-
1 gücenmek
-
2 gücenmek
-eобижа́ться; серди́ться; огорча́тьсяal, yoksa gücenirim — возьми́, ина́че я оби́жусь
-
3 gücenmek
рәнҗү; үпкәләү -
4 gücenmek
adj. be offended--------v. take offense, be hurt, chafe, huff, go to pieces, be piqued at, have the pouts, resent, take umbrage at, be vexed with smb. -
5 gücenmek
gelviçîn--------hêridîn--------torîn -
6 gücenmek
Küsmək; hirslənmək -
7 gücenmek
-
8 gücenmek
ыгу хэгъэкIын -
9 gücenmek
احتداحتفظاستشاطبرطمتوغرحدمرمر -
10 gücenmek
1. احتد [اِحْتَدَّ]2. احتفظ [اِحْتَفَظَ]3. استشاط [اِسْتَشَاطَ]4. برطم [بَرْطَمَ]5. توغر [تَوَغَّرَ]6. حد [حَدَّ]7. مرمر [مَرْمَرَ] -
11 gücenmek
to resent, to take offence/amiss/umbrage, to be/feel offended -
12 gücenmek
/a/ to be hurt by, be offended by. -
13 gücenmek
incimək, küsmək, acıqlanmaq, hirslənməkacıqlanmaq, hirslənmək, incimək, küsmək -
14 gücenmek yok
interj. no offense -
15 gücenmemek
v. (neg. form of gücenmek) take offense, be hurt, chafe, huff, go to pieces, be piqued at, have the pouts, resent, take umbrage at, be vexed with smb. -
16 kırılmak
vi2) (zer) brechen, in die Brüche gehen, zu Bruch gehensu testisi su yolunda kırılır ( prov) der Krug geht so lange zum Brunnen, bis er bricht3) ( buzlar) einbrechen4) ( oyuncak) kaputtgehen5) ( kırıklık duymak) sich krank fühlengülmekten \kırılmak ( fam) sich kranklachen7) ( çok sayıda ölmek) in Massen sterbencesareti/umudu \kırılmak den Mut/die Hoffnung verlieren
См. также в других словарях:
gücenmek — nsz, e Birinin beklenilmeyen bir davranışı veya sözü karşısında kırgınlık duymak, kırılmak Kendisine uygulanan bu tavırdan ne darılmıştı ne gücenmişti. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
muğber olmak — gücenmek, küsmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül koymak — gücenmek, alınmak, darılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acığlanmak — gücenmek, munafil ve rencide olmak. | … Çağatay Osmanlı Sözlük
güçkanmak — gücenmek, mükedder kalmak, darılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
darılmak — nsz 1) Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? Ö. Seyfettin 2) Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek Sinirlenmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpılmak — nsz 1) Çarpma işine konu olmak 2) e Çarpık duruma gelmek Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı. R. N. Güntekin 3) mec. Çalınmak, soyulmak 4) mec. Aldatılmak 5) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönüllenmek — nsz Gücenmek, darılmak, alınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücenilmek — e Gücenme işine konu olmak, herhangi bir kimseye gücenmek Böyle önemsiz şeylere gücenilir mi? … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücenme — is. Gücenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük