-
61 eksik çıkmak
быть недостаю́щим, не хвата́ть ( в весе) -
62 elden çıkmak
потеря́ть пра́во (на имущество и т. п.) -
63 elinden kan çıkmak
соверши́ть уби́йство -
64 er meydanına çıkmak
вы́йти на единобо́рство -
65 girip çıkmak
а) загляну́ть, забежа́ть ненадо́лго куда, к комуб) заха́живать, ча́сто посеща́ть -
66 göklere çıkmak
высоко́ взлете́ть, о́чень высоко́ подня́ться -
67 gün ışığına çıkmak
проясни́ться (о положении и т. п.) -
68 gürültü çıkmak
поднима́ться - о шу́ме, гва́лте и т. п. -
69 hırtlambası çıkmak
а) обо́рванный, в тряпье́б) обветша́лый, истрёпанный -
70 hışırı çıkmak
а) истрепа́ться ( о вещах)б) измота́ться, си́льно уста́ть -
71 içi dışına çıkmak
вывора́чивать всё нутро́ (при рвоте) -
72 içinden çıkmak
преодоле́ть тру́дности, вы́путаться (из какого-л. положения, дела) -
73 ileri çıkmak
-
74 insan içine çıkmak
устана́вливать связь с други́ми людьми́ -
75 ipliği pazara çıkmak
быть публи́чно обличённым и посрамлённым -
76 iskeleti çıkmak
= iskelete dönmek преврати́ться в скеле́т, си́льно исхуда́ть -
77 iş çığrından çıkmak
разла́диться, приня́ть нежела́тельный оборо́т -
78 iş çıkmak
заня́ться друго́й рабо́той -
79 işin içinden çıkmak
= işin içinden sıyrılmak а) поня́ть, разобра́ться в какой-л. пробле́меб) найти́ вы́ход из положе́ния, вы́путатьсяв) отстрани́ться от рабо́ты; бро́сить и сбежа́ть -
80 kabak çıkmak
оказа́ться незре́лым (об арбузе, дыне и т. п.)
См. также в других словарях:
çıkmak — I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161bkz: taşıkmak, tışıkmak çekerek bağlamak, I I, 21 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüze çıkmak — 1) bir sıvının üst bölümüne çıkmak 2) belli olmak, açığa çıkmak, belirmek Evimizde artık pek de gizli tutulamayarak yüze çıkmaya başlayan bu rezalet yani gelin ve damat arasındaki bu sevda alışverişi böyle devam edip duracak mı? M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizmeden yukarı çıkmak — bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
fos çıkmak — bir işin sonu gelmemek, boş çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mehtaba çıkmak — ay ışığında gezip dolaşmak O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
zenneye çıkmak — tiy. orta oyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük