-
1 gücendirmek
gücendirmek v/t jemanden kränken; verstimmen, verdrießen; betrüben -
2 gücendirmek
-iобижа́ть; огорча́ть, расстра́ивать -
3 gücendirmek
кыерсыту; рәнҗетү -
4 gücendirmek
v. offend, displease, give offense, affront, badger, chafe, disoblige, gall, huff, miff, pique, give umbrage, vex* * *hurt -
5 gücendirmek
heridandin--------hêridandin--------torandin -
6 gücendirmek
В1) обижа́ть; огорча́ть, расстра́иватьgücendirici bir tarzda — оби́дно, оби́дным о́бразом
2) раздража́ть -
7 gücendirmek
-
8 gücendirmek
ыгу зэгъэкIын -
9 gücendirmek
أحفظأحمشأحنقأسخطأغاظضايقعكركدرناكدنغصنكد -
10 gücendirmek
1. أحفظ [أَحْفَظَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak2. أحمش [أَحْمَشَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak3. أحنق [أَحْنَقَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak4. أسخط [أَسْخَطَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak5. أغاظ [أَغَاظَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak6. ضايق [ضايَقَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak7. كدر [كَدَّرَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak8. نغص [نَغَّصَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak9. نكد [نَكَّدَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak10. عكر [عَكَّرَ]Anlamı: gücenmesine yol açmak -
11 gücendirmek
to offend, to pique, to displease, to affront, to hurt the feelings of, to tread on sb's corns/toes -
12 gücendirmek
/ı/ to hurt, offend. -
13 gücendirmek
incitmək, xətrə dəymək, küsdürmək, acıqlandırmaq, hirsləndirmək, əsəbiləşdirməkacıqlandırmaq, əsəbiləşdirmək, hirsləndirmək, incitmək, küsdürmək -
14 кыерсыту
gücendirmek -
15 kwetsen
gücendirmek [-ir] v -
16 give umbrage
gücendirmek -
17 acıqlandırmaq
gücendirmek -
18 hirsləndirmək
gücendirmek -
19 küsdürmək
gücendirmek -
20 əsəbiləşdirmək
gücendirmek
См. также в других словарях:
gücendirmek — i Gücenmesine yol açmak, gönlünü kırmak, incitmek Bazı şairleri kırmaktan, gücendirmekten çekindiğimden değil, haksızlık olacağına inandığımdan başvurmuyorum bu yola. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
acığlantırmak — gücendirmek, igzab etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücendirme — is. Gücendirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaralamak — i 1) Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher i böğründen yaraladı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Gücendirmek, incitmek, kırmak Gururunu yaraladılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
zülfüyâre dokunmak — hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül kırmak (veya yıkmak) — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırını kırmak — (birinin) üzmek, gücendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül yıkmak — birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek, gönül kırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KATB — (Katub) Daim çatık çehreli, ekşi yüz. * Bir kimseyi darıltmak, gücendirmek. * Birikmek, biriktirmek, doldurmak. * Dolu çuval taşımak, götürmek için hazırlamak. * Arslan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük