Перевод: со всех языков на арабский

с арабского на все языки

iş+çıkmak

  • 1 çıkmak

    خرج
    مضى

    Türkçe-Arapça Sözlük > çıkmak

  • 2 çıkmak

    1. خرج [خَرَجَ]
    Anlamı: dışarıya varmak, gitmek
    2. مضى [مَضَى]
    Anlamı: dışarıya varmak, gitmek

    Türkçe-Arapça Sözlük > çıkmak

  • 3 peydahlanmak

    1. أطل [أَطَلَّ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    2. ألاح [أَلَاحَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    3. أنهج [أَنْهَجَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    4. اتضح [اِتَّضَحَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    5. انكشف [اِنْكَشَفَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    6. بدا [بَدَا]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    7. برز [بَرَزَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    8. تبدى [تَبَدَّى]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    9. تجلى [تَجَلَّى]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    10. تكشف [تَكَشَّفَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    11. جلا [جَلَا]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    12. جهر [جَهَرَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    13. حصحص [حَصْحَصَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    14. خرج [خَرَجَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    15. طفا [طَفَا]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    16. ظهر [ظَهَرَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    17. نبأ [نَبَأَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    18. نتأ [نَتَأَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak
    19. نهج [نَهَجَ]
    Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > peydahlanmak

  • 4 gelmek

    1. آب [آبَ]
    2. أتى [أَتَى]
    Anlamı: bir yere gitmek, varmak
    3. أزب [أَزَبَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    4. آض [آضَ]
    5. أطل [أَطَلَّ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    6. أكفل [أَكْفَلَ]
    Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek
    7. ألاح [أَلَاحَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    8. أنهج [أَنْهَجَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    9. أهمع [أَهْمَعَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    10. أول [أَوَّلَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    11. اتضح [اِتَّضَحَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    12. التحق [اِلْتَحَقَ]
    Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek
    13. انبلج [اِنْبَلَجَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    14. انثال [اِنْثالَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    15. اندفع [اِنْدَفَعَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    16. انساب [اِنْسابَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    17. انسجم [اِنْسَجَمَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    18. انسحب [اِنْسَحَبَ]
    19. انصب [اِنْصَبَّ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    20. انفجر [اِنْفَجَرَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    21. انكشف [اِنْكَشَفَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    22. انهال [اِنْهالَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    23. انهمر [اِنْهَمَرَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    24. باء [باءَ]
    25. بان [بانَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    26. بدا [بَدَا]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    27. برز [بَرَزَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    28. بزغ [بَزَغَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    29. تبدى [تَبَدَّى]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    30. تجلى [تَجَلَّى]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    31. تحمل [تَحَمَّلَ]
    Anlamı: dayanmak, tahammül etmek
    32. تدفق [تَدَفَّقَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    33. ترقرق [تَرَقْرَقَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    34. تشارك [تَشَارَكَ]
    Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek
    35. تعقب [تَعَقَّبَ]
    Anlamı: izlemek, takip etmek
    36. تقفى [تَقَفَّى]
    Anlamı: izlemek, takip etmek
    37. تكشف [تَكَشَّفَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    38. تناسب [تَنَاسَبَ]
    Anlamı: uymak
    39. تهطل [تَهَطَّلَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    40. تهيل [تَهَيَّلَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    41. ثاب [ثابَ]
    42. ثج [ثَجَّ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    43. جاء [جاءَ]
    Anlamı: bir yere gitmek, varmak
    44. جرى [جَرَى]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    45. حصحص [حَصْحَصَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    46. حضر [حَضَرَ]
    Anlamı: bir yere gitmek, varmak
    47. حي [حَيَّ]
    Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak
    48. حيي [حَيِيَ]
    Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak
    49. خرج [خَرَجَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    50. در [دَرَّ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    51. دفق [دَفَقَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    52. رجع [رَجَعَ]
    53. ساب [سابَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    54. ساح [ساحَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    55. سال [سالَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    56. ساهم [سَاهَمَ]
    Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek
    57. سجم [سَجَمَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    58. سح [سَحَّ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    59. ضحا [ضَحَا]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    60. ضمن [ضَمِنَ]
    Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek
    61. طفا [طَفَا]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    62. طل [طَلَّ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    63. ظهر [ظَهَرَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    64. عاد [عادَ]
    65. عاش [عاشَ]
    Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak
    66. عاود [عاوَدَ]
    67. فاء [فاءَ]
    68. قفل [قَفَلَ]
    69. قهقر [قَهْقَرَ]
    70. كر [كَرَّ]
    71. كفل [كَفَلَ]
    Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek
    72. لاح [لَاحَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    73. مثل [مَثَلَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    74. نبأ [نَبَأَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    75. نبغ [نَبَغَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    76. نتأ [نَتَأَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    77. نجم [نَجَمَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    78. نهج [نَهَجَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    79. هل [هَلَّ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    80. وزب [وَزَبَ]
    Anlamı: akmak, cereyan etmek
    81. وضح [وَضَحَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak
    82. عن [عَنَّ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > gelmek

  • 5 belirmek

    1. أطل [أَطَلَّ]
    2. أفصح [أَفْصَحَ]
    3. أنهج [أَنْهَجَ]
    4. أهل [أَهَلَّ]
    5. اتضح [اِتَّضَحَ]
    6. انجلى [اِنْجَلَى]
    7. انكشف [اِنْكَشَفَ]
    8. بان [بانَ]
    9. بدا [بَدَا]
    10. برز [بَرَزَ]
    11. بزغ [بَزَغَ]
    12. تبدى [تَبَدَّى]
    13. تبين [تَبَيَّنَ]
    14. تجلى [تَجَلَّى]
    15. تكشف [تَكَشَّفَ]
    16. جلا [جَلَا]
    17. جهر [جَهَرَ]
    18. حصحص [حَصْحَصَ]
    19. خرج [خَرَجَ]
    20. طفا [طَفَا]
    21. طل [طَلَّ]
    22. ظهر [ظَهَرَ]
    23. عرض [عَرَضَ]
    24. نبغ [نَبَغَ]
    25. نهج [نَهَجَ]
    26. وضح [وَضَحَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > belirmek

  • 6 depreşmek

    1. اختل [اِخْتَلَّ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    2. ارتبك [اِرْتَبَكَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    3. اعتلج [اِعْتَلَجَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    4. انفعل [اِنْفَعَلَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    5. ترجرج [تَرَجْرَجَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    6. ثار [ثارَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    7. جاش [جاشَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    8. طما [طَمَا]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    9. قلق [قَلِقَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    10. ماج [ماجَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    11. مرج [مَرِجَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    12. هرج [هَرَجَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek
    13. وجف [وَجَفَ]
    Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek

    Türkçe-Arapça Sözlük > depreşmek

  • 7 çıkma

    1. ابتعاد [اِبْتِعاد]
    Anlamı: çıkmak işi
    2. ارتحال [اِرْتِحال]
    Anlamı: çıkmak işi
    3. انصراف [اِنْصِراف]
    Anlamı: çıkmak işi
    4. براح [بَرَاح]
    Anlamı: çıkmak işi
    5. خروج [خُرُوج]
    Anlamı: çıkmak işi
    6. ذهاب [ذَهَاب]
    Anlamı: çıkmak işi
    7. ذهوب [ذُهُوب]
    Anlamı: çıkmak işi
    8. رحيل [رَحِيل]
    Anlamı: çıkmak işi
    9. رواح [رَوَاح]
    Anlamı: çıkmak işi
    10. مبارحة [مُبَارَحَة]
    Anlamı: çıkmak işi

    Türkçe-Arapça Sözlük > çıkma

  • 8 fışkırmak

    1. انبجس [اِنْبَجَسَ]
    2. اندفع [اِنْدَفَعَ]
    3. بثق [بَثَقَ]
    4. تفجر [تَفَجَّرَ]
    5. دفق [دَفَقَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > fışkırmak

  • 9 uyanmak

    1. أصبح [أَصْبَحَ]
    2. استيقظ [اِسْتَيْقَظَ]
    3. انتبه [اِنْتَبَهَ]
    4. انتبه [اِنْتَبَهَ]
    5. تنبه [تَنَبَّهَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > uyanmak

  • 10 çıkış

    1. انصراف [اِنْصِراف]
    Anlamı: çıkmak işi
    2. خروج [خُرُوج]
    Anlamı: çıkmak işi
    3. طلوع [طُلُوع]
    Anlamı: çıkmak işi

    Türkçe-Arapça Sözlük > çıkış

  • 11 fırlamak

    1. انجرف [اِنْجَرَفَ]
    2. انطلق [اِنْطَلَقَ]
    3. انقذف [اِنْقَذَفَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > fırlamak

  • 12 peydahlamak

    1. اتضح [اِتَّضَحَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak
    2. برز [بَرَزَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak
    3. ظهر [ظَهَرَ]
    Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > peydahlamak

  • 13 türemek

    1. تكون [تَكَوَّنَ]
    Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak
    2. حدث [حَدَثَ]
    Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak
    3. ظهر [ظَهَرَ]
    Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > türemek

  • 14 tırmanmak

    1. تسلق [تَسَلَّقَ]
    2. تسور [تَسَوَّرَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > tırmanmak

  • 15 yükselmek

    1. ارتفع [اِرْتَفَعَ]
    2. ترفع [تَرَفَّعَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > yükselmek

  • 16 gitmek

    1. أطاق [أَطَاقَ]
    Anlamı: dayanmak
    2. احتمل [اِحْتَمَلَ]
    Anlamı: dayanmak
    3. ارتحل [اِرْتَحَلَ]
    4. انصرف [اِنْصَرَفَ]
    5. بلغ [بَلَغَ]
    Anlamı: bir duruma, bir sonuca ulaşmak
    6. تجلد [تَجَلَّدَ]
    Anlamı: dayanmak
    7. تحمل [تَحَمَّلَ]
    Anlamı: dayanmak
    8. تمشى [تَمَشَّى]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    9. تناسب [تَنَاسَبَ]
    Anlamı: yakışmak, yaraşmak
    10. توصل [تَوَصَّلَ]
    Anlamı: bir duruma, bir sonuca ulaşmak
    11. خرج [خَرَجَ]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    12. خطا [خَطَا]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    13. درج [دَرَجَ]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    14. دلف [دَلَفَ]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    15. ذهب [ذَهَبَ]
    16. راح [راحَ]
    17. رجل [رَجَلَ]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    18. رحل [رَحَلَ]
    19. زاح [زاحَ]
    20. زال [زالَ]
    Anlamı: yok olmak, elden çıkmak
    21. سار [سارَ]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    22. طاق [طاقَ]
    Anlamı: dayanmak
    23. غرب [غَرَبَ]
    24. غرب [غَرَّبَ]
    25. كفى [كَفَى]
    Anlamı: yeter olmak, yetmek, yetişmek
    26. مشى [مَشَى]
    Anlamı: yürümek, yol almak
    27. مضى [مَضَى]

    Türkçe-Arapça Sözlük > gitmek

  • 17 kıllanmak

    زبب [زَبَب]

    Türkçe-Arapça Sözlük > kıllanmak

  • 18 pırtlamak

    خرج [خَرَجَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > pırtlamak

  • 19 sızlamak

    آلم [آلَمَ]

    Türkçe-Arapça Sözlük > sızlamak

  • 20 sızmak

    ترشح [تَرَشَّحَ]
    Anlamı: yavaş, yavaş akmak, çıkmak

    Türkçe-Arapça Sözlük > sızmak

См. также в других словарях:

  • çıkmak — I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161bkz: taşıkmak, tışıkmak çekerek bağlamak, I I, 21 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüze çıkmak — 1) bir sıvının üst bölümüne çıkmak 2) belli olmak, açığa çıkmak, belirmek Evimizde artık pek de gizli tutulamayarak yüze çıkmaya başlayan bu rezalet yani gelin ve damat arasındaki bu sevda alışverişi böyle devam edip duracak mı? M. Ş. Esendal 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çizmeden yukarı çıkmak — bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli. M. C. Anday …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fos çıkmak — bir işin sonu gelmemek, boş çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mehtaba çıkmak — ay ışığında gezip dolaşmak O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zenneye çıkmak — tiy. orta oyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»