-
1 güvenmek
v. rely on, trust, count on, have confidence in, believe, put faith in, put one's trust in, accredit, bank on, bargain on, base oneself on, build, calculate, confide, confide in, credit, depend, figure on, go on, lean on, look to, reckon on* * *trust -
2 güvenmek
to trust, to rely on/upon, to count on, to reckon on, to depend on, to bank on, to have faith (in), to believe (in), to credit -
3 güvenmek
/a/ to trust, trust in, rely on, depend on, have confidence in, confide in. güvendiği dağlara kar yağmak/güvendiği dal elinde kalmak to be sadly disappointed. -
4 sözüne güvenmek
v. take smb. at his word, take her at her word, take him at his word -
5 tümüyle güvenmek
v. swear by -
6 kendine güvenmek
to be sure of oneself -
7 güvenmemek
v. (neg. form of güvenmek) not to trust, not to rely on, suspect, disbelieve, discredit, distrust, have a distrust of smb., doubt, mistrust -
8 itimat etmek
to trust, to rely on güvenmek -
9 bilek
1. wrist. 2. pastern (of an animal). -inde altın bileziği olmak /ın/ to possess a profitable skill, be the possessor of a valuable skill. - bilek akmak to flow out in a strong stream. - gibi 1. abundant (hair). 2. (flowing) heavily. -ine güvenmek to trust to one´s fists. -inin hakkı ile by one´s own efforts, on one´s own, by one´s bootstraps. - kuvveti the strength of one´s fists. -/kol saati wrist watch. -
10 yumruk
1. fist. 2. blow, sock, or punch delivered with the fist. 3. iron hand, fist, harsh and rigorous control. - atmak /a/ to hit, sock, or punch (someone, something) with one´s fist. - göstermek /a/ to threaten. -una güvenmek to trust that one´s brute strength alone will enable one to get one´s way. - hakkı something gained by brute force. - kadar 1. small, pea-sized, pint-sized (when it should be large). 2. large, as big as a goose egg (when it should be small). 3. (child) who´s no bigger than a minute. - yumruğa gelmek to come to blows, get into a fist fight.
См. также в других словарях:
güvenmek — e Güven duymak, güveni olmak, itimat etmek Bu işte size güveniyorum. Kendimi kuvvetli görmek biraz fazla kendime güvenmek olur. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
bileğine güvenmek — gücüne veya hünerine güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumruğuna güvenmek — isteklerini yaptırmak için yalnızca bedensel gücüne güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesesine güvenmek — parasına güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
güven duymak (veya beslemek) — güvenmek, inanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet etmek — güvenmek Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
itimat etmek — güvenmek İtimat edilir, kanundan, hukuktan anlar birisine umumi bir vekâlet vereceğim. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
işenmek — güvenmek, inanmak I, 202 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
UCB — (Ucub) Kibir, gurur. Kendini beğenmişlik. Ameline, yaptıkları işe güvenmek. * Varlığı nâdir olan şeyi görünce istiğrab etmek hâli. * Yabancı kadın taifesiyle beraber oturmak ve konuşmaktan pek hoşlanan.(Arkadaş! Ye se düşen adam, azabdan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bilek — is., ği 1) Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm Sonra bileğini avucumun içine alarak nabzını sayıyorum. R. N. Güntekin 2) mec. Güç, kuvvet Birleşik Sözler bilek damarı bilek güreşi bilek saati demir bilek ayak bileği … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük