-
1 fazlaca
fazlaca ziemlich viel, fam ganz schön -
2 fazláca
изли́шне, избы́точно, сли́шкомrakıyı fazláca kaçırmış — он перехвати́л во́дки
-
3 fazlaca
3 (çok fazlaca) бащэ/ куэдыщэ -
4 fazlaca
adv. excessively, overly, much -
5 fazlaca
1.1) изли́шне, избы́точно; сли́шком2) дово́льно мно́го2.ли́шний, избы́точный -
6 fazlaca
бащэ -
7 fazlaca
υπερβολικά, υπέρ το δέον -
8 fazlaca yakın
very nearly -
9 işin gereğinden fazlaca yapılan
adj. supererogatoryTurkish-English dictionary > işin gereğinden fazlaca yapılan
-
10 kaçırmak
похища́ть сгоня́ть угоня́ть упуска́ть* * *-i1) уводи́ть, угоня́ть, похища́ть кого-чтоkız kaçırmak — умыкну́ть де́вушку
uykumu kaçırdı — он переби́л мне сон
2) упуска́ть (случай и т. п.); пропуска́ть; опа́здывать (на поезд и т. п.)elden kaçırmak — упусти́ть из рук
fırsatı kaçırmak — упусти́ть слу́чай, прозева́ть удо́бный моме́нт
ilâcın saatini kaçırdım — я пропусти́л вре́мя приёма лека́рства
penalti kaçırmak — спорт. пропусти́ть пена́льти
suçluyu kaçırdılar — престу́пника упусти́ли
vapuru kaçırmak — опозда́ть на парохо́д
çakmak gaz kaçırıyor — зажига́лка пропуска́ет газ
3) сойти́ с ума́zavallı kaçırdı — бедня́га сошёл с ума́
4) провози́ть контраба́ндойsigara kaçırmak — провози́ть контраба́ндой сигаре́ты
5) скрыва́ть, не пока́зывать кого-чтоkarısını benden kaçırıyor — он не пока́зывает мне свою́ жену́
6) чрезме́рно употребля́ть ( спиртные напитки)biraz fazlaca kaçırmıştım — я хвати́л немно́го ли́шнего
7) -e обмочи́тьсяdonuna kaçırmak — упусти́ть в штаны́
См. также в других словарях:
fazlaca — zf. Gereğinden biraz daha çok olarak, bir hayli Tuzak olsun diye bu şaşkın beye fazlaca sokuluyorlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
EBRAK — Fazlaca parıltılı. * Taşlı, kumlu, balçıklı yer. * Alaca renkli at. * İki renkli lekeli bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ESÛF — Fazlaca eseflenen, pek üzülen, çok kederlenen, çok fazla acıyan, yufka yürekli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEYZA — Fazlaca kusma, istifra etme. * Tıb: Kolera hastalığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağırlıklı — sf. 1) Ağırlığı olan 2) Değerlendirmelerde üzerinde fazlaca durulan 3) Çoğunluğu oluşturan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkkınlaşmak — nsz Kabarmak, şişmek O akşam daha, oda kıyafeti ile fazlaca şişmanlaşıp çıkkınlaşmış gövdesinden, bir de bozulmuş bir musluktan durmaksızın akan su gibi hiç dinlendirilmeden söyletilen gramofondan başka acı haber izi görünmüyordu. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolgunca — sf. 1) Biraz şişman 2) Fazlaca, çokça, bol Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
spektrum — is., İng. spectrum Çeşitlilik Onlar nedense spektrumlarını fazlaca geniş tutmada bir sakınca görmüyorlar. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sünger — is., hay. b., Rum. 1) Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan 2) Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti 3) Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakır şukur — zf. Fazlaca şakırtı çıkararak … Çağatay Osmanlı Sözlük