-
1 işitme
işitme Gehör n; Hör- (Vermögen);işitme özürlü hörbehindert -
2 işitme
-
3 işitme
1. إصغاء [إصْغاء]Anlamı: işitme işi2. إنصات [إِنْصات]Anlamı: işitme işi3. استماع [اِسْتِمَاع]Anlamı: işitme işi4. تسمع [تَسَمُّع]Anlamı: işitme işi5. سماع [سَمَاع]Anlamı: işitme işi -
4 işitme
adj. hearing, audio, auditory--------n. hearing, audition* * *audition -
5 işitme
Eşitmə -
6 işitme
1) слух; восприя́тие слу́хом2) аку́стика, слы́шимость -
7 işitme
άκουσμα, ακουστικός -
8 işitme
إصغاءإنصاتاستماعتسمعسماع -
9 işitme
"hearing, audition; auditory, audio, aural" -
10 işitme
hearing. - aleti hearing aid. - kesesi anat. otocyst. - taşı anat. otolith, ear stone. -
11 işitme kemikçiği
çekiç kemiği, örs kemiği ve üzengi kemiği birer \işitme kemikçiğidir der Hammer, der Amboss und der Steigbügel sind Gehörknöchelchen -
12 işitme taşı
биол., анат.отоли́т -
13 işitme duyusu
n. sense of hearing* * *1. auditory sense 2. sense of hearing -
14 işitme organı
1. auditory apparatus 2. organ of hearing -
15 işitme siniri
1. auditory nerve 2. audition limit -
16 işitme sistemi
auditory system -
17 işitme yardımı
hearing aid -
18 işitme aygıtı
n. hearing aid -
19 işitme cihazı
n. hearing aid, deaf aid -
20 işitme gücü
n. audition
См. также в других словарях:
işitme — is. 1) İşitmek işi 2) Duyma, sema (II) İnsanoğlunun işitme gücü saniyede üç bin titreşimden öteye eremez. H. Taner Birleşik Sözler işitme kesesi işitme taşı renkli işitme … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitme kesesi — is., anat. Suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlardan, işitme taşını içinde bulunduran akışkan sıvılı organ, otosist … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitme taşı — is., anat. Omurgalılarda ve bazı omurgasızlarda denge organı olan, iç kulakta bulunan kalker parçacıkları, otolit … Çağatay Osmanlı Sözlük
renkli işitme — is., ruh b. Ses duyumu sırasında göze birtakım renklerin görünmesi durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısıtmak — isitme tutmak, tesehhün etmek, humma olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÂSSE-İ SEM' — İşitme kuvveti, duyma duygusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞİNİD — İşitme. Duyma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
işitim — is., biy. İşitme duyusu, işitme yetisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAMİA — Duyma, işitme duygusu, işitme kuvveti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beş duyu — is. Dokunma, görme, işitme, koklama, tat alma duyuları … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyu — is. İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum, hasse Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım. N. Eray Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük