-
1 hiç
أبدقطمطلق -
2 hiç
1. أبد [أَبَد]2. قط [قَطّ]3. مطلق [مُطْلَق] -
3 cingöz
1. ألمعي [أَلْمَعِيّ]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse2. باقعة [باقِعَة]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse3. بصير [بَصِير]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse4. ثقيف [ثَقِيف]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse5. داه [داهٍ]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse6. ذكي [ذَكِيّ]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse7. عفريت [عِفْريت]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse8. فاطن [فاطِن]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse9. فطين [فَطِين]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse10. فهم [فَهِم]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse11. فهامة [فَهَّامَة]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse12. كيس [كَيِّس]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse13. لبق [لَبِق]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse14. لحن [لَحِن]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse15. لوذعي [لَوْذَعِيّ]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse16. مبصر [مُبْصِر]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse17. متفنن [مُتَفَنِّن]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse18. مفتن [مُفْتَنّ]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse19. نبه [نَبِه]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse20. نبيه [نَبِيه]Anlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse -
4 boş
1. خال [خال]2. خاو [خاوٍ]3. خلي [خَلِيّ]4. شاغر [شاغِر]5. صفر [صَفِر]6. صفر [صُفْر]7. صفر [صِفْر]8. فارغ [فارِغ]9. فاض [فَاضٍ] -
5 dural
1. آسن [آسِن]2. جامد [جامِد]3. قاطن [قاطِن]4. مقيم [مُقِيم]5. نازل [نازِل]6. هادئ [هادِئ]7. هامد [هامِد] -
6 apansız
1. بغتة [بَغْتَة]Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın2. فجأة [فَجْأَة]Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın3. فجاءة [فُجَاءَة]Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın4. فلتة [فَلْتَة]Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın5. مباغتة [مُبَاغَتَة]Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın -
7 mızmız
1. ضجر [ضَجِر]Anlamı: her şeyde kusur bulan, hiç bir şeyden memnun olmayan2. متبرم [مُتَبَرِّم]Anlamı: her şeyde kusur bulan, hiç bir şeyden memnun olmayan3. متذمر [مُتَذَمِّر]Anlamı: her şeyde kusur bulan, hiç bir şeyden memnun olmayan4. مشتك [مُشْتَكٍ]Anlamı: her şeyde kusur bulan, hiç bir şeyden memnun olmayan5. مضجر [مُضْجِر]Anlamı: her şeyde kusur bulan, hiç bir şeyden memnun olmayan -
8 cicoz
1. مستهلك [مُسْتَهْلَك]Anlamı: yok, hiç yok, tükendi anlamına kullanılır2. منهوك [مَنْهُوك]Anlamı: yok, hiç yok, tükendi anlamına kullanılır3. ناضب [ناضِب]Anlamı: yok, hiç yok, tükendi anlamına kullanılır4. نافد [نافِد]Anlamı: yok, hiç yok, tükendi anlamına kullanılır -
9 adî
1. حقير [حَقِير]Anlamı: düşük ve alçak kişı2. خاسئ [خاسئ]Anlamı: düşük ve alçak kişı3. خسيس [خَسِيس]Anlamı: düşük ve alçak kişı4. دنيء [دَنِيء]Anlamı: düşük ve alçak kişı5. دني [دَنِيّ]Anlamı: düşük ve alçak kişı6. دون [دُون]Anlamı: düşük ve alçak kişı7. ذليل [ذَلِيل]Anlamı: düşük ve alçak kişı8. سافل [سافِل]Anlamı: düşük ve alçak kişı9. ساقط [ساقِط]Anlamı: düşük ve alçak kişı10. سوي [سَوِيّ]Anlamı: hiç bir özelliği olmayan, sıradan11. طبيعي [طَبِيعِيّ]Anlamı: hiç bir özelliği olmayan, sıradan12. عادي [عادِيّ]Anlamı: hiç bir özelliği olmayan, sıradan13. لئيم [لَئِيم]Anlamı: düşük ve alçak kişı14. منحط [مُنْحَطّ]Anlamı: düşük ve alçak kişı15. مهين [مَهِين]Anlamı: düşük ve alçak kişı16. وضيع [وَضِيع]Anlamı: düşük ve alçak kişı -
10 hele
1. خصيصا [خِصِّيصًا]Anlamı: ''özellikle'', ''hiç olmazsa'', ''her şeyden önce'' anlamında gelir2. خصوص [خُصُوص]Anlamı: ''özellikle'', ''hiç olmazsa'', ''her şeyden önce'' anlamında gelir3. سيما [سِيَّما]Anlamı: ''özellikle'', ''hiç olmazsa'', ''her şeyden önce'' anlamında gelir -
11 amansız
1. قاس [قاسٍ]Anlamı: aman vermeyen, hiç acımayan,, cana kıyıcı2. وحشي [وَحْشِيّ]Anlamı: aman vermeyen, hiç acımayan,, cana kıyıcı -
12 acilen
حالا [حالا]Anlamı: hemen, hiç zaman yitirmeden, tez elden, gecikmeden, ivedilikle -
13 hiçlik
عدم [عَدَم]Anlamı: hiç olma durumu -
14 olmadık
نادر [نادِر]Anlamı: daha önce hiç olmamış
См. также в других словарях:
hic — hic … Dictionnaire des rimes
hic — [ ik ] n. m. • 1690; mot lat. « ici », dans la loc. hic est questio « là est la question » ♦ Fam. Point difficile, essentiel d une chose, d une affaire. ⇒ nœud; crucial. Voilà le hic; c est bien là le hic. Il y a un hic. ⇒fam. cactus, os, 1.… … Encyclopédie Universelle
hic — hic; hic·a·tee; hic·can; hic·cius; hic·cup nut; se·le·no·grap·hic; ve·hic·u·lar; hic·cup; … English syllables
*hic — ● hic nom masculin invariable (latin hic est quaestio, ici est la question) Nœud de la question, difficulté essentielle : Il y a un hic … Encyclopédie Universelle
Hic — et nunc: ›Hier und jetzt‹. Die beliebte Zwillingsformel beweist, daß solche Paarformeln schon in römischer Zeit geläufig waren.{{ppd}} ›Hic Rhodus, hic salta‹: Hier ist Rhodus, hier springe, d.h.: gib den Beweis für deine Behauptung hier und… … Das Wörterbuch der Idiome
Hic — can refer to:* Heparin induced thrombocytopenia, a complication of heparin used post surgery. * Hydrophobic Interaction Chromatography, a chemistry technique * HiC, a C++ compiler and integrated development environment * Hi C (drink), a popular… … Wikipedia
HIC — steht für: Head Injury Criterion, ein Kriterium der Fahrzeugsicherheit zur Beurteilung von Kopfverletzungen nach einem Fahrzeugunfall Hydrophobe Interaktionschromatographie, ein Trennverfahren in der Bioanalytik Diese Seite ist eine Beg … Deutsch Wikipedia
hic — index current Burton s Legal Thesaurus. William C. Burton. 2006 … Law dictionary
hic — fonosimb. CO voce che riproduce il suono del singhiozzo; anche s.m.inv. {{line}} {{/line}} DATA: 1956. ETIMO: voce onom … Dizionario italiano
hic — imitation of the sound of hiccuping, attested by 1883 (see HICCUP (Cf. hiccup)) … Etymology dictionary
hic — [hik] interj. used to imitate the sound of a hiccup … English World dictionary