-
1 gönülden çıkarmak
вы́рвать из се́рдца, не вспомина́ть кого -
2 gönülden çıkarmamak
всегда́ по́мнить ( любимого) -
3 gönül
- lü1) душа́, се́рдцеgönül işleri — серде́чные дела́
gönül maceraları — любо́вные похожде́ния
2) перен. жела́ние, охо́таokumağa gönülün var mı? — у тебя́ есть жела́ние учи́ться?
••gönül kimi severse güzel odur — посл. кого́ се́рдце полю́бит, тот и краси́в
gönül ferman istemez — погов. се́рдцу не прика́жешь
- gönül akıtmakgönül kocamaz — погов. душа́ не старе́ет
- gönül almak
- gönülünü almak
- gönül avlamak
- gönül bağlamak
- gönülü bulanmak
- gönül çekmek
- gönülü çekmek
- gönülü çelinmek
- gönülünü çelmek
- gönülden çıkarmak
- gönülden çıkarmamak
- gönülü çökmek
- gönülüne doğmak
- gönülüne dokunmak
- gönülünü düşürmek
- gönül eğlendirmek
- gönülünü etmek
- gönülünü yapmak
- gönülünden geçirmek
- gönülüne göre
- gönülünü hoş etmek
- gönül indirmek
- gönülü kalmak
- gönülü kanmak
- gönülü kararmak
- gönülünü kaptırmak
- gönülü kaymak
- gönülü kırılmak
- gönül kırmak
- gönülünden kopmak
- gönül okşamak
- gönülü olmak
- gönülünü pazara çıkarmak
- gönülü razı olmamak
- gönülünü serin tutmak
- gönülünü söndürmek
- gönülü takılmak
- gönülü varmıyor
- gönül vermek
- gönül yakmak
- gönülünü yaralamak
- gönül yıkmak
- gönülü yok -
4 gönül
(-nlü)се́рдце, душа́ (как символ средоточия чувств, желаний, настроений, помыслов и т. п.)gönülden — от [всей] души́
gönül açısı — му́ки любви́, серде́чные му́ки; душе́вные пережива́ния
См. также в других словарях:
gönülden çıkarmak — (birini) sevmez veya anmaz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönülden çıkarmamak — sevilen kimseyi unutmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönülden gönle yol vardır — kalp kalbe karşıdır … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönülden ırak olmak — sevilmekten yoksun kalmak, sevilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözden ırak olan gönülden de ırak olur — ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır anlamında kullanılan bir söz Elbette tanıyamazsınız çünkü gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözden gönülden çıkarmak — önem vermemek, ilgisini kesmek Şimdi, artık gözünden ve gönlünden çıkardığı bu adamın her şeyi onun için müsavi idi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
EZ-DİL — Gönülden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAHRİYYEN — Gönülden isteyerek. Karşılıksız olarak.FAHRUL İSLAM $ (Pezdevî): Mavera ün Nehir deki Hanefî fukahasının meşhurlarındandır. Hicri 482 tarihinde Semerkant ta vefat etmiştir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gönül — is., nlü 1) Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi. O. S. Orhon 2) mec. İstek, arzu Okumaya gönlün var mı? Birleşik Sözler gönül avcısı gönül … Çağatay Osmanlı Sözlük
Misirlou — (Greek: Μισιρλού, Egyptian Girl ; from Turkish: Mısırlı, Egyptian ;[1] from Arabic: مصر, Miṣr, Egypt ), is a popular Greek song with popularity in five styles of music: Greek rebetiko, Middle Eastern belly dancing, Jewish klezmer, American surf… … Wikipedia
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük