-
1 sprowadzać
götürmek -
2 brengen
götürmek [-ür] v -
3 aparmaq
götürmek -
4 götürmək
götürmek -
5 fortbringen
götürmek -
6 hinführen
götürmek -
7 안내하다
götürmek -
8 алып бару
götürmek -
9 алып бару
götürmek -
10 aparmaq
götürmek -
11 доводить
götürmek; ulaştırmak; sürüklemek* * *несов.; сов. - довести́1) götürmekдоводи́ть кого-л. до угла — köşe başına / köşeye kadar götürmek
2) врз vardırmak; ulaştırmakдовести́ доро́гу до мо́ря — yolu denize ulaştırmak
довести́ борьбу́ до побе́ды — savaşımı zafere ulaştırmak
доводи́ть что-л. до конца́ — sonuna (kadar) vardırmak
если́ довести́ э́ту мысль до логи́ческого вы́вода / конца́... — bu görüş mantıki sonucuna götürülürse...
3) sürüklemekдовести́ кого-л. до тюрьмы́ — hapishaneye kadar sürüklemek
доводи́ть до слёз — ağlatmak
доводи́ть до отча́яния — ümitsizliğe düşürmek
э́то и довело́ его́ до суда́ — onu mahkemenin önüne götüren de buydu
э́то ты довёл его́ до тако́го состоя́ния — adamı bu hallere sokan sendin
4) (до какого-л. предела) çıkarmakдоводи́ть до ми́нимума — asgariye indirmek
довести́ коли́чество ре́йсов до пяти́ в неде́лю — seferleri haftada beşe çıkarmak
••доводи́ть до све́дения кого-л. — birine duyurmak
довожу́ (э́то) до ва́шего све́дения — офиц. keyfiyeti bildiririm
доводи́ть что-л. до созна́ния кого-л. — birini bir şeyin bilincine vardırmak; bir şeyi birine kavratmak
-
12 утащить
-
13 take away
götürmek, alıp götürmek, paket yaptırıp götürmek, ortadan kaldırmak* * *götür -
14 вывозить
götürmek,çıkarmak;getirmek; ihraç etmek* * *несов.; сов. - вы́везти1) врз götürmek; çıkarmak2) (привозить с собой откуда-л.) getirmek3) тк. несов., эк. ihraç etmek -
15 уводить
götürmek; geri çekmek; saptırmak; kaçırmak* * *несов.; сов. - увести́1) (alıp) götürmek; geri çekmekуводи́ть войска́ — askeri kuvvetlerini geri çekmek
уведи́ ребёнка домо́й — çocuğu evine götür
2) перен. saptırmakэ́то уведёт нас от основны́х вопро́сов — bu bizi ana sorunlardan saptırır
-
16 увозить
götürmek* * *несов.; сов. - увезти́1) götürmek; beraber / beraberinde almakон увёз сы́на к мо́рю — oğlunu deniz kenarına götürdü
2) ( похищать) kaçırmak -
17 carry away
götürmek, taşımak, alıp götürmek, ayartmak, coşturmak, heyecanlandırmak* * *alıp götür -
18 drive
götürmek, yürütmek, sürmek; (tasit) sürmek; (araba, vb. ile) götürmek; -e zorlamak, sevk etmek, yönlendirmek, durumuna getirmek,... etmek -e güç saglamak; çalismaya zorlamak; vurmak, çakmak, tasitta yolculuk; (park yerine) giris yolu; topa sert vurus; gi -
19 lead
götürmek, rehberlik etmek; (bir yere) götürmek, ulastirmak; inandirmak, ikna etmek; yönetmek, liderlik etmek, idare etmek; önde, önünde olmak, basta gitmek; (belli bir yasam biçimi) sürdürmek, sürmek kilavuzluk, öncülük; basrol; (of, over ile) (uzaklik, s -
20 götürmək
götürmekalmak, götürmek
См. также в других словарях:
götürmek — i 1) Taşımak, ulaştırmak veya koymak Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu. H. Taner 2) i, e Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek 3) i, e Bir şeyi yakından uzağa götürmek 4) Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaka paça etmek (veya götürmek) — hiçbir itiraz dinlemeden ve zorla, apar topar götürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle götürmek — gereksiz bir aceleyle gitmek, koşturmak, acele davranmak İşi besbelli acele imiş... Bir koşturur ki sanırsın kelle götürüyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kir götürmek — (bir şey) kirini belli etmeyecek bir renkte olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pislik götürmek — (bir yeri) o yer, çok pis olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartışma götürmek (veya götürmemek) — bir konu tartışmaya açık olmak (veya olmamak) İki yandan gelen arabaların orada yolu tıkadığı tartışma götürmez. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
latife götürmek — şaka kaldırmak Hiç latife götürecek hâlim yokken, kendimi tutamadım; kahkahaları atmaya başladım. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
müjde vermek (veya götürmek) — bir kimseye sevindirici, mutlu bir haberi ulaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevil götürmek — söz veya davranışa başka bir anlam verebilmek Ne kadar inkâr etse hırsızlığı tevil götürmüyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sel götürmek — 1) (bir yeri) çok yağmur yağmak 2) (bir yeri) çok yağmurdan dolayı bir bölgede, yollar zor geçilir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sel seli götürmek — çok fazla sel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük