-
1 çıkmak
خرجمضى -
2 çıkmak
1. خرج [خَرَجَ]Anlamı: dışarıya varmak, gitmek2. مضى [مَضَى]Anlamı: dışarıya varmak, gitmek -
3 peydahlanmak
1. أطل [أَطَلَّ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak2. ألاح [أَلَاحَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak3. أنهج [أَنْهَجَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak4. اتضح [اِتَّضَحَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. انكشف [اِنْكَشَفَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. بدا [بَدَا]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak7. برز [بَرَزَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak8. تبدى [تَبَدَّى]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak9. تجلى [تَجَلَّى]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak10. تكشف [تَكَشَّفَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak11. جلا [جَلَا]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak12. جهر [جَهَرَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak13. حصحص [حَصْحَصَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak14. خرج [خَرَجَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak15. طفا [طَفَا]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak16. ظهر [ظَهَرَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak17. نبأ [نَبَأَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak18. نتأ [نَتَأَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak19. نهج [نَهَجَ]Anlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
4 gelmek
1. آب [آبَ]Anlamı: geriye dönmek2. أتى [أَتَى]Anlamı: bir yere gitmek, varmak3. أزب [أَزَبَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek4. آض [آضَ]Anlamı: geriye dönmek5. أطل [أَطَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak6. أكفل [أَكْفَلَ]Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek7. ألاح [أَلَاحَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak8. أنهج [أَنْهَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak9. أهمع [أَهْمَعَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek10. أول [أَوَّلَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak11. اتضح [اِتَّضَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak12. التحق [اِلْتَحَقَ]Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek13. انبلج [اِنْبَلَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak14. انثال [اِنْثالَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek15. اندفع [اِنْدَفَعَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek16. انساب [اِنْسابَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek17. انسجم [اِنْسَجَمَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek18. انسحب [اِنْسَحَبَ]Anlamı: geriye dönmek19. انصب [اِنْصَبَّ]Anlamı: akmak, cereyan etmek20. انفجر [اِنْفَجَرَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek21. انكشف [اِنْكَشَفَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak22. انهال [اِنْهالَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek23. انهمر [اِنْهَمَرَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek24. باء [باءَ]Anlamı: geriye dönmek25. بان [بانَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak26. بدا [بَدَا]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak27. برز [بَرَزَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak28. بزغ [بَزَغَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak29. تبدى [تَبَدَّى]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak30. تجلى [تَجَلَّى]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak31. تحمل [تَحَمَّلَ]Anlamı: dayanmak, tahammül etmek32. تدفق [تَدَفَّقَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek33. ترقرق [تَرَقْرَقَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek34. تشارك [تَشَارَكَ]Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek35. تعقب [تَعَقَّبَ]Anlamı: izlemek, takip etmek36. تقفى [تَقَفَّى]Anlamı: izlemek, takip etmek37. تكشف [تَكَشَّفَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak38. تناسب [تَنَاسَبَ]Anlamı: uymak39. تهطل [تَهَطَّلَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek40. تهيل [تَهَيَّلَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek41. ثاب [ثابَ]Anlamı: geriye dönmek42. ثج [ثَجَّ]Anlamı: akmak, cereyan etmek43. جاء [جاءَ]Anlamı: bir yere gitmek, varmak44. جرى [جَرَى]Anlamı: akmak, cereyan etmek45. حصحص [حَصْحَصَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak46. حضر [حَضَرَ]Anlamı: bir yere gitmek, varmak47. حي [حَيَّ]Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak48. حيي [حَيِيَ]Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak49. خرج [خَرَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak50. در [دَرَّ]Anlamı: akmak, cereyan etmek51. دفق [دَفَقَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek52. رجع [رَجَعَ]Anlamı: geriye dönmek53. ساب [سابَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek54. ساح [ساحَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek55. سال [سالَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek56. ساهم [سَاهَمَ]Anlamı: katılmak, eklenmek, türemek57. سجم [سَجَمَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek58. سح [سَحَّ]Anlamı: akmak, cereyan etmek59. ضحا [ضَحَا]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak60. ضمن [ضَمِنَ]Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek61. طفا [طَفَا]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak62. طل [طَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak63. ظهر [ظَهَرَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak64. عاد [عادَ]Anlamı: geriye dönmek65. عاش [عاشَ]Anlamı: varlığını sürdürmek, yaşamak66. عاود [عاوَدَ]Anlamı: geriye dönmek67. فاء [فاءَ]Anlamı: geriye dönmek68. قفل [قَفَلَ]Anlamı: geriye dönmek69. قهقر [قَهْقَرَ]Anlamı: geriye dönmek70. كر [كَرَّ]Anlamı: geriye dönmek71. كفل [كَفَلَ]Anlamı: bir şeye sonradan inanmak, kabul etmek72. لاح [لَاحَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak73. مثل [مَثَلَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak74. نبأ [نَبَأَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak75. نبغ [نَبَغَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak76. نتأ [نَتَأَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak77. نجم [نَجَمَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak78. نهج [نَهَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak79. هل [هَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak80. وزب [وَزَبَ]Anlamı: akmak, cereyan etmek81. وضح [وَضَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak82. عن [عَنَّ]Anlamı: ortaya çıkmak, doğmak -
5 belirmek
1. أطل [أَطَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak2. أفصح [أَفْصَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak3. أنهج [أَنْهَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak4. أهل [أَهَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak5. اتضح [اِتَّضَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak6. انجلى [اِنْجَلَى]Anlamı: ortaya çıkmak7. انكشف [اِنْكَشَفَ]Anlamı: ortaya çıkmak8. بان [بانَ]Anlamı: ortaya çıkmak9. بدا [بَدَا]Anlamı: ortaya çıkmak10. برز [بَرَزَ]Anlamı: ortaya çıkmak11. بزغ [بَزَغَ]Anlamı: ortaya çıkmak12. تبدى [تَبَدَّى]Anlamı: ortaya çıkmak13. تبين [تَبَيَّنَ]Anlamı: ortaya çıkmak14. تجلى [تَجَلَّى]Anlamı: ortaya çıkmak15. تكشف [تَكَشَّفَ]Anlamı: ortaya çıkmak16. جلا [جَلَا]Anlamı: ortaya çıkmak17. جهر [جَهَرَ]Anlamı: ortaya çıkmak18. حصحص [حَصْحَصَ]Anlamı: ortaya çıkmak19. خرج [خَرَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak20. طفا [طَفَا]Anlamı: ortaya çıkmak21. طل [طَلَّ]Anlamı: ortaya çıkmak22. ظهر [ظَهَرَ]Anlamı: ortaya çıkmak23. عرض [عَرَضَ]Anlamı: ortaya çıkmak24. نبغ [نَبَغَ]Anlamı: ortaya çıkmak25. نهج [نَهَجَ]Anlamı: ortaya çıkmak26. وضح [وَضَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak -
6 depreşmek
1. اختل [اِخْتَلَّ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek2. ارتبك [اِرْتَبَكَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek3. اعتلج [اِعْتَلَجَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek4. انفعل [اِنْفَعَلَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek5. ترجرج [تَرَجْرَجَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek6. ثار [ثارَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek7. جاش [جاشَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek8. طما [طَمَا]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek9. قلق [قَلِقَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek10. ماج [ماجَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek11. مرج [مَرِجَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek12. هرج [هَرَجَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek13. وجف [وَجَفَ]Anlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
7 çıkma
1. ابتعاد [اِبْتِعاد]Anlamı: çıkmak işi2. ارتحال [اِرْتِحال]Anlamı: çıkmak işi3. انصراف [اِنْصِراف]Anlamı: çıkmak işi4. براح [بَرَاح]Anlamı: çıkmak işi5. خروج [خُرُوج]Anlamı: çıkmak işi6. ذهاب [ذَهَاب]Anlamı: çıkmak işi7. ذهوب [ذُهُوب]Anlamı: çıkmak işi8. رحيل [رَحِيل]Anlamı: çıkmak işi9. رواح [رَوَاح]Anlamı: çıkmak işi10. مبارحة [مُبَارَحَة]Anlamı: çıkmak işi -
8 fışkırmak
1. انبجس [اِنْبَجَسَ]2. اندفع [اِنْدَفَعَ]3. بثق [بَثَقَ]4. تفجر [تَفَجَّرَ]5. دفق [دَفَقَ] -
9 uyanmak
1. أصبح [أَصْبَحَ]Anlamı: uyku durumundan çıkmak2. استيقظ [اِسْتَيْقَظَ]Anlamı: uyku durumundan çıkmak3. انتبه [اِنْتَبَهَ]Anlamı: uyku durumundan çıkmak4. انتبه [اِنْتَبَهَ]Anlamı: gerçekleri anlar5. تنبه [تَنَبَّهَ]Anlamı: uyku durumundan çıkmak -
10 çıkış
1. انصراف [اِنْصِراف]Anlamı: çıkmak işi2. خروج [خُرُوج]Anlamı: çıkmak işi3. طلوع [طُلُوع]Anlamı: çıkmak işi -
11 fırlamak
1. انجرف [اِنْجَرَفَ]2. انطلق [اِنْطَلَقَ]3. انقذف [اِنْقَذَفَ] -
12 peydahlamak
1. اتضح [اِتَّضَحَ]Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak2. برز [بَرَزَ]Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak3. ظهر [ظَهَرَ]Anlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak -
13 türemek
1. تكون [تَكَوَّنَ]Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak2. حدث [حَدَثَ]Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak3. ظهر [ظَهَرَ]Anlamı: oluşmak, ortaya çıkmak -
14 tırmanmak
-
15 yükselmek
-
16 gitmek
1. أطاق [أَطَاقَ]Anlamı: dayanmak2. احتمل [اِحْتَمَلَ]Anlamı: dayanmak3. ارتحل [اِرْتَحَلَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek4. انصرف [اِنْصَرَفَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek5. بلغ [بَلَغَ]Anlamı: bir duruma, bir sonuca ulaşmak6. تجلد [تَجَلَّدَ]Anlamı: dayanmak7. تحمل [تَحَمَّلَ]Anlamı: dayanmak8. تمشى [تَمَشَّى]Anlamı: yürümek, yol almak9. تناسب [تَنَاسَبَ]Anlamı: yakışmak, yaraşmak10. توصل [تَوَصَّلَ]Anlamı: bir duruma, bir sonuca ulaşmak11. خرج [خَرَجَ]Anlamı: yürümek, yol almak12. خطا [خَطَا]Anlamı: yürümek, yol almak13. درج [دَرَجَ]Anlamı: yürümek, yol almak14. دلف [دَلَفَ]Anlamı: yürümek, yol almak15. ذهب [ذَهَبَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek16. راح [راحَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek17. رجل [رَجَلَ]Anlamı: yürümek, yol almak18. رحل [رَحَلَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek19. زاح [زاحَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek20. زال [زالَ]Anlamı: yok olmak, elden çıkmak21. سار [سارَ]Anlamı: yürümek, yol almak22. طاق [طاقَ]Anlamı: dayanmak23. غرب [غَرَبَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek24. غرب [غَرَّبَ]Anlamı: bir yer doğru yönelmek25. كفى [كَفَى]Anlamı: yeter olmak, yetmek, yetişmek26. مشى [مَشَى]Anlamı: yürümek, yol almak27. مضى [مَضَى]Anlamı: bir yer doğru yönelmek -
17 kıllanmak
زبب [زَبَب]Anlamı: kılları çıkmak -
18 pırtlamak
خرج [خَرَجَ]Anlamı: buluduğu yerden dışarı çıkmak -
19 sızlamak
آلم [آلَمَ]Anlamı: sızı ortaya çıkmak -
20 sızmak
ترشح [تَرَشَّحَ]Anlamı: yavaş, yavaş akmak, çıkmak
См. также в других словарях:
çıkmak — I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161bkz: taşıkmak, tışıkmak çekerek bağlamak, I I, 21 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüze çıkmak — 1) bir sıvının üst bölümüne çıkmak 2) belli olmak, açığa çıkmak, belirmek Evimizde artık pek de gizli tutulamayarak yüze çıkmaya başlayan bu rezalet yani gelin ve damat arasındaki bu sevda alışverişi böyle devam edip duracak mı? M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizmeden yukarı çıkmak — bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
fos çıkmak — bir işin sonu gelmemek, boş çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mehtaba çıkmak — ay ışığında gezip dolaşmak O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
zenneye çıkmak — tiy. orta oyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük