-
41 rout
n. düzensiz kalabalık, gürültücü topluluk, hengâme, bozgun, hezimet, kabul töreni————————v. bozguna uğratmak, darmadağın etmek, aramak, araştırmak, eşelemek* * *1. bozguna uğrat (v.) 2. bozgun (n.)* * *1. verb(to defeat (an army etc) completely.) bozguna uğratmak2. noun(a complete defeat.) hezimet -
42 rowdy
-
43 tumultuous
adj. gürültülü, patırtılı, kargaşalı, gürültücü* * *gürültülü* * *[- uəs]adjective (with great noise or confusion: The crowd gave him a tumultuous welcome; tumultuous applause.) gürültülü, patırtılı -
44 turbulent
adj. gürültücü, kavgacı, çalkantılı, fırtınalı, türbülanslı* * *1. burgaçlı 2. çalkantılı* * *['tə:bjulənt](violently disturbed or confused: The seas are turbulent; the turbulent years of war.) fırtınalı, azgın, çalkantılı- turbulence -
45 gaggle
n. kaz sürüsü, gürültücü topluluk, kalabalık————————v. kaz sesi çıkarmak* * *1. kaz sesi çıkar (v.) 2. kaz sesi (n.) -
46 poltergeist
n. afacan peri, yaramaz ve gürültücü cin -
47 ripsnorter
n. gürültücü tip, gürültülü şey, çılgın, şamata, olağanüstü şey -
48 roisterer
n. gürültücü, şamatacı, farfara, çenebaz -
49 tumultuary
adj. gürültülü, kargaşalı, gürültücü -
50 poltergeist
n. afacan peri, yaramaz ve gürültücü cin -
51 ripsnorter
n. gürültücü tip, gürültülü şey, çılgın, şamata, olağanüstü şey -
52 roisterer
n. gürültücü, şamatacı, farfara, çenebaz -
53 tumultuary
adj. gürültülü, kargaşalı, gürültücü -
54 صخب
çıngar; gürültü; gürültücü; hayhuy; hengâme; kargaşa; patırtı; pıtırtı; şamata; şamatalı; takatuka -
55 عجاج
çığırtkan; duman; gürültücü; şamatalı; toz; velveleci -
56 لجب
bağırtı; curcuna; çıngar; gürültü; gürültücü; hayhuy; hengâme; kargaşa; patırtı; patırtılı; şamata; şamatalı; takatuka -
57 مزعج
bunaltıcı; eziyetli; gürültücü; musallat; muzır; müziç; zararlı -
58 مضايق
bunaltıcı; eziyetli; gürültücü; musallat; müziç; usandırıcı; zararlı -
59 Randalierer
Randalierer m <Randalierers; Randalierer> kargaşacı, gürültücü; sokak serserisi, holigan -
60 ثرثار
ثَرْثار1. yavşakAnlamı: geveze2. carcarAnlamı: çok konuşan ve geveze olan kimse3. çeneliAnlamı: çok konuşan4. çalçeneAnlamı: durup dinlenmeden konuşan5. farfaraAnlamı: ağzı kalabalık, gürültücü6. gevezeAnlamı: çok konuşan, çenesi düşük, lâfçı, lâfazan7. lâfazanAnlamı: geveze olan kimse8. konuşkanAnlamı: çok konuşan9. cırcırAnlamı: geveze, çok konuşan bir kimse10. çenebazAnlamı: çok konuşan11. zevzekAnlamı: tatsız ve çok konuşan, geveze12. dedikoducuAnlamı: çok dedikodu yapan kimse13. çaçaronAnlamı: çok konuşan14. lâf ebesiAnlamı: çok konuşan, herkese lâf yetiştiren kimse15. boşboğaz
См. также в других словарях:
gürültücü — sf. Gürültü yapan veya gürültü çıkaran (kimse), velveleci Gürültücü çocuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAHHAB — Gürültücü, patırtıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
farfaracı — is. Gürültücü, şamatacı kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültücülük — is., ğü Gürültücü olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavaracı — is. Gürültücü … Çağatay Osmanlı Sözlük
ARBEDE-CÛ — Patırtıcı, gürültücü, kavgacı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ATTAT — Çok bağırıp çağıran, gürültücü adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FERFERE — Farfara, akılsızlık, hafif meşreplik. * Patırtıcı, gürültücü, ağzı kalabalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük