-
1 hızlı yürümek
v. walk quickly, leg it, leg, trot, step out, be a good walker -
2 çok hızlı yürümek
аяк җиргә тимәү -
3 step out
çıkmak, dışarı çıkmak, inmek, hızlı yürümek, pergelleri açmak, dansa gitmek, eğlenmeye gitmek, adımlamak, adımlayarak ölçmek* * *eğlenceye git* * *(to walk with a long(er) and (more) energetic stride.) hızlı yürümek -
4 trot
n. tırıs, hızlı yürüyüş, kırıtarak yürüme, kopya (sınav), cevap anahtarı, tek atlı araba yarışı————————v. tırıs gitmek, hızlı yürümek, acele etmek, tırısa kaldırmak* * *1. hızlı yürü (v.) 2. hızlı yürüme (n.)* * *[trot] 1. past tense, past participle - trotted; verb((of a horse) to move with fairly fast, bouncy steps, faster than a walk but slower than a canter or gallop: The horse trotted down the road; The child trotted along beside his mother.) tırıs gitmek2. noun(the pace at which a horse or rider etc moves when trotting: They rode at a trot.) tırıs- trotter -
5 скорый
1) ( быстрый) hızlıидти́ ско́рым ша́гом — hızlı yürümek
ско́рый по́езд — sürat treni / katarı
2) ( близкий по времени) yakınв ско́ром вре́мени — yakın zamanda
до ско́рого свида́ния! — yakında görüşmek üzere Allahaısmarladık!
••ско́рая по́мощь — ( организация) ilkyardım; ( автомобиль) cankurtaran arabası, ambulans
-
6 ჩორთი
i.tırıs gitmek, koşmak, hızlı yürümeki.tırıs, hızlı gidiş, koşuş -
7 стремиться
1) atılmak; hızlı yürümek / gitmekстреми́ться вперёд — ileriye doğru atılmak
2) hevesi / hevesinde olmak; emeli / emelinde olmak; aramak; gözü olmak; peşinde olmakстреми́ться к сла́ве — şöhret peşinde olmak
лю́ди, стремя́щиеся к вла́сти — iktidar heveslisi insanlar
он стреми́тся к поко́ю — rahatını arıyor
в директора́ он не стреми́лся — müdürlükte gözü yoktu
капитали́ст стреми́тся извле́чь бо́льшую при́быль — kapitalist daha fazla kâr elde etmeye can atar
-
8 leg
n. bacak, but, ayak (masa vs.), üçgenin taban olmayan kenarı, etap, raund, ayak (yarış)————————v. koşmak, hızlı yürümek* * *bacak* * *[leɡ]1) (one of the limbs by which animals and man walk: The horse injured a front leg; She stood on one leg.) bacak2) (the part of an article of clothing that covers one of these limbs closely: He has torn the leg of his trousers.) paça3) (a long, narrow support of a table etc: One of the legs of the chair was broken.) ayak4) (one stage in a journey, competition etc: the last leg of the trip; the second leg of the contest.) aşama, ayak, etap•- - legged- pull someone's leg -
9 be a good walker
v. ayağına sıkı olmak, hızlı yürümek -
10 leg it
koşmak, hızlı yürümek, kaçmak -
11 walk quickly
v. hızlı yürümek -
12 be a good walker
v. ayağına sıkı olmak, hızlı yürümek -
13 leg it
koşmak, hızlı yürümek, kaçmak -
14 walk quickly
v. hızlı yürümek -
15 аяк җиргә тимәү
ayağı yere değmemek, çok hızlı yürümek -
16 traben
acele etmekhızlı yürümektırısa kalkmak -
17 pas
Inégation olumsuzluk bildirir◊Je ne peux pas. — Yapamam.
◊IIn m1 enjambée adım [a'dɯm]2 trace ayak izi3 allure yürüyüş [jyɾy'jyʃ]4 à deux pas iki adımlık yer◊Il habite à deux pas d'ici. — Buraya iki adımlık yerde oturuyor.
5 faire le premier pas ilk adımı atmak6 pas à pas adım adım7 pas de porte hava parası -
18 rythme
n m1 mus dizem, tartım, ritm2 cadence bir olayın ritmi◊le rythme de travail — çalışma ritmi, hızı
-
19 patter
n. pıtırtı (yağmur), ayak sesi, tıkırtı, çabuk konuşma, argo, çabuk söylenen komik şarkı sözleri————————v. hızlı konuşmak, çabuk söylemek, pıtırdamak, tıkır tıkır yürümek, tıpış tıpış yürümek* * *1. hızlı konuş (v.) 2. hızlı konuşma (n.)* * *['pætə] 1. verb((of rain, footsteps etc) to make a quick, tapping sound: She heard the mice pattering behind the walls.) pıtırdamak, tıpırdamak2. noun(the sound made in this way: the patter of rain on the roof.) pıtırtı, tıpırtı -
20 идти
несов.; сов. - пойти́1) тк. несов. gitmek; yürümek; gelmekидти́ домо́й — eve gitmek
идти́ пешко́м — yayan gitmek; yürümek
идти́ ры́сью — tırıs gitmek
иди́ к доске́! (ученику) — tahtaya kalk!
иди́ впереди́! — öne düş!
2) тк. несов. (двигаться, перемещаться) gitmek; yürümek; yol almakпо́езд шёл бы́стро — tren hızlı gidiyordu
су́дно шло на Оде́ссу — gemi Odesa'ya doğru yol alıyordu
навстре́чу шёл грузови́к — karşıdan bir kamyon geliyordu
иди́ по сле́ду — izi takip et
3) (отправляться, направляться) gitmek; yürümekидти́ на охо́ту — ava gitmek
пошёл бы погуля́л — gidip gezsen
идти́ в го́сти — misafirliğe gitmek
она́ пошла́ за водо́й — suya gitti
пошли́ / пойдём в кино́ — sinemaya gidelim
враг шёл на Москву́ — düşman Moskova'ya yürüyordu
4) тк. несов., перен. (двигаться, развиваться в каком-л. направлении) gitmekидти́ вперёд — ilerlemek; gelişmeler kaydetmek
идти́ к це́ли — hedefe doğru gitmek / ilerlemek
идти́ от побе́ды к побе́де — zaferden zafere koşmak
5) ( соглашаться) yanaşmak; kabul etmekпойти́ на предло́женные усло́вия — önerilen koşulları kabul etmek
пойти́ на усту́пку — ödüne gitmek
на тако́е де́ло он не пойдёт — böyle bir işe yanaşmaz
идти́ на расхо́ды — masraflar ihtiyar etmek
6) (выступать противником кого-чего-л.) karşı olmak; karşı çıkmak; karşı tutum / cephe almakпро́тив тебя́ он не пойдёт — sana karşı çıkmaz
идти́ про́тив зако́на — kanuna karşı gelmek
7) (вступать, поступать куда-л.) girmekо́сенью он пойдёт (посту́пит) в шко́лу — sonbaharda okula gidecek
идти́ в а́рмию — askere gitmek; orduya girmek
8) ( доставляться) gelmek; gitmekсюда́ идёт сырьё, отсю́да - гото́вые изде́лия — buraya hammadde(ler) gelir, buradan da mamul maddeler / eşya gider
пи́сьма всё иду́т и иду́т — mektupların ardı arkası kesilmiyor
9) тк. несов. (приближаться, появляться) gelmekпо́езд идёт! — tren geliyor!
весна́ идёт — перен. bahar giriyor / geliyor
10) ( отправляться - о транспорте) kalkmak; hareket etmekпо́езд идёт в час — tren birde kalkıyor
11) тк. несов. ( действовать - о механизмах) işlemekчасы́ не иду́т — saat işlemiyor
12) ( об осадках) yağmakпохо́же, пойдёт снег — hava karlayacağa benziyor
13) тк. несов. (иметь место, происходить, производиться) yapılmak; yer almak; yürümek, gitmek ( развиваться)шла война́ — savaş yapılıyordu
иду́т перегово́ры — görüşmeler yapılıyor
в до́ме шла побе́лка — evde badana yapılıyordu
как иду́т дела́? — işler nasıl gidiyor / yürüyor?
торго́вля шла пло́хо — ticaret kötü gidiyordu
14) тк. несов. (проходить, протекать, длиться) geçmekвре́мя идёт — vakit geçiyor / ilerliyor
шли го́ды — yıllar yılları / birbirini kovalıyordu
шёл пя́тый час — saat dördü geçmişti
де́вушке шёл шестна́дцатый год — kız on altısını sürüyordu
идёт уже́ тре́тья неде́ля, как... — üçüncü haftadır...
15) тк. несов. ( пролегать) gitmek; uzanmakкуда́ идёт э́та доро́га? — bu yol nereye gider / çıkar?
хребе́т идёт с за́пада на восто́к — sıradağ batıdan doğuya doğru uzanır
э́тот проспе́кт идёт че́рез весь го́род — bu anacadde kenti boydan boya kateder
да́льше идёт лес — ötesi orman
16) (выходить, выделяться) çıkmak gelmek; yayılmak ( распространяться); akmak ( течь), sızmak; kaçmak ( просачиваться)вода́ идёт? (из крана) — su geliyor mu?
от земли́ шёл пар — topraktan bir buğudur tütüyordu
газ шёл из кла́пана — gazı kaçıran supaptı
у него́ но́сом пошла́ кровь — burnundan kan geldi
из трубы́ пошёл дым — baca tütmeye başladı
17) ( в играх) sürmek; oynamakидти́ с да́мы — kızı oynamak
он пошёл конём — atı sürdü / oynattı
18) ( предназначаться) kullanılmakна что идёт э́тот мех? — bu kürkler ne için kullanılır?
ма́сло, иду́щее в пи́щу — yemeklik yağ
19) ( расходоваться) gitmekде́нег идёт нема́ло — az para gitmiyor
цеме́нта пойдёт не бо́льше то́нны — bir tondan fazla çimento gitmez
на костю́м пошло́ три ме́тра — kostüm için üç metre gitti
20) разг. (находить сбыт, спрос) geçmek; aranmak; rağbet görmekра́ньше э́тот това́р шёл о́чень хорошо́ — önceleri bu mal çok geçiyordu / aranıyordu
почём иду́т сли́вы? — erik kaçtan satılıyor?
ему́ уже́ идёт зарпла́та — maaşı işliyor artık
проце́нты иду́т (с вклада) — faizi işliyor
за сверхуро́чную рабо́ту идёт надба́вка — fazla mesai için zam ödenir
22) (украшать, быть к лицу) gitmek; yakışmakэ́та шля́па тебе́ идёт — bu şapka sana gidiyor
коке́тство ей не идёт — ona cilve yakışmaz
23) тк. несов., разг. (входить, вдвигаться) girmekсапо́г не идёт на́ ногу — ayağım bu çizmeye girmiyor
24) oynamakгде идёт э́та карти́на? — bu filim nerede / hangi sinemada oynuyor
пье́са пойдёт в двух теа́трах — oyun / piyes iki tiyatroda oynanacak
25) ( выходить замуж) varmakза тако́го, как ты, она́ не пойдёт — senin gibisine varmaz
26) тк. несов., перен., разг. (иметь каким-л. результатом, показателем) olmakна́ша кома́нда идёт на второ́м ме́сте — bizim takım ikinci durumdadır
он идёт на одни́ тро́йки — aldığı notlar hep orta
••речь пойдёт не об э́том — söz edilecek olan bu değil
вода́ пошла́ на у́быль — sular inmeye başladı
идти́ на по́мощь кому-л. — birinin yardımına koşmak
мы гото́вы идти́ за тобо́й — arkandan gelmeye hazırız
иду́т слу́хи, что... —...dığı söyleniyor / rivayet ediliyor
пошли́ слу́хи, что... —...dığı yolunda söylentiler çıktı
пошли́ спле́тни — dedikodu alıp yürümüştü
докуме́нт пойдёт на по́дпись — belge imzaya sunulacak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
adımlarını sıklaştırmak — daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek Ferit daha hızlı yürüdü, onlar da adımlarını sıklaştırarak aradaki mesafeyi muhafazaya çalışıyorlardı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
DAKDAKE — Tez tez yürümek, hızlı yürümek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NECAŞE — Süratle yürümek, hızlı yürümek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıvramak — nsz, hlk. 1) Buruşup toplanmak, kıvırcık duruma gelmek İplik kıvradı. 2) Hızlı yürümek 3) Harekete geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
harbi basmak — doğru, hızlı yürümek Haydi biraz harbi bas bakalım. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırıs gitmek — koşmaya yakın hızlı yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEZKAZ — Tez tez yürümek, hızlı hızlı gitmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Juruken — Dieser Artikel oder Abschnitt ist nicht hinreichend mit Belegen (Literatur, Webseiten oder Einzelnachweisen) versehen. Die fraglichen Angaben werden daher möglicherweise demnächst gelöscht. Hilf Wikipedia, indem du die Angaben recherchierst und… … Deutsch Wikipedia
Jurüken — Dieser Artikel oder Abschnitt ist nicht hinreichend mit Belegen (Literatur, Webseiten oder Einzelnachweisen) versehen. Die fraglichen Angaben werden daher möglicherweise demnächst gelöscht. Hilf Wikipedia, indem du die Angaben recherchierst und… … Deutsch Wikipedia
Jörücken — Dieser Artikel oder Abschnitt ist nicht hinreichend mit Belegen (Literatur, Webseiten oder Einzelnachweisen) versehen. Die fraglichen Angaben werden daher möglicherweise demnächst gelöscht. Hilf Wikipedia, indem du die Angaben recherchierst und… … Deutsch Wikipedia
Jörückisch — Dieser Artikel oder Abschnitt ist nicht hinreichend mit Belegen (Literatur, Webseiten oder Einzelnachweisen) versehen. Die fraglichen Angaben werden daher möglicherweise demnächst gelöscht. Hilf Wikipedia, indem du die Angaben recherchierst und… … Deutsch Wikipedia