-
1 işitme
işitme Gehör n; Hör- (Vermögen);işitme özürlü hörbehindert -
2 işitme
-
3 işitme kemikçiği
çekiç kemiği, örs kemiği ve üzengi kemiği birer \işitme kemikçiğidir der Hammer, der Amboss und der Steigbügel sind Gehörknöchelchen -
4 işitmemezlik
işitmezlik (işitmemezlik) <- ği>: işitme(me)zliğe getirmek, işitme(me)zlikten gelmek sich taub stellen, geflissentlich überhören -
5 işitmezlik
işitmezlik (işitmemezlik) <- ği>: işitme(me)zliğe getirmek, işitme(me)zlikten gelmek sich taub stellen, geflissentlich überhören -
6 engelli
engelli behindert; Behinderte(r); Hindernis-;işitme engelli hörbehindert; Hörbehinderte(r);engelli koşu Hindernislauf m -
7 çekiç kemiği
anat Hammer m\çekiç kemiği, üç işitme kemikçiğinden biridir der Hammer ist eines der Gehörknöchelchen -
8 örs kemiği
\örs kemiği, çekiç kemiği ile üzengi kemiği arasında bulunur der Amboss befindet sich zwischen Hammer und Steigbügel\örs kemiği, üç işitme kemikçiğinden biridir der Amboss ist eines der Gehörknöchelchen -
9 üzengi kemiği
anat Steigbügel m\üzengi kemiği, üç işitme kemikçiğinden biridir der Steigbügel ist eines der Gehörknöchelchen
См. также в других словарях:
işitme — is. 1) İşitmek işi 2) Duyma, sema (II) İnsanoğlunun işitme gücü saniyede üç bin titreşimden öteye eremez. H. Taner Birleşik Sözler işitme kesesi işitme taşı renkli işitme … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitme kesesi — is., anat. Suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlardan, işitme taşını içinde bulunduran akışkan sıvılı organ, otosist … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitme taşı — is., anat. Omurgalılarda ve bazı omurgasızlarda denge organı olan, iç kulakta bulunan kalker parçacıkları, otolit … Çağatay Osmanlı Sözlük
renkli işitme — is., ruh b. Ses duyumu sırasında göze birtakım renklerin görünmesi durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısıtmak — isitme tutmak, tesehhün etmek, humma olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÂSSE-İ SEM' — İşitme kuvveti, duyma duygusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞİNİD — İşitme. Duyma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
işitim — is., biy. İşitme duyusu, işitme yetisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAMİA — Duyma, işitme duygusu, işitme kuvveti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beş duyu — is. Dokunma, görme, işitme, koklama, tat alma duyuları … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyu — is. İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum, hasse Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım. N. Eray Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük