift kişilik dans* * *iki kişilik* * *noun (two people; a couple: They usually travel in a twosome.) çift, ikili -
57 double
çift, iki; iki kisilik; iki misli,benzer, es; duble (içki); iki misli, iki kati,iki katina çikartmak, iki misli yapmak; iki misli olmak; iki kat etmek, kivirmak, katlamak -
58 buggy
adj. böcekli, delice, akılsız————————n. çocuk arabası, iki tekerlekli hafif araba* * *iki kişilik araba* * *plural - buggies; noun(a light, open, one-horse vehicle.) payton -
59 coupé
n. kup, spor araba, iki kişilik araba; yarım kompartıman* * *spor araba* * *['ku:pei, ]( American[) ku:'pei](a two-door car with a fixed roof.) iki kapılı araba -
60 двуспальный
в соч.двуспа́льная крова́ть — iki kişilik karyola
См. также в других словарях:
kişilik — is., ği 1) Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet Herkes, kişiliğine bağlı dokunulmaz, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa 2) İnsanlara yakışacak durum ve davranış 3) top. b.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çift kişilik — sf., ği İki kişiye ait, iki kişilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem — is., Fr. tandem 1) İki kişilik bisiklet 2) İki kişilik yamaç paraşütüyle yapılan uçuş 3) sp. Futbolda savunmanın gerisinde görev yapan oyuncunun arkasındaki tek kişi 4) sp. Kürek sporunda ikişer kürek kullanılarak yapılan tekne yarışı kategorisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarpi — is., den., İng. sharpie Altı düz, üçgen biçiminde tek direkli, iki yelkenli, iki kişilik tekne … Çağatay Osmanlı Sözlük
fraklı — sf. Frakı olan İki kişilik bir sedirin üstünde siyah fraklı adamın karşısında oturuyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kompartıman — is., Fr. compartiment Yolcu trenlerinde vagonların bölmelerle ayrılmış bölümlerinden her biri Binbaşı beyin kompartımanı iki kişilik, sen oraya gidersin, konuşursun. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
markiz — is., Fr. marquise 1) Markinin karısı 2) İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk 3) mim. Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılan saçak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şoför — is., Fr. chauffeur Sürücü Cumartesi günü kalkacak otobüste şoförün yanında iki kişilik yer ayırttı. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler şoför ağzı şoför koltuğu şoför mahalli şoför muavini şoför okulu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem paraşütü — is. İki kişilik yamaç paraşütü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çift — sf., Far. cuft 1) Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler) 2) is. Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş Kocası İtalyan, karısı Sırbistanlı olan bu çift ile araları pek iyi idi, ailece de görüşüyorlardı. R. H. Karay 3) is. Toprağı sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
basketbol — is., sp., İng. basketball Beşer kişilik iki takım arasında topu 3 m yükseklikteki karşılıklı duran ağ geçirilmiş iki sepetten birine sokup sayı kazanmak esasına dayanan bir oyun, basket, sepet topu … Çağatay Osmanlı Sözlük