Перевод: с русского на английский

с английского на русский

girmek

  • 1 line up

    French\ \ queue; file d'attente
    German\ \ Warteschlange
    Dutch\ \ wachtrij
    Italian\ \ coda d'attesa
    Spanish\ \ cota de espera
    Catalan\ \ cua, fila d'espera
    Portuguese\ \ alinhamento
    Romanian\ \ -
    Danish\ \ kø
    Norwegian\ \ kø
    Swedish\ \ -
    Greek\ \ διάταξη
    Finnish\ \ jono; muodostaa jono
    Hungarian\ \ -
    Turkish\ \ sıraya girmek; sıra oluşturmak
    Estonian\ \ järjekord
    Lithuanian\ \ tiesė; kreivė
    Slovenian\ \ -
    Polish\ \ uszeregować; ustawić w szereg; stawać w rzędzie; line-up; kolejka (w teorii masowej obsługi)
    Ukrainian\ \ вирівнюватись в лінію; черга
    Serbian\ \ -
    Icelandic\ \ stilla upp
    Euskara\ \ line eman
    Farsi\ \ s f
    Persian-Farsi\ \ -
    Arabic\ \ إصطف في خط
    Afrikaans\ \ rig (v); opstelling (n)
    Chinese\ \ 排 列
    Korean\ \ 라인업(정렬)

    Statistical terms > line up

См. также в других словарях:

  • girmek — e, er 1) Dışarıdan içeriye geçmek İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı. H. Taner 2) Sığmak Elim bu eldivene girmiyor. 3) Katılmak, iltihak etmek Bugün edebiyat imtihanına girdim. Y. Z. Ortaç 4) Almak, fethetmek Ordularımız İstanbul… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çene yarışına girmek — 1) karşı tarafı dinlemeksizin, susmamacasına tartışmak Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı. M. Ş. Esendal 2) çok konuşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • damardan girmek — argo karşısındaki kişiyi en fazla etkileyebilecek noktadan konuya girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • damat girmek — aileye güveyi olarak katılmak Öyle bir aileye damat girmek isterim. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünyaevine girmek — evlenmek Yaşları daha genç görünüyor fakat buralarda yapılan ilk iş eli ekmek tutar tutmaz dünyaevine girmek olduğu için kim bilir kaç sene evvel evlendiler. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geyik etine girmek — genç kız, erginlik çağına girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içeri girmek — 1) bir iş veya alışverişte zarar etmek Bu işte bir milyar lira içeri girdim. 2) hapse girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • devreye girmek — ilgilenmek, karışmak, araya girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafese girmek — argo 1) aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak 2) hapse girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuyruğa girmek — ayakta arka arkaya durulan diziye girmek İki kişinin arkasından kuyruğa girdiği sırada, seyis biletlerini alıyordu. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çileye girmek — dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zorlu ve perhizli döneme girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»