-
1 gölge
gölge allg Schatten m; fig Schutz m;-e gölge düşürmek fig einen Schatten werfen (auf A);gölge etme! steh mir nicht im Licht!;-e gölge etmek jemandem Schatten spenden; einen Schatten werfen (auf A); stören (A);-e gölge olmak jemanden unter seine Fittiche nehmen;gölge oyunu Schattenspiel n;-i gölgede bırakmak fig in den Schatten stellen -
2 gölge
-
3 gölge
тень (ж)* * *1) теньgölge düşmek — па́дать - о те́ни
gölge düşürmek — а) затеня́ть, отбра́сывать тень; б) перен. броса́ть тень на кого-что
2) жив. тень, те́ниgölge ışık — светоте́нь
gölge ışık oyunları — светово́й эффе́кт; игра́ све́та и те́ни
3) перен. сень, защи́та; покрови́тельство•••- gölgesinden korkmak -
4 gölge
1) тень; сень поэт.gölge düşmek — а) па́дать — о те́ни; б) перен. омрачи́ться, быть омрачённым; затума́ниваться
2) жив. тень, те́ниşık — светоте́нь
gölge ışık oyunları — светово́й эффе́кт
3) перен. сень, защи́та; покрови́тельство- ın gölgesine sığınmak — укры́ться под чьей-л. се́нью, прибе́гнуть к чьей-л. защи́те
-
5 gölge
күләгә; шәвлә -
6 gölge
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > gölge
-
7 gölge
n. shadow, shade, silhouette, cloud, dark, simulacrum* * *1. shade 2. shadow (n.) 3. shade (n.) -
8 gölge
seh--------sih--------sî--------sîh -
9 gölge
Kölgə -
10 gölge
cień -
11 gölge
ЖЬАУ(Э), (Абз. ЖЬАУЭ) -
12 gölge
жьау -
13 gölge
ظلفيءكنف -
14 gölge
1. ظل [ظِلّ]Anlamı: ışıklı yerde oluşan karanlık2. فيء [فَيْء]Anlamı: ışıklı yerde oluşan karanlık3. كنف [كَنَف]Anlamı: ışıklı yerde oluşan karanlık -
15 gölge
shadow, shade -
16 gölge
"1. shadow, umbra. 2. shade. 3. shadow, silhouette. 4. shadow, shading (in a painting or drawing). 5. shadow, a person who sticks close to someone. 6. shadow, protection. -si altında /ın/ under the protection of. -de bırakmak /ı/ 1. to cast (someone) into the shade, put (someone) in the shade, overshadow, surpass. 2. to overshadow, cast (something) into the shade. - düşmek /a/ (for a shadow) to fall upon (something). - düşürmek /a/ to cast a shadow on, overshadow, cloud. - etmek 1. to make a shadow, cast a shadow. 2. to stand in one´s light, block one´s light. 3. to stand in one´s way, thwart one´s efforts. - etme, başka ihsan istemem. Don´t bother me; that´s all I ask of you. - gibi shadowy. - görüntü silhouette. - kabine pol. shadow cabinet. -de kalmak to keep in the background. -sinden korkmak to be frightened of one´s own shadow. - olmak /a/ to protect, take (someone) under one´s wing. - oyunu shadow play, shadow show (with flat figures or puppets). - tiyatrosu shadow play, shadow theater (performed by living actors). - vurmak /a/ art to shade." -
17 gölge
kölgə -
18 gölge
chládek; stín -
19 gölge balığı
zool Äsche f -
20 gölge kabine
pol Schattenkabinett nt
См. также в других словарях:
Gölge — bezeichnet: Gül Gölge (* 1981), eine türkische Entertainerin, Schauspielerin und Model Gölge – Zukunft der Liebe, einen deutsch türkischen Film (1980) Diese Seite ist eine Begriffsklärung zur Unterscheidung mehrerer mit demselben Wort… … Deutsch Wikipedia
gölge — is. 1) Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Güneş ışınlarından korunacak yer Sakın kesme, gölgesinde yorgun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge balığı — is., hay. b. 1) Alabalıkgillerden, uzunluğu 20 50 cm, sırt yüzgeci büyük, tatlı su balığı (Thymallus thymallus) 2) Gölge balığıgillerden, büyük, eti lezzetli, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz de yaşayan bir balık, taş levreği, minakop,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge balığıgiller — is., ç., hay. b. Örnek hayvanı gölge balığı olan kemikli balıklar takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge olay — is., fel. Bir olaya katılan fakat ona hiçbir etki yapmayan veya başka bir olay tarafından var edilerek ona bağlı kalan olay Makinenin gürültüsü bir gölge olaydır … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge olaycılık — is., ğı, fel. Ruh etkinliğinin bilinçli olmadan da var olabileceğini ileri sürerek bilinci, bir gölge olay sayan felsefe öğretisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge oyunu — is., tiy. Geriden ışıkla aydınlatılmış bir perde arkasında hareket ettirilen resimlerin gölgelerinden yararlanılarak oynatılan oyun Karagöz bir gölge oyunudur … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge düşmek — bir şey üzerine karaltı inmek, üzerine gölge gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge düşürmek — (bir şeye) bir şeyin değerini veya ününü azaltacak işler yapmak ... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge etmek — 1) ışığa engel olmak 2) mec. engel olmak Gölge etme, başka ihsan istemem. Diyojen … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge gibi — varlığını belli etmeden, gizlice O bir gölge gibi kalkıp gittiği zaman farkında olmadım. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük