-
1 hafif
hafif leicht; leichtsinnig; Getränk, Licht schwach;hafif hafif leise sprechen;hafif bir kahvaltı ein leichtes Frühstück;hafif giyinmek sich dünn anziehen;hafif sanayi Leichtindustrie f;hafif sıklet SPORT Leichtgewicht n;-i hafife almak bagatellisieren (A);hafif atlatmak noch glimpflich davonkommen -
2 hafif
1) leichtbir şeyi \hafife almak etw auf die leichte Schulter nehmen2) ( kolay) leicht\hafif bir iş eine leichte Arbeit3) ( yiyecek için) leicht\hafif tuzlu leicht gesalzen4) ( içki için) mild5) ( ceza) mild6) schwach\hafif bir rüzgâr çıktı ein schwacher Wind ist aufgekommen -
3 hafif
лёгкий лёгкое (с)* * *1) лёгкийhafif bir baş aprısı — лёгкая головна́я боль
hafif bir ışık — сла́бый свет
hafif bir iş — лёгкая / нетру́дная рабо́та
2) легкомы́сленный, несерьёзный, ве́треный••- hafife almak
- hafif giyinmek -
4 hafif
adj. digestible, light, airy, lightweight, slight, weak, cushy, distant, dulcet, feeble, feint, frail, frivolous, lenient, loose, mild, piano, small, soft, subdued, tenuous, unsubstantial--------adv. light, lightly--------n. easy of digestion--------hafif (tartışma)adj. unsound--------hafif (yemek)adj. blancmange--------hafif (çay vs.)adj. wishy-washy* * *1. flippant 2. gauzy 3. light 4. lightweight 5. mild 6. weightless -
5 hafif
1) yüngül; hafif bir bavul – yüngül çamadan; hafif bir baş ağrısı – yüngül baş ağrısı; 2) yüngülxasiyyət, ciddi olmayan, dəmdəməkidəmdəməki, xəfif, yüngül, yüngülxasiyyət -
6 hafif
"1. light (in weight). 2. light, easy, mild. 3. light, frivolous, flighty. 4. light, mild (food); light (meal, drink). 5. light, thin, slight. 6. light, gentle, mild. 7. light, mild, not heavy or strong. 8. light, slight, mild, not intense. 9. light (music). 10. light, mild (punishment, penalty, sentence, etc.). 11. light (sleep). 12. slight, gradual (incline, slope, etc.). 13. slight, small, little (sound, voice, noise), 14. light, relaxed, at ease, free from trouble. 15. light, slight, slightly evident. 16. slang penniless, broke. 17. lightly, slightly, mildly. -e almak /ı/ to take (someone, something) lightly, not to take (someone, something) seriously. -ten almak /ı/ 1. to try to calm (someone) (instead of quarreling with him). 2. to regard (someone, something) as unimportant. - atlatmak /ı/ to escape (something) lightly. - giyinmek to dress lightly. - hafif gently, slowly. - hapis cezası law imprisonment in a minimum-security prison. - müzik light music. - para cezası law a light fine. - sanayi light industry. - tertip 1. small-scale. 2. a little, slightly. - uyku a light sleep." -
7 hafif
җиңел -
8 hafif iş
light duty -
9 hafif mi
Is it light -
10 hafif
sivik -
11 hafif
1. Yüngül; ağır olmayan2. Həfif; zəif3. Qeyri ciddi; yüngülxasiyyət -
12 hafif
cienki -
13 hafif
-
14 hafif
псынкIэ -
15 hafif
ελαφρύς, ελαφρός, ανάλαφρος -
16 hafif
light " yeðni; easy" " kolay; weak, dilute; slight, gentle, mild; (yiyecek, içecek, vb.) mild; (aðrý) dull; unimportant, insignificant; flighty" hoppa -
17 hafif
tenký -
18 hafif eyer
hafif eyer (kadınlar için)n. pillion -
19 hafif metal
Leichtmetall nt -
20 hafif sanayi
hafif sanayi <-i> s
См. также в других словарях:
hafif — sf., Ar. ḫafīf 1) Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı 2) Güç veya yorucu olmayan, kolay Hafif bir iş. 3) Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa Hafif bir kadın. 4) Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek) Onlar da akşam yemeğini pek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafif — (A.) [ ﻒﻴﻔﺧ ] hafif … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAFİF — Ağır olmayan. Hafif. Yeğni … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Hafif Metro Istanbul — Hafif Metro im Stadtteil Zeytinburnu Einbettung … Deutsch Wikipedia
Hafif Müzik — Infobox Album Name = Hafif Müzik Type = Album Artist = Vega Released = 2005 Recorded = GRGDN Genre = Rock, alternative Length = Label = Sony BMG/GRGDN Producer = Tuğrul Akyüz, Serkan Hökenek Reviews = Last album = Tatlı Sert (2002) This album =… … Wikipedia
hafif hafif — zf. Yavaş yavaş, ağır ağır Ayaklarımı hafif hafif sendeleyerek yürüyordum. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafif tertip — zf. Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan Belli ki hafif tertip başı duman. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafif yollu — sf. 1) Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep 2) zf. Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafif gelmek — 1) ağırlığı fazla olmamak Çok hafif geldiği için düvene ağır bir taş oturtmuşlardı. R. Enis 2) mec. önemsiz görmek, değer verilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafif giyinmek — az ve ince giyinmek Bu soğukta çok hafif giyinmişsin … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAFİF-ÜR RUH — Ruhu hafif olan, hoşsohbet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük