-
1 улыбка
gülümseme,tebessüm* * *жgülümseme, tebessümде́тская улы́бка — gülücük
он раздава́л ми́лые улы́бки встреча́ющим — karşılayıcılara gülücükler dağıtıyordu
с улы́бкой (сказать что-л. и т. п.) — gülümseyerek
См. также в других словарях:
devinimsiz — sf. Devinimi olmayan Nuriye, karşısında devinimsiz duruyor, gülümseyerek ona bakıyordu. B. Günel … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönmek — nsz, er 1) Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum. Y. Z. Ortaç 2) den, e Geri gelmek, geri gitmek Ertesi gün aynı yoldan Bodrum a döndük. Halikarnas Balıkçısı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerilmek — nsz 1) Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Y. Z. Ortaç 2) Gergin bir biçimde açılmak Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi. A. Gündüz 3) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
övünmek — le 1) Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) nsz Kendi kendisini övmek Yaptığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTEBESSİMÂNE — f. Gülümseyerek, tebessüm ederek, mütebessim olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEBESSÜM-KÜNAN — f. Gülümser tarzda, gülümseyerek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük