-
1 fısıldamak
fısıldamak (-i) etwas (A) flüstern, jemandem etwas zuflüstern;kulağına fısıldamak jemandem ins Ohr flüstern -
2 fısıldamak
vt flüstern; ( fıslamak) tuschelnbirinin kulağına bir şey \fısıldamak jdm etw ins Ohr flüstern [o tuscheln] -
3 fısıldamak
В шепта́ть, нашёптывать, говори́ть шёпотомkulağına fısıldamak — шепта́ть на у́хо
-
4 fisildamak
-
5 fısıldamak
pıçıldamaq, pıçıltı ilə danışmaq; kulağına fısıldamak – qulağına pıçıldamaqpıçıldamaq -
6 fısıldamak
шепта́ть* * *-i, -eнашёптывать, говори́ть шёпотом -
7 fışıldamak
шепта́ть* * *шелесте́ть, производи́ть лёгкий шум -
8 fısıldamak
пышылдау -
9 fısıldamak
v. whisper, mutter, breathe, buzz -
10 fısıldamak
pispisîn -
11 fısıldamak
Pıçıldamaq; pıçıltı ilə danışmaq -
12 fısıldamak
szept; szeptać -
13 fısıldamak
Iушъэшъэн, еIушъашъэ, къеIушъэшъэн, егъумыгъугъ -
14 fısıldamak
توشوشهس -
15 fısıldamak
-
16 fısıldamak
to whisper, to breathe -
17 fışıldamak
to whish, to fizz -
18 fısıldamak
/ı, a/ to whisper (something) to (someone). -
19 fışıldamak
,fışırdamak 1. to make a swishing or rustling sound, swish, rustle. 2. to make a rippling sound, ripple. -
20 fısıldamak
šeptat; šeptnout; šuškat
См. также в других словарях:
fısıldamak — i, e Başkalarının duyamayacağı kadar alçak sesle konuşmak, fıslamak Savcı, kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fışıldamak — nsz Fışır fışır ses çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağına fısıldamak — çok alçak ve hafif bir ses tonuyla kulağına eğilip bir şeyler söylemek Emrullah ı yanına çağırıp kulağına usulca bir şeyler fısıldadı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağına söylemek — fısıldamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUHACEZE — Fısıldamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
söwlenmek — fısıldamak, II I, 278 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sufsamak — fısıldamak, okuyup üflemek III, 286bkz: sufşamak, şuwşaşmak, şuwşatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sufşamak — fısıldamak, okuyup üflemek III, 286bkz: sufsamak, şuwşaşmak, şuwşatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
fısıldama — is. Fısıldamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fısıldaşmak — nsz, le Birbirine fısıldamak Bazı aileler sokağa çıkmış, genç kızlar aralarında fısıldaşıyorlardı. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıslamak — i, e 1) Fısıldamak 2) mec. Gizlice haber vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük