-
21 transvestism
n. karşı cinse özenme, karşı cins gibi giyinme ve davranma -
22 changing room
n. giyinme odası, soyunma odası -
23 transvestism
n. karşı cinse özenme, karşı cins gibi giyinme ve davranma -
24 მოკაზმულობა
i.giyinme, kuşanma -
25 შესახვევი მასალა
giysi ƒშესახვევი ფუნკტი giyinme yeri -
26 açık saçık
\açık saçık fıkra ein unanständiger Witz, Zote f\açık saçık konuşmak anstößig reden -
27 Ankleidezimmer
giyinme odası -
28 iktisâ
arapça اكتسا giyinme, bürünme. iktisâ etmek giymek -
29 telebbüs
arapça تلبس giyinme. -
30 dressing
giydirme; giyinme kusanma; pansuman, sargi; salça, mayonez, sos, vb. yemek malzemesi -
31 dressing room
tuvalet odasi, giyinme odasi -
32 wear
giymek; takmak; takinmak; asinmak, yipranmak; asindirmak, yiprandirmak, yipratmak; açmak; dayanmak; genç kalmak; giyme, giyinme, kullanma, kullanilma; giyim esyasi, giyim, elbise; asinma, yipranma, eskime; dayaniklilik, dayanma
- 1
- 2
См. также в других словарях:
giyinme — is. Giyinmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEKAMMUS — Giyinme, gömlek giyme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bakım — is. 1) Bakma işi 2) Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek Bahçe bakım ister. 3) Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi Birleşik Sözler bakımevi bakım yurdu tam bakım yoğun bakım Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkacak — is., ğı 1) Hamamlarda dışarıya çıkıp giyinme yerine giderken kurulanmak üzere verilen havlu 2) Boy ölçüşecek kimse Ona çıkacak kimse yoktur … Çağatay Osmanlı Sözlük
giyiniş — is. Giyinme işi veya biçimi Giyinişi, davranışları, konuşması ile yazdıklarına benzeyerek yaşadı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarım coğrafyası — is., coğ. Beslenme, giyinme vb. gereksinimlerin ve tarımla ilgili verilerin gösterildiği veya konu edildiği coğrafya bilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuvalet — is., Fr. toilette 1) Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim. P. Safa 2) Abiye Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet. T.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktisâ — (A.) [ ﺎﺴﺘﮐا ] giyinme, bürünme. ♦ iktisâ etmek giymek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
telebbüs — (A.) [ ﺲﺒﻠﺕ ] giyinme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
LEBS — Giyecek şey. * Giyme. Giyinme. * Bir mânayı diğer bir mânâ ile karıştırmak. Sözün karışık ve şüpheli olması. Sözü karıştırıp şüpheye düşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHTİYACAT-I ZARURİYE — Zaruri ihtiyaçlar. (Ev, yeme, içme, yakma, giyinme v.s. gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük