Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

her+biri

  • 1 her biri

    \her biri bir milyon liradan 10 tane 10 Stück à [o zu je] eine Million Lira

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > her biri

  • 2 her

    her jeder, jede, jedes;
    her bir ein jeder/jedes, eine jede;
    her biri jede(r) von ihnen;
    her dem taze jugendlich wirkend;
    her gün jeden Tag;
    her günkü alltäglich;
    her halde (oder halü kârda) in jedem Fall; Alltagsanzug m;
    her nasılsa wie auch immer, irgendwie;
    her ne hal ise wie dem auch sei;
    her ne ise kurz und gut; irgendwie;
    her nedense aus irgendeinem Grund;
    her ne kadar wenn … auch, obwohl;
    her şeyden önce vor allen Dingen;
    her zaman dauernd, beständig

    Türkçe-Almanca sözlük > her

  • 3 birer birer

    eins nach dem anderen; ( her biri ayrı olarak) einzeln
    \birer birer toplamak Stück für Stück sammeln

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > birer birer

  • 4 eleman

    eleman s
    1) ( öge, unsur) Komponente f; (yapı \elemanı) Element nt
    2) ( çalışanların her biri) Mitarbeiter(in) m(f)
    3) math Element nt
    bir kümenin \elemanları die Elemente einer Menge

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > eleman

  • 5 herhangi

    her'hangi irgendeine(r);
    herhangi bir irgendein;
    herhangi biri irgend jemand

    Türkçe-Almanca sözlük > herhangi

  • 6 yan

    yan
    2. I s
    1) Seite f
    \yanımda para yok ich habe kein Geld bei mir
    benim \yanımda ( oturmak) neben mir; ( çalışmak) bei mir
    her \yanda überall
    her \yandan von allen Seiten, allseitig
    sağ/sol \yanda auf der rechten/linken Seite
    bir şeyin \yanı başında ( olmak) ganz in der Nähe von etw (sein), an etw sehr nah dran (sein)
    \yanına almak zu sich nehmen; ( anahtar) mitnehmen, einstecken; ( iş vermek) einstellen
    \yanına çağırmak zu sich rufen
    paranı/gözlüğünü \yanına almayı unutma vergiss nicht, dein Geld/deine Brille mitzunehmen [o einzustecken]
    \yanına kâr kalmak davonkommen
    2) (-den \yana)
    biri/şans ondan \yana olmak jdn/das Glück auf seiner Seite haben
    şans benden/bizden \yana das Glück ist auf meiner/unserer Seite
    birinden \yana çıkmak sich auf jds Seite stellen
    birinden \yana olmak jdm zur Seite stehen
    bir şeyden \yana olmak etw befürworten
    ben senden \yana olurum ich bin [o stehe] auf deiner Seite
    bir şeyden \yana olduğunu açıkça söylemek sich zu etw bekennen
    ben ondan \yanayım ich bin dafür
    kim bundan \yana, kim buna karşı? wer ist dafür und wer dagegen?; s. a. yanında, yanından
    II adj Neben-, Seiten-
    birine \yan gözle bakmak (\yan bakmak) jdn schräg ansehen; ( göz ucuyla) jdn aus den Augenwinkeln anschauen
    birine \yan bakmak ( fam) jdn schief ansehen
    \yan çizmek ( fam) einen Rückzieher machen; ( bir işten kaçmak) kneifen
    battı balık \yan gider! ( iron) o ( fam) wird schon schiefgehen!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > yan

  • 7 ne

    ne pron
    1. Name des 17. Buchstaben des türk. Alphabets
    Nigde'nin \ne'si N wie Nordpol
    2. 1) was
    \ne de olsa immerhin
    \ne derece wie
    \ne derse desin ganz gleich, was er sagt
    \ne oldu (ki) ? was ist (denn) passiert?
    \ne olursa olsun ( fam) egal was (passiert)
    \ne pahasına olursa olsun koste es, was es wolle, um jeden Preis
    \ne var? was gibt's?
    \ne var ki (je) doch; ( lakin) jedoch
    \ne var ne yok? — iyilik sağlık! ( fam) wie geht's, wie steht's? — danke, bestens!
    \ne yapmalı ki? was soll man denn machen?
    bundan bana \ne? was geht mich das an?
    bundan kolay \ne var ki! nichts leichter als das!
    sana \ne! was geht dich das an!
    2) was für
    \ne komik/paskal adam! was für ein komischer/ulkiger Mensch!
    3) wie
    \ne dereceye kadar inwiefern, inwieweit
    \ne güzel/yazık! wie schön/schade!
    \ne kadar haklısın wie sehr du Recht hast
    \ne kadar paran var? wie viel Geld hast du?
    adı \ne olursa olsun wie er auch heißen mag
    adın \ne? wie heißt du?
    bu Almancada/Türkçede \ne demek? wie heißt das auf Deutsch/Türkisch?
    4) weder
    \ne... \ne weder... noch
    \ne biri \ne öteki weder der eine noch der andere
    5) \ne gezer! ( fam) i wo!
    burada böyle şeyler \ne gezer ( bulunmaz) hier gibt es solche Sachen nicht
    \ne mümkün ( imkânsız) es ist unmöglich
    \ne olur, \ne olmaz ( her ihtimale karşı) für alle Fälle
    \ne olur( sun), bunu yapma! ich flehe dich an, tu [o mach] das nicht!
    \ne olursunuz, bunu yapmayın! ich flehe Sie an, tun [o machen] Sie das nicht!
    6) \ne kadar wie; ( kaç) wie viel
    bu \ne kadar ediyor? wie viel macht das?
    \ne kadar erken gelirsen... je eher du kommst,...
    \ne kadar erken olursa o kadar iyi olur je eher, desto besser
    7) \ne var, \ne yok alles, was es gibt
    \ne var, \ne yok? wie geht's, wie steht's?
    8) \nesi var \nesi yok alles, was er hat
    bunun \nesi güzel? was ist schön daran?
    onun \nesi oluyorsunuz? wie sind Sie mit ihm verwandt?

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ne

  • 8 parmak

    parmak <- ğı> s
    1) ( elde) Finger m
    \parmaklarını ( birlikte) yemek ( fam) sich die Finger nach etw lecken
    parmağı \parmakte olmak den Finger am Abzug haben
    bir işte parmağı olmak die Hand im Spiel haben
    onun her yerde parmağı var er hat überall die Finger drin
    birini parmağında oynatmak ( fam) jdn um den Finger wickeln
    parmağını bile kıpırdatmamak [o oynatmamak] ( fam), keinen Finger rühren [o krumm machen]
    2) ( ayakta) Zehe f
    3) ( tekerlekte çubuk) Speiche f
    4) ( inç) Inch m
    5) hist ( arşının yirmi dörtte biri) Längenmaß von ca. 3 cm

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > parmak

См. также в других словарях:

  • her biri — zm. Ayrı ayrı hepsi Her biri bir havadan çalan alay alay insanların etrafımda kaynaşması, beni adamakıllı sersemletti. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biri — zm. 1) Bir tanesi Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti. M. Ş. Esendal 2) Bilinmeyen bir kimse İhtimal hırsız Eşref in hayranlarından biriydi. O. S. Orhon 3) Yüklem durumunda olan bir ad tamlamasının belirtileni olarak kullanıldığında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • her — sf., Far. her Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, ... in hepsi anlamını veren söz Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi. H. E. Adıvar Birleşik Sözler her bir her biri hercai her daim her dem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Amasyanın bardağı, biri olmazsa biri daha — ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur çünkü her zaman benzeri sağlanabilir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beher — her biri …   Hukuk Sözlüğü

  • hava çalmak — (her biri başka bir) her biri, birbiriyle çelişen, birbirine uymayan davranış ve düşüncede bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEVŞ — Her biri bir yerden gelmiş olan bir bölük cemaat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kutup — is., tbu, Ar. ḳuṭb 1) Yer yuvarlağının, Ekvator dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri Kutuplara gitmeği bile çok düşündüm. P. Safa 2) mec. Birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri Çalışanlarla çalıştıranları… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • List of Toaru Majutsu no Index characters — This is a list of characters from the light novel series Toaru Majutsu no Index as well as its manga adaptation, spin off manga (Toaru Kagaku no Railgun), and both series anime adaptations. The series primarily takes place in Academy City, a city …   Wikipedia

  • — is. 1) Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. Ö. Seyfettin 2) Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika Kadın diye eşini bellemiş,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşama — is. 1) Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye 2) Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale 3) sp. Bir yarışın belirli uzaklığı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»