-
1 гулять
gezmek,gezinmek; tatil olmak; eğlenmek,cümbüş yapmak* * *1) gezmek; gezinmekгуля́ть по па́рку — parkta gezinmek
гуля́ть с детьми́, води́ть дете́й гуля́ть — çocukları gezdirmek
2) разг. ( быть свободным от работы) tatil olmak3) прост. ( веселиться) eğlenmek; keyfetmek; cümbüş yapmak -
2 прогуливать
1) gezinmekпрогуля́ть час — bir saat içinde gezinmek
2) ( не выходить на работу) özürsüz işe gelmemekпрогу́ливать уро́ки — okulu asmak
-
3 парк
-
4 прогуливаться
несов.; сов. - прогуля́ться -
5 прохаживаться
несов.; сов. - пройти́сьgezinmek; bir aşağı bir yukarı dolaşmak, beş aşağı beş yukarı gezmek ( ходить взад и вперед) -
6 разгуливать
разг.gezinmek, dolaşmak
См. также в других словарях:
gezinmek — nsz 1) Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu. P. Safa 2) Belirli bir çevre içinde gezip durmak Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş gezmek (veya gezinmek) — işsiz güçsüz dolaşmak On gün boş mu gezdin? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşmak — nsz 1) Gezmek, gezinmek Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor. M. Ş. Esendal 2) Doğru gitmeyip yolu uzatmak Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız. 3) Dönüp başka bir yönden gelmek Dolaş da arka… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezelemek — nsz, hlk. 1) Gezinmek Onun böyle boş saatlerinde içeri dışarı işgüzar işgüzar gezelediğini gören ihtiyarcık ezilir büzülür. H. Taner 2) Sıkıntılı bir durumda dolaşmak, gezinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
adımlamak — i 1) Adımla ölçmek 2) Bir yerde ileri geri gezinmek Otele geldiğimiz zaman, kumandanı ölüler gibi sarı ve soluk, bel kayışı takılmış, hançeri belinde, tören esvabı ile salonu adımlarken bulduk. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezinme — is. Gezinmek işi, seyran … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezmek — nsz, er 1) Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. O. C. Kaygılı 2) Bir yerde dolaşmak, yürümek Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolanıp durmak — sürekli olarak aynı yerde gezinmek Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
seyran etmek (veya eylemek) — gezmek, gezinmek, dolaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üç aşağı beş yukarı dolaşmak — kararsızlık içinde, düşünerek, bir karara varmaya çalışarak gezinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevelân etmek — 1. dolaşmak, akmak. 2. gezinmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü