-
61 providence
n. hazırlık, ihtiyat, tedbir, tutum, tasarruf, allah'ın takdiri, kader, takdiri ilâhi* * *ihtiyat -
62 მაშველი ჯარი
i.takviye kuvvet, ihtiyat askeri, ihtiyat kuvveti -
63 Reserve
-
64 Vorbehalt
Vorbehalt <-(e) s, -e> ['-bəhalt] mçekince, ihtiyat kaydı, kaydıihtiyat, ihtiraz (kaydı);einen \Vorbehalt gegen etw haben bir şeye çekincesi olmak;unter dem \Vorbehalt, dass...... saklı kalarak,... kaydıihtiyatıyla;ohne/unter \Vorbehalt kaydıihtiyatsız/kaydıihtiyatla, ihtiyat kaydı olmadan/ile, saklı kalmadan/kalmak üzere, çekince(si) olduğunu/olmadığını belirterek -
65 hidden reserve
gizli ihtiyat, örtül ihtiyat -
66 margin
sinir, kenar; sayfa kenarindaki bosluk; pay, ihtiyat payi, tolerans; kâr miktari, ihtiyat akçesi yatirmak -
67 ihhtiatt
precaution; reserves [hhatta] Aze ehtiyat, Hin ehtyat, Per ehhtiyatt, Tur ihtiyat borrowed from Ar -
68 fon
фон (м)* * *1) фондbiriktirme fonu — фонд накопле́ния
döner fonlar — оборо́тные фо́нды
ihtiyat fonu — резе́рвный фонд
toplumsal tüketim fonları — обще́ственные фо́нды потребле́ния
ücret fonu — фонд за́работной пла́ты
2) врз. фонfon müziği — музыка́льное сопровожде́ние
-
69 осторожность
жdikkat ve itina; ihtiyatlılık; ihtiyat ( осмотрительность) -
70 предосторожность
ж, врзihtiyat; ihtiyatlılıkде́йствовать с предосторо́жностью — ihtiyatlı davranmak
приня́ть все ме́ры предосторо́жности — tertibat almak
отнести́сь к чему-л. с предосторо́жностью — bir şeyi ihtiyatla karşılamak
-
71 резерв
м, врзyedek (-ği), ihtiyat; rezervполково́й резе́рв — alay ihtiyatı
валю́тные резе́рвы — döviz rezervleri
держа́ть что-л. в резе́рве — yedekte bulundurmak
э́та молодёжь - резе́рв рабо́чего кла́сса — bu gençler işçi sınıfının yedek gücüdür
-
72 резервный
резе́рвный капита́л — yedek akçe
резе́рвная диви́зия — yedek tümen, ihtiyat tümeni
резе́рвная а́рмия промы́шленных рабо́чих — yedek sanayi ordusu
-
73 фонд
stok; fon; yardım kurumu,vakıf* * *м1) врз fon; stokфонд за́работной пла́ты — ücret fonu
фо́нды накопле́ния и потребле́ния — birikim ve tüketim fonları
обще́ственные фо́нды потребле́ния — toplumsal tüketim fonları
резе́рвный фонд — ihtiyat akçesi
семенно́й фонд (пшени́цы) — tohumluk buğday stoku
увеличе́ние / рост жили́щного фо́нда — konut sayısının artması
2) yardım kurumu; fon, vakıf (- kfı)Архитекту́рный фонд СССР — SSCB Mimarlara Yardım Kurumu
толсто́вский фонд — Tolstoy Vakfı
-
74 запас
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > запас
-
75 резерв
rezerv, yedek, stok, ihtiyatТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > резерв
-
76 backlog
n. birikim, birikmiş işler; yedek kütük (ocak), ihtiyat, rezerv; yarım kalmığ işler, yarım kalmış işler* * *1. artbirikim 2. şöminenin arkasına konan küllük* * *noun (a pile of uncompleted work etc which has collected: a backlog of orders because of the strike.) birikmiş iş -
77 caution
interj. dikkat————————n. uyarı, uyarma, ikaz; ihtiyat, sakınma, tedbir, dikkat, teminât, kefalet; garip şey, tuhaf kimse————————v. uyarmak, ihtar etmek, tembih etmek, dikkatini çekmek* * *1. dikkat 2. uyar (v.) 3. uyarı (n.)* * *['ko:ʃən] 1. noun1) (carefulness (because of possible danger etc): Exercise caution when crossing this road.) dikkat, özen, ihtimam2) (in law, a warning: The policeman gave him a caution for speeding.) uyarı, ikaz2. verb(to give a warning to: He was cautioned for drunken driving.) uymak, ikaz etmek- cautious
- cautiously -
78 discreetness
-
79 margin
n. kenar, pay, fazlalık, ayrım, mesafe, tolerans, ihtiyat akçesi————————v. kenara yazmak, kenar yapmak* * *1. kenar 2. marjin 3. sınır* * *1) (the blank edge round a page of writing or print: Please write your comments in the margin.) boşluk2) (an edge or border: the margin of the lake.) kenar3) (something extra, beyond what should be needed: Leave a wide margin for error!) tolerans, pay•- marginal -
80 nest-egg
noun (a sum of money saved up for the future.) ihtiyat akçesi, yedek para
См. также в других словарях:
ihtiyat — is., Ar. iḥtiyāṭ 1) Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma İhtiyatla, yan duvara tutunarak son basamağa vardığını yukarıdan gördüm. R. H. Karay 2) Gereğinden fazla olup saklanan şey, yedek Tüpte kalan iki üç taneyi de yol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyat kuvvetleri — is., ç., ask. Savaş sırasında harekâtın gelişmesine etkide bulunmak için her an savaşa girebilecek biçimde hazır bulundurulan birlikler İhtiyat kuvvetlerinin hemen oraya gönderilmesini istedi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyât — (A.) [ طﺎﻴﺘﺣا ] 1. tedbirli davranış. 2. yedek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İHTİYAT — Sakınmak. İşleri iyi düşünmek. Tedbirlilik. İşlerde basiret üzere bulunmak. Yedek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ihtiyat — sakınma; tedbir … Hukuk Sözlüğü
ihtiyat akçesi — is. Yedek akçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyat kaydı ile — doğruluğu şüpheli görülerek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHTİYAT HAZİNESİ — Tar: Savaş ve diğer fevkalâde masraflara karşılık olmak üzere sarayda biriktirilen paralar. Gelirleri havass ı hümayun hâsılatı, ganimetlerin beşte biri ve başka hükümdarlardan gelen hediyelerdi. Buna iç hazine veya enderun hazinesi de denilirdi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHTİYATEN — İhtiyat ederek, ilerisini düşünerek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Recommended precaution — (Lang ar|احتياط مستحب / Ihtiyat Mustahabb ) is a fiqh term, prominently used by Shi a marjas when giving fatwas.When Shi a marjas give fatwas, they sometimes are not sure about the legality of some issues. In those cases, they recommend that the… … Wikipedia
Mustahabb — Part of a series on Islam Usul al fiqh (The Roots of Jurisprudence) Fiqh Quran and Sunnah Taqlid (imitation) Ijtihad (interpretation) … Wikipedia