-
1 işletmek
-i, -e1) заставля́ть рабо́тать, дава́ть / предоставля́ть рабо́ту, испо́льзовать рабо́чую си́лу2) заставля́ть де́йствовать, эксплуати́ровать когоişletmeğe başlamak — ввести́ в эксплуата́цию / де́йствие
demiryolları işletmek — эксплуати́ровать желе́зные доро́ги
dükkân işletmek — содержа́ть ла́вку / магази́н
makineyi işletmek — заводи́ть / запуска́ть маши́ну
3) разг. зло шути́ть -
2 işletmek
запустить, заводить, эксплуатироватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > işletmek
-
3 işletmek
1) заставлять работать2) включить, задействовать (о приборах и т.д.) -
4 işletmek
1) В, Д заставля́ть рабо́тать, эксплуати́ровать; дава́ть (предоставля́ть) рабо́ту; содержа́ть (испо́льзовать) рабо́чую си́лу2) В приводи́ть в движе́ние (в де́йствие); пуска́ть в ход (в оборо́т); эксплуати́ровать что; [заставля́ть] обраба́тывать3) дава́ть прони́кнуть, проводи́ть -
5 maden ocağı işletmek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > maden ocağı işletmek
-
6 کار انداختن
işletmek -
7 demir yolu
желе́зная доро́гаdemir yolu geçidi — железнодоро́жный перее́зд
demir yolu istasyonu — железнодоро́жная ста́нция
demir yoluları işletmek — эксплуати́ровать желе́зные доро́ги
demir yolu hatti — железнодоро́жная колея́
demir yolu kavşağı — железнодоро́жный у́зел
demir yolu makası — железнодоро́жная стре́лка
demir yolu nakliyatı / ulaştırması — железнодоро́жный тра́нспорт
demir yolu şebekesi — сеть желе́зных доро́г
çift hatlı demir yolu — двухколе́йка
dar hatlı demir yolu — узкоколе́йка
tek hatlı demir yolu — одноколе́йка
-
8 işletilmek
страд. от işletmek -
9 motor
дви́гатель (м)* * *1) мото́р, дви́гательmotoru işletmek — заводи́ть мото́р
akaryakıt motoru — дви́гатель на жи́дком то́пливе
buhar motoru, buharlı motor — парово́й дви́гатель
dizel motoru — ди́зель-мото́р
elektrik motoru, elektrikli motor — электромото́р
jet motoru — реакти́вный дви́гатель
2) мото́рная ло́дка, мото́рка, ка́тер3) прост. мотоци́кл -
10 demiryolu
(-nu)желе́зная доро́гаdemiryolu bekçisi — железнодоро́жный (лине́йный) сто́рож
demiryolu düğüm noktası — железнодоро́жный у́зел
demiryolu içtinap hattı — запа́сный путь
demiryoluiçtinap mevkii — железнодоро́жный разъе́зд
demiryolu imlâsı — полотно́ желе́зной доро́ги; на́сыпь
demiryolu irtibatı — железнодоро́жное сообще́ние
demiryolu istasyonu — железнодоро́жная ста́нция
demiryolu işareti — железнодоро́жный знак
demiryoluları işletmek — эксплуати́ровать желе́зные доро́ги
demiryolu kolu — железнодоро́жная ве́тка
demiryolu makası — стре́лка
demiryolu nakliyatı — железнодоро́жный тра́нспорт
-
11 motor
1.1) мото́р, дви́гательmotor fabrikası — моторострои́тельный заво́д
motoru işletmek — заводи́ть (включа́ть) мото́р
2) мото́рная ло́дка, мото́рка; мото́рный ка́тер; ди́зельное су́дно2.мото́рный, дви́гательный -
12 اداره کردن
yönetmek, işletmek; idare etmek
См. также в других словарях:
işletmek — I, 265 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
işletmek — i 1) İşlemesini sağlamak, çalıştırmak Trenlerimizi odunla işletiyorduk. F. R. Atay 2) Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ev işletmek — genelev sahibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasını işletmek — doğru ve iyi düşünmek Biraz kafanızı işletseniz ne düğümler çözersiniz. T. Oflazoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı çalıştırmak (veya işletmek) — akılcı davranarak sorunları çözmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kullanmak — i 1) Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu? H. C. Yalçın 2) Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulgu — is. 1) Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey 2) Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice Banka bu gibi bulguları işletmek için para veren bir kurumdur. 3) tıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çentik — is., ği 1) Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık Bıçağın ağzında çentik var. 2) Küçük oyuk İhtiyarın uzun şakaklarında, gözlerinin altında bıçak yaraları gibi ince çizgiler, çukurlar, oyuklar, çentikler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ev — is. 1) Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı 2) Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar. N. Cumalı 3) mec. Aile Evine bağlı bir adam. 4) esk. Soy,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faiz — is., ekon., Ar. fāˀiż 1) İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema 2) Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faizlendirmek — i Parayı faize verip işletmek, çoğaltmak, nemalandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük